Zekai Altan

Toplumsal olarak yeme içme kültürümüz ne kadar gelişimiştir. Ben restorant sözcüğü ile 1970’li. Lurucina’da (Akıncılar’da). İngiltere’den geldikten sonra köye açtığı lokantasının üzerine restorant sözcüğünü yazdıktan sonra ben ve arkadaşlarım köye gelen bu önemli yeniliğin ne olduğunu öğrenmeye çalışmıştık. Alt tarafı bir lokanta olduğunu sonradan öğrendik. 1970’li yıllara kadar da hayatımda hiç restoranta gitmedim. Bizler restorantları ya televizyonlarda ya da sinemalarda görmekteydik. Hatta çatal bıçak kullanımını da sosyetenin veya burjuva sınıfının kullandığı birer yemek aracı olarak görüyorduk. Çocukken çatal bıçak kullananlara da “sosyete gibi yer” diye takılırdık. İngiltere’den gelenlerin de sürekli olarak kullandığı fish & chips’i de çok önemli bir mönü olarak düşünürdük. Halbuki fish & chips’in daha çok ucuz yenen bir yemek olduğunu daha sonraları öğrendik. Bizde restorant anlayışı ve toplumsal olarak restorantlarda yemek yeme alışkanlığımız 1974 yılı sonrasına denk gelir. 1990’lı yıllarda da gelişmeye başlar, ivme kazanır. Özellikle deniz ürünleri sunan restorantlar. Ve bu restorantlarda sunulan deniz ürünleri mönüleri de genelde taze. Lezzet dünyamızda hizmet veren bir balık restorantından söz etmek isterim. Kıyı restorant.

BALIK ‘KIYI’DA YENİR

Karpaz’a giderken yol üzerindeki tabelalar sizi buraya götürür. İskele Boğazı’nda Exotik Hotel’in olduğu yerde. Exotik Hotel’e ait bir mekan. Sahilde. Adına yaraşır bir konumda. Mekânın bulunduğu konum da denize sıfır noktada. Yaz mevsiminde etrafı açılabilecek portatif olarak kuruldu. Yani hem yaz hem de kış mevsiminde deniz ürünü alabileceğiniz bir mekân. Sade bir dekora sahip mekânda sunulan mönü listesi de anlaşılabilir. Ve nefis bir aile yemeği.

MÖNÜ VE LEZZET

Mönümüz  deniz ürünleri. Meze servisine başlandı. Burada başarılı ustalardan Metin ustayı da gördüm. Benim eski personelim. Öncelikli olarak maitre d hotel sos. İçerisinde değişik baharatlardan hazırlanmış. Ve zeytinyağı. Mezeler de cacık, tahın, humus. Humusa çok farklı bir tat verdi. Bunu çözmeye çalıştımsa da bir türlü çözemedim. Bu humus oldukça da hoşuma gitti. Farklı ve hoş bir tat. Karışık turşu ve karışık Akdeniz salatası. Taze ve yanında da söğüş. Çakızdesi takiben ahtabot turşusu, kalamar ızgara, karides, patlıcan yoğurtlu, yengeç bacağı, midye, dumanlanmış balık, ahtabot turşu ve ara sıcak olarak yengeç bacağı, sibya, kıtır balık köfte, karides, ahtabot ezme güveçte ve hellim ızgara servisi yapıldı. Nefis tatlara sahip bu serpme mezelerden sonra ana yemek servisine geçildi. Serpme mezeler o kadar çok lezzetli ve doyurucu oldu ki ana yemeği ancak tadımlık olarak alabildik. Levrek balık ile fish finger ve şeftali kebabı ana yemekler: Garnitürleri ile birlikte. Tipik bir balık lokantası olmasına karşın mönü kartında farklı damak tadına hitap edecek mönülerin de olduğunu belirtmek isterim. Temiz ve hijyenik bir ortamda olan mekânın konumu da çok güzel. Dinlendirici bir ortam. Kıyı restoranta giderseniz burada nefis deniz ürünleri lezzeti ile bütünleşen sıcak bir ortamı bulacaksınız. Mönü fiyatları ise; Bu mönüye ödeyeceğiniz ücret kişi başına 100 TL. Kışın dalgaları mekânın önündeki küçük iskeleyi yalarken veya güneşli bir kış havasında vücudunuzun hafif ısınarak yemek yeme zevkini yaşabilirsiniz.  Uğramanızı tavsiye ederim. Gerçekten deniz ürünleri tadını alacağınız bir mekândır Kıyı Restorant. İhmal etmeyin.