Kızılyürek: “Kıbrıslı Türkler, Avrupa Birliği’ne yönelmelidir”
Avrupa Parlamentosu’na seçilen ilk Kıbrıslı Türk parlamenter Niyazi Kızılyürek, “Avrupa Yurttaşı Kıbrıslı Türkler İki Yıldır Avrupa Parlamentosu’nda” başlıklı bir basın toplantısı düzenledi
Kıbrıslı Türk Avrupa Birliği Parlamenteri Prof. Dr. Niyazi Kızılyürek, Kıbrıslı Türklerin bugünkü koşullarda seçimlerle de sonuç alamayacağını, Avrupa Birliği’ne yönelmesi ve daha fazla hak talebinde olması gerektiğini söyledi.
Tarihin hiçbir döneminde Kıbrıs’ın kuzeyine bu denli pervasız bir saldırı müdahale belirten Kızılyürek, “Kıbrıslı Türkler ancak Avrupa’ya yaklaşmaları ve federal bir gelecek için kavga vermeleri halinde kendi kimliklerini de koruyarak siyasi özne olabilirler” dedi.
“Türkiye, Kıbrıslı Türklerin Avrupa Birliği ile ilişki kurmasını istemiyor, Avrupa Parlamenteri olarak seçilmemden de bu nedenle rahatsız oldular” diyen Kızılyürek, özellikle federalist siyasi partilerin Kıbrıs’ın bütünü ve Avrupa Birliği ile ilişki kurmasının önemine değindi.
Avrupa Parlamentosu’na seçilen ilk Kıbrıslı Türk parlamenter Niyazi Kızılyürek, “Avrupa Yurttaşı Kıbrıslı Türkler İki Yıldır Avrupa Parlamentosu’nda” başlıklı bir basın toplantısı düzenledi.
Türkçe’nin Avrupa Birliği’nin ana dili olması için Anastasiadis’e çağrı
Kızılyürek, “Türkçe’nin Avrupa Birliği’nin resmi dili olması için Konsey’den oybirliği ile karar alınması gerektiğini belirtti, “Bir üye devletin bunu Konsey’in gündemine taşıması şarttır” dedi.
“Avrupa Parlamentosu’nda kendi ana dilini konuşamayan tek vekilim” diyen Kızılyürek, Kıbrıs’ın ana dillerinden birinin Türkçe olduğunu, Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis’in adada yakınlaşma ve barışı da öne alarak Türkçe’nin AB dili olmasını Konsey’in gündemine taşıması gerektiğini belirtti.
Kızılyürek, “Türkçe’nin Avrupa Birliği’nin resmi dili olması için Anastasiadis’i göreve çağırıyorum” dedi.
“Kıbrıslı Türkler arada sıkıştı”
Kızılyürek şunları söyledi: “Kıbrıslı Türkler, bir yanda Kıbrıs Cumhuriyeti devletini tek başına yöneten Kıbrıslı Rum elitlerin Kıbrıslı Türkleri siyasi eşit kabul etmeyen, federal devlete gitmekte ayak sürüyen tavırları; diğer tarafta da Kıbrıs’ın kuzeyindeki coğrafya parçasını kendinin sayan ve kendinin yönettiğini düşünen Türkiye Cumhuriyeti arasında sıkışmış durumdadır.”
Yeşil Hat Tüzüğü’nü çalıştıralım
Yeşil Hat Tüzüğü’nün çok daha iyi çalıştırılması gerektiğini söyleyen Kızılyürek, özellikle Kıbrıs Cumhuriyeti kaynaklı ihlallerin üzerine gittiğini söyledi.
“Tüm çabalarımız iki toplumun yakınlaşması, gelecekte adanın birleşmesi içindir” diyen Kızılyürek, Kıbrıslı Türklerin haklarının yükseltilmesi için adanın kuzeyinden yapıcı bir çaba görmediğini belirtti.
Avrupa’ya “ayrılıkçı” bir dille konuşarak sonuç almanın mümkün olmadığını anlatan Kızılyürek, “Maalesef Kıbrıs’ın kuzeyinde bir küskünlük hali mevcuttur” diye konuştu.
“Travmaların dışında bir ülke inşa etmek.”
Kızılyürek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Birlikte ayağa kalkalım! Toplumlar kendi travmalarını yaşıyor, geleceğin siyaseti bu travmaların dışına çıkarak bir ülke inşa etmektir.
Hayatın tüm alanında Kıbrıslı Türklerin dışlandığı yerler olduğunu görüyor ve biliyorum.
Ancak, Kıbrıslı Türklerin hak talebi yönünde kuzeyden de bir çaba gelmiyor. Siyasi partiler de bu anlamda suskundur.
Hayatın tüm alanlarına sızmış bir ayrımcılık vardır ve bu bir mantalitedir, bununla kavga etmek gerekiyor.”
Hellim konusu
Kızılyürek, “hellim”in Kıbrıs’a yönelik coğrafi tescilinin önemli bir fırsat yarattığını, Kıbrıslı Türk üreticilerin de 450 milyon kişilik bir pazara girilebileceğini söyledi.
“Kıbrıslı Türk üreticinin Avrupa pazarına girmesindeki tek engel iki devletçilik oyunudur” diyen Kızılyürek, bu hafta Avrupa Parlamentosu içinde temasları olacağını ifade etti.
Kızılyürek’in kuzeydeki temsilcisi Derya Beyatlı, Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın henüz üreticilere yönelik başvuru sürecini başlatmadığını ifade etti.