Kızılyürek: "Dikkat, hellimde tarihi fırsatı kaçırabiliriz"
Avrupa Parlamentosu Milletvekili Niyazi Kızılyürek, hellimin 450 Milyonluk Avrupa pazarına girebilmesi için gerekli hazırlıkların tamamlanmak üzere olduğunu söyledi.
“Vurgulamakta yarar görüyorum: Hellimin coğrafi tescili bu ürünün sadece Kıbrıs adasında üretilmesini zorunlu kılacak ve bu da Kıbrıslı Türk üreticilere büyük bir fırsat sunacaktır. Bu fırsatı, ‘iki devlet’ ve ‘ayrı egemenlik’ diyerek feda etmeye hazırlananlar, Kıbrıs Türk toplumuna büyük haksızlık yapmaktadırlar”
Avrupa Parlamentosu Milletvekili Niyazi Kızılyürek, yoğun çabalar sonucu hellimin yeşilhat üzerinden Avrupa pazarına girmesi yönünde son noktaya gelindiğine dikkat çekerek, hellimin 450 Milyonluk Avrupa pazarına girebilmesi için gerekli hazırlıkların tamamlanmak üzere olduğunu söyledi.
Kıbrıs’ın kuzeyinin toplam ihracaatının %35’ini oluşturan hellimin Ortadoğu pazarında kilosunun 3.51 Euro’ya satılırken Avrupa Pazarında 6.50 Euro’ya müşteri bulabileceğine vurgu yapan Kızılyürek “Bu da süt ve Hellim üreticisinin gelir desteğini, navlun ödemelerini aylarca beklemek yerine, emeğinin karşılığını doğrudan alması demektir. İhracatın artması, ekonomik krizin yaralarını sarmaya başlamamız demektir. Toplum olarak ayaklarımızın üzerinde durmaya doğru yol almamız demektir” diye konuştu.
Yazılı açıklama yapan Kızılyürek “Zaman daralıyor. Hellimin coğrafi tescili sürecinde son noktaya gelindi. Bu süreç bir iki ay içerisinde tamamlanacaktır. Kıbrıslı Türk üreticinin önünde şu an 260 Milyon Euro tutarında olan ve önümüzdeki yıllarda yükselmesi beklenen Hellim pazarında yer edinmek için bulunmaz bir fırsat vardır” şeklinde konuştu.
“Vurgulamakta yarar görüyorum: Hellimin coğrafi tescili bu ürünün sadece Kıbrıs adasında üretilmesini zorunlu kılacak ve bu da Kıbrıslı Türk üreticilere büyük bir fırsat sunacaktır. Bu fırsatı, ‘iki devlet’ ve ‘ayrı egemenlik’ diyerek feda etmeye hazırlananlar, Kıbrıs Türk toplumuna büyük haksızlık yapmaktadırlar” diyen Kızılyürek kamuoyunu ve üretici sektörleri haklarına sahip çıkmaya davet etti. Kızılyürek “Avrupa Yurttaşı Kıbrıslı Türklerin meşru haklarını koruma iradesi taşıyan bir Avrupa Parlamentosu üyesi olarak, Kıbrıs Türk hayvan, süt ve peynir üreticilerinin haklarının takipçisi olacağımı duyururum” diye konuştu.
İşte Kızılyürek'in açıklaması
Yoğun çabalar sonucu Hellim’in yeşilhat üzerinden Avrupa Pazarına girmesi yönünde son noktaya gelmiş durumdayız. Hellimin 450 Milyonluk Avrupa Pazarına girebilmesi için gerekli hazırlıklar tamamlanmak üzeredir.
Bu aşamada Kıbrıslı Türk üreticilerin Avrupa Pazarının yüksek kalite ve hijyen standartlarını sağlayabilmeleri için yatırım yapmaları, üretim süreçlerini geliştirmeleri gerekli olacaktır. Avrupa Komisyonu bu konuda üstüne düşeni yapmaya hazırdır. İki yıl içerisinde bu meşakatli süreç meyvelerini vermeye başlayacak ve üreteceğimiz yüksek kalite hellim Avrupa Pazarında hak ettiği değeri bulacaktır.
Süt Ürünleri ve Narenciye toplam ticaretimizin %80’ini oluşturmaktadır. Her iki sektörde de çok ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Sübvansiyonlar, ihracat destekleri, navlun ücreti iadeleri ve üretici katkılarına rağmen narenciyede istediğimizi alamadığımız gibi, süt ve hayvan üreticisi de emeğinin karşılığını alamıyor. Türk lirasının devalüasyonu sonucu, üretici sorunları katlanarak büyümeye devam ediyor.
Bu sorunlarla boğuşan toplam ihracaatımızın %35’ini oluşturan Hellim sektörü ve Kıbrıs Türk Hellim üreticisi, Hellimi Ortadoğu Pazarına kilosu ortalama 3.51 Euroya satarken Avrupa Pazarında ortalama 6.50 Euro’ya müşteri bulabilecektir. Bu da süt ve Hellim üreticisinin gelir desteğini, navlun ödemelerini aylarca beklemek yerine, emeğinin karşılığını doğrudan alması demektir. İhracaatın artması, ekonomik krizin yaralarını sarmaya başlamamız demektir. Toplum olarak ayaklarımızın üzerinde durmaya doğru yol almamız demektir.
Son birkaç yılda Avrupalı tüketicinin daha sağlıklı süt ürünleri tüketmeye yöneldiği, Bulgaristan, Macaristan, İngiltere ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Avrupa’ya ihraç ettiği Hellim miktarında artış olduğu gözlemlenmektedir.
Hellimin Avrupa ülkelerinde tescil edilmesi süreci tamamlanmak üzeredir. Bu sürecin tamamlanmasının ardından Avrupa’da Hellim sadece Kıbrıs’ta üretilebilecektir ve bu da Kıbrıslı üreticiye 450 Milyonluk AB pazarını açacaktır. Kıbrıslı Türk üretici Avrupa Birliği’nin sağlayacağı hibeler ile kendini geliştirip iki yıl içerisinde bu pazara dahil olabilme fırsatını yakalamak üzeredir. Hellim ticareti ile başlayacak olan süreç ilerde diğer et ve süt ürünlerine genişletilebilecek, şu anda Hellim sektöründe çalışan toplumun %22’sini doğrudan etkileyecek gelir artışı, toplumun daha geniş kesimlerine yayılacaktır.
Avrupa Birliği standartları sadece Avrupa Pazarına girecek ürünlerde aranacaktır, diğer pazarlar için mevcut durumda Avrupa Birliği’nin hiçbir söz hakkı yoktur. Ürünümüzü satacağımız pazarı seçmek hakkı elbette bize aittir. Yerel veya Ortadoğu pazarında kalmayı, üretim süreçlerimize yatırım yapmamayı ve ürünümüzün potansiyel değerinin altında müşteri bulma seçeneğini de seçebilir, Avrupa pazarına girmek için Kıbrıs Sorununun çözüme kavuşmasını bekleyebiliriz. Fakat ekonomik akıl bunu söylemiyor. Siyasi nedenlerle böyle bir tercihe yönelenler, toplumun iyiliğinin Avrupa’da olduğunu görmek istemeyenlerdir.
Zaman daralıyor. Hellimin coğrafi tescili sürecinde son noktaya gelindi. Bu süreç bir iki ay içerisinde tamamlanacaktır. Kıbrıslı Türk üreticinin önünde şu an 260 Milyon Euro tutarında olan ve önümüzdeki yıllarda yükselmesi beklenen Hellim pazarında yer edinmek için bulunmaz bir fırsat vardır.
Vurgulamakta yarar görüyorum: Hellimin coğrafi tescili bu ürünün sadece Kıbrıs adasında üretilmesini zorunlu kılacak ve bu da Kıbrıslı Türk üreticilere büyük bir fırsat sunacaktır. Bu fırsatı, “iki devlet” ve “ayrı egemenlik” diyerek feda etmeye hazırlananlar, Kıbrıs Türk toplumuna büyük haksızlık yapmaktadırlar.
Kamuoyunu ve üretici sektörleri haklarına sahip çıkmaya davet eder, Avrupa Yurttaşı Kıbrıslı Türklerin meşru haklarını koruma iradesi taşıyan bir Avrupa Parlamentosu üyesi olarak, Kıbrıs Türk hayvan, süt ve peynir üreticilerinin haklarının takipçisi olacağımı duyururum.