Kırık “devlet” teorisi
Başkentin en işlek kavşağında “kırmızı ışık” gibi pür cahilin dahi bildiği bir kuralın hunharca çiğnendiğini yazdık.
Ne beklersiniz?
Polis, elinde kamerası ve olanca hevesiyle ertesi gün orada olacak.
Gün be gün trafik ışıklarının olduğu farklı bir kavşakta kontrol yapacak ve kaç kişinin ceza aldığı açıklanacak.
Böylece kendine gelecek ahali.
Bunu beklersiniz değil mi?
Çok beklersiniz (!)
Öyle ya, bir saatte 94 araç kırmızı ışıkta geçiyorsa bu bir dehşettir.
Çünkü aslında çiğnenen, kurallara saygılı sürücünün haklarıdır.
* * *
“Kırık Cam Teorisi”ni anımsattı, kimi okurlar...
Ya da “Kırık Pencereler.”
Tam isabet.
Amerikalı suç psikoloğu Zimbardo’nun teorisi tam da bizim memleketi anlatıyor.
Teori şu.
Terk edilmiş bir bina düşününüz, pencerelerinin camları çoğunlukla kırıksa...
Yoldan geçen kimileri, sağlam pencere camlarını da kırmaya başlar.
Önüne çöp dökerseniz, bu kez başkaları gelir, pisliğini oraya atar.
Oysa camlarının tümü sağlam olsa, kolay kolay kimse elindeki taşı fırlatmaz.
* * *
Bir sokağın suç bölgesine dönüşmesi tek bir pencere camının kırılmasıyla başlıyor.
O tek camın kırılmasına seyirci kalmayacaksınız.
O tek camın kırılmasına izin vermeyecek, hesabını soracak, bunu da herkese göstereceksiniz.
En aydın, okumuş, varlıklı kesimler dahi kendi başına buyruk yaşıyorsa...
Bir bahanesi varsa herkesin, kendi ayıbını meşrulaştırıyorsa...
Sonuç bu olur.
* * *
Cam kırıklarına basar yürürsünüz, kırık “canlar” üzerine inşa edilmiş, paramparça bu ülkede...