Kışkırtıcı semboller
Kıbrıs'ın kuzeyi nasıl ki “kendi bedeninde bir başka ruh”la yaşıyor.
Güneyde de benzer durumu gördüğüm zaman ürperiyorum.
Dün böyle bir muhabbet yaşadım, çok sevdiğim bir gazeteci dostumla…
***
Kıbrıs çok daha öznedir adayın güneyinde…
Bir Kıbrıslı Rum’a “hangi takımı tutuyorsun” dediğiniz zaman ya Omonia çıkar ağzından önce ya da Apoel… Kendi iradelerinden şüphe duymazlar… Siyasette oyun “Yunanistan kimi istiyor” üzerinden kurulmaz. Çok daha güçlüdür, aidiyetleri… Elbette bunun en önemli sebebi dünyaya açık olmalarıdır.
***
Yunanistan'ın bağımsızlık günüydü dün.
Tıpkı kuzeyde olduğu gibi ‘milliyetçilik’ tavan yaptı.
Kuzeyde, Türkiye'nin "milli günleri" tatil...
Güneyde Yunanistan'ın...
Hatta gazeteler dahi yayınlanmıyor, düşünsenize!
***
Bir zamanlar “tatil günleri” azaltılmıştı kuzeyde…
“Denendi” demek daha doğru…
Çünkü “mevlit” tatillerinin kaldırılmasına dahi karşı çıktı sendikalar!
***
"Kıbrıs Cumhuriyeti" Anayasası’nda da böyleydi.
“Elen Cemaatı Yunan millî bayramlarını ve Türk Cemaatı Türk millî bayramlarını tesit etmek hakkını haizdirler” diyordu Anayasa…
Yanlıştı bence!
Biliyorum, tarihsel olarak öncesinde de bu bayramları kutluyordu toplumlar...
O nedenle, öncesi ya da sonrasında Kıbrıs’a dair bütünlüklü bir duygu, bağlılık, aidiyet kuramadılar.
Darbe yaşandı ve savaş…
***
Bir başka ülkenin özel günleri kendi büyükelçiliklerinde kutlanır.
Elbette saygıyı hak eder.
Her ülkenin kuruluş ya da bağımsızlık günü özeldir, önemlidir, kıymetlidir.
Ancak Kıbrıs gibi bölünmüş bir coğrafyada, “garantör ülkelerin” sembolleri zamanla ayrılıkçı ya da tahrik edici bir unsura dönüşebilir.
***
Kıbrıs ülkesinin çocuklarının yarısına tarihi “Türkler sizin annelerinizi, babalarınızı öldürdü" diye öğrettiler. Diğer yarısına "Rumlar sizi katlettiler..."
Yarılmış ve yaralı bir yerde yaşıyoruz birlikte… Çok bayraklı, çok simgeli, çok nutuklu, çok barikatlı bir yer ve yarım… Ama daha acısı hakikatlerimiz de yarım anlatılıyor!
***
İki toplumun resmi dili, elitleri, eğitim sistemi, siyaseti görmek istediklerini görüyor, sadece kendi mağduriyetlerini anlatıyor. Bütün iyiler, iyilikler, kahramanlıklar “bizim” oluyor, ne kadar barbarlık, kalleşlik, katliam varsa “onların.”
***
Bayrağa bezenmiş arkadaşım şaşırttı beni…
“Senin ülken Kıbrıs dedim…”
“Bu farklı” dedi…
***
Bayrakların ya da sembollerin kışkırtıcı birer makineye dönüştüğü günleri sevmiyorum.
Üzülüyorum.