1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. ‘Kirli’ vatan!
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

‘Kirli’ vatan!

A+A-

“Mavi” vatan derken…
Ya da “Yavru.”
“Kirli” vatan çıktı ortaya…

***

“KKTC” ağzına kadar çirkefe, birileri halen “Rum” falan sorguluyor!
Bu bataklığın içindeki unsurlar fazlasıyla “Türk” kokuyor …

***

Gece kulüplerindeki insan ticaretinden kıyılardaki kumarhane hesaplaşmalarına, siyasi cinayetlerden sanal bahis operasyonlarına tümü 74 sonrası düzenin mirasıdır.
O “kutsal” değerlerin onca “kirliliğe” kalkan yapılmak istenmesi de artık iyice sırıtmaktadır.
Halkların kardeşliğinde Kıbrıslı, Türk, Yunan, Maronit, Ermeni ayırımı yoktur.
Temiz insanlar vardır.
Bir de kirli!
İyi insanlar vardır.
Bir de kötü!

***

“Bu Memleket Bizim” sözü aslında tam da böyle bir itirazdır.
Etnik kimlik temelli bir “sahiplik” değildir anlatılan…
İradeyi, demokrasiyi, kültürü ve kimliği de kucaklayan bir tutunmadır.
Katillerin, kaçakçıların, rantçıların, fırsatçıların, karanlık güçlerin “barındığı” bir karanlığa karşı ışığı çağırmaktır.
"Sizin değil, bizimdir” denen budur işte!

***

Türkiye’nin son çeyrek yüzyılına imzasını atmış en “karanlık” isimlerinden biri konuşuyor ve yalnızca siyasi cinayetleri değil adaya konuşlanan uyuşturucu trafiğini de işaret ediyor.
Bu adam sözüne güvenilir ya da itibarlı diye değil “içeriden” bir yerden konuştuğu için ilgi görüyor.Hem “bildikleri” var mutlaka…
Göz tanıklıkları!
Hem de “iç hesaplaşmaları...”

***

Kıbrıslı bir isim de var, gündemin odağında: Halil Falyalı.
Kimselere yabancı değil.
Son seçim kampanyası da dahil siyasetin çok yakınında…
Siyaset, spor ya da medyadan kim istese yardım ediyor.
Birden fazla internet gazetesinin açık ya da gizli sahibi, çok sayıda yazarın işvereni...
Oteli var, gazinosu var, marinası var.
Dünya kadar dostu var…
Son yıllarda siyaset, medya ve toplumun en görünür yerlerinde de çoğunlukla ya kumarhane sahipleri oturuyor, ya bahisçiler...
Ada yarısında “zenginlik” böyle artıyor.

***

Öyle “kokain” falan büyük işler... Bilmem, anlamam, sanmam… Ama gözlemim şu… Kirli yapı çoğunlukla “görmezden gelme” ya da “ayrıcalıklar” üzerinden köpürüyor. Çevre katliamından talana, kişiye özel yasalardan tasarlanmış kredilere, arsa arazi ikramından, lisans ya da izin lütuflarına kadar…
İşte bunun adına da “ayrı devlet” deniyor!

***

Meselenin bir diğer “ürkütücü” boyutu Peker’in “Türkiye bu adamı niye aldırmadı” sözleridir.
Mafya usulü “aldırmak” iması son derece tehlikeli!
O nedenle polis ya da yargı harekete geçmeli, ne kadar şüphe varsa gündeme getirilmelidir.

***

“Jet Skandalı” gibi çok daha göz önünde ve sıradan bir meseleyi bile sonuçlandırmayan teşkilat bu soruşturmaları yapar mı?
Sanmam!
Bataklıktan kurtulmadıkça nafile beklentiler bunlar!

Bu yazı toplam 4509 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar