KISACA ‘YUBEK’
Ercan usta aradı, geçenlerde!..
Senelerin esnafı, gerçek bir emekçi.
Kamu Hizmeti’ne gitmiş kızı, işlemleri için...
Üniversite diplomasını vermiş.
Bir de lise diploması istemişler...
Nasıl çıldırmış bağırıyor usta, telefonda:
“Bir insan liseyi bitirmeden, üniversiteye girebilir mi? Lise bitmeden üniversite mezunu olabilir mi?”
Tüzükte böyle yazıyor muhtemelen.
‘Uygulama bu!..’
Askerlik gibi...
Yağmur yağıyorsa ve komutan, ‘çiçekleri sula’ demişse, aranmaz mantığı!..
“Ay akşamdan ışıktır” der, “yaylalar yaylalar” sularsın!..
***
‘Yurttaşı Bürokratik Eziyetten Kurtarma Komitesi’ !..
Kısaca YUBEK dedim, ismine…
İlla ki şart!..
En acil ihtiyaç!..
Hemen, şimdi!..
‘Barış’ gibi!..
***
Bu teknoloji çağında…
En küçük işlem için kapı kapı gezmeniz gerekiyor!.
- Evrak al !..
- Karşıdan imza al !..
- Köşeyi dön pul al !..
- Temiz kağıdı al !..
- ‘Borcu yoktur belgesi’ al !..
- ‘Hissedarlar’ kağıdı al !..
- Filanca daireden git onay al !..
Ve her biri için kapı kapı gez al !..
Tüm bu işlemleri niye ‘devlet’ yapmıyor ki!.
Üstelik bu işleri yapsın diye maaş almıyor mu bir kamyon ahali…
Bilgisayar sisteminiz yok mu?
- “Bir zahmet siz arayınız da öğreniniz vergi borcum var mı, şirketin direktörü kim, kan tahlilim temiz mi?”
Gel…
Git…
Al…
Koş…
Yurttaşa ‘hizmet versin’ diye görev yapan insanlar dururken, neden tüm bu ‘evrak, belge, al, getir, imzala’ işlerini kendisi yapıyor ki yurttaşın!..
***
İğneden deveye her ne işiniz varsa devletle, eziyet!..
Hem o kadar teşkilat, kadro, bina!..
Hem de ‘yurttaş’ koşsun yollarda…
***
Dedim ya, en acil ihtiyaç YUBEK!..
‘Yurttaşı Bürokratik Eziyetten Kurtarma Komitesi’ !..
Bir an önce yaşama geçmeli…