Kirli eller!
Kıbrıs'ın kuzeyinde en yaşamsal iki yer varsa, biri Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu, bir diğeri Ercan Havaalanı.
"Skandal" sözcüğü yan yana geliyor, her ikisiyle de…
***
"Elimizi taşın altına koyduk" ya da "biz iş yaparız başkalar laf söyler" boşboğazlığı altına sığınan, onca demokrasi utancına rağmen mahcubiyet dahi yaşamayan bir yönetim var.
Kirli ellerini taşın altına değil bu toplumun geleceğinin üzerine koydular.
"Yalan söylüyorsunuz" dediğiniz zaman ellerine bayrak alıyor, uygun adım marş yürüyorlar.
"Devlet" kurmakla övünüyor ama o devletin Anayasası'nı çiğniyorlar.
***
Ercan Havaalanı yıllar önce "özelleştirme" ismi altında peşkeş çekildi.
“İlhak”a kesildi kurdele!
Milliyetçi hegemonyanın Kıbrıs’a dair tercihi bağımsızlık ya da özgürlük olmadı.
"Ambargo altındayız" çığlıklarının ne kadar riyakar, yalan ve sahte olduğu da ortaya çıktı böylece...
Dünyaya değil Türkiye'ye bağlanmak istiyorlar.
O nedenle görüşmüyorlar dahi dünyanın kapılarını Kıbrıslı Türklere açacak en önemli öneriyi...
***
Yedi senedir her sene, her bayram, her seyran "Yeni Havaalanı" açıyorlar.
O yeni havaalanını "büyük uçaklar" için yapıyorlar ama uluslararası onlarca havayolu şirketinin Ercan'a yöneleceği teklifi de reddediyorlar.
Ercan'ı bir “şirket”e veriyor ama “Birleşmiş Milletler”e vermiyorlar.
***
Denizin ötesinden gelen bakan, açık açık ortaya koydu talimatlarını ve Ercan Havaalanı için "gizli
mutabakat" imzalandı.
Bunu yazdık!
Hükümetten ses çıkmadı.
Şirketin avukatı doğruladı.
"Ciro paylaşımına" dair yeni ve gizli bir anlaşma var ancak, henüz hükümet sessiz…
Bunu da “milli menfaatlere” bağlayacaklar, emin olabilirsiniz.
***
"Biz iş yaparız, onlar konuşurlar" diyenler, Kıbrıs Türk Elektik Kurumu'na beş ayda beş kez başkan atadılar. Akaryakıt için "ihale" dahi yapamıyorlar ve yurttaşın sırtına yüklüyorlar, onca zararı, ziyanı, yalanı, talanı...
***
Memleketin, hukukun, yasaların, adaletin ve iradenin “yüz kızartıcı” mevsiminde ne söyledikleri anlaşılıyor, ne de yaptıkları…
Elleri de yürekleri de kirli…
Her işlerinde “gizli” bir ajanda var…
Her eylemlerinde “karanlık” bir alan…
Ada yarısı bunlara baka baka kararıyor, her adımda soygun düzeni, her yerde başıboşluk, her mecrada kural tanımazlık…