1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Kızımın suçu etnik kimliği”
“Kızımın suçu  etnik kimliği”

“Kızımın suçu etnik kimliği”

‘Yasaklı yayın ve yasa dışı cemiyete üyelik’ soruşturmasında babanın isyanı

A+A-

Bir evladını 5 sene önce trafik kazasını kaybeden, CTP Parti Meclisi üyesi Bengül Gargınsu’nun tutuklanmasının ardından dün kızı S.A da polise çağırıldı.

 Polisin “aradığı ikinci şahıs” olduğu düşünülen S.A, öğle saatlerinde avukat Ürün Solyalı ve ailesiyle birlikte Lefkoşa Polis Müdürlüğü’ne gitti, akşam saatlerinde göz altına alındı

S.A, saatler süren sorgusunun ardından ‘annesinin Lefkoşa Polis Müdürlüğü hücresinde tutuklu olması, aynı davadan iki zanlının aynı yerde bulunamayacağı’ zorunluluğu nedeniyle Demirhan Polis Karakolu’na götürüldü.

BABA, YENİDÜZEN’E KONUŞTU… Tedirgin şekilde, kızının sorgusunun bitmesini Lefkoşa Polis Müdürlüğü binası önünde bekleyen baba Seyidi Alıcı YENİDÜZEN’e konuştu, yaşananları anlattı. “Kızımın suçu etnik kimliği” diyen baba Alıcı, polisin yaptığı tutuklamanın hem insan haklarına aykırı olduğunu hem de ‘baskı’ unsuru oluşturduğunu savundu.

Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik: “Mahkumiyet olması için yalnızca tasarruf yeterli değil”

 Emekli Başsavcı Yardımcı Muavini Hakkı Celal Önen:  “Her kitap bulunduranın evine baskın yapılıp, tutuklama gerektirmez”

Emekli Albay Öcal Dallı: “TSK’nın içerisinde var ama KKTC’de yasaklı kitap listesi yok”

 

Ayşe GÜLER


‘Yasaklı yayın ve yasa dışı cemiyete üyelik’ iddiasıyla tutuklanan Bengül Gargınsu’nun ardından, kızı S.A da polis tarafından gözaltına alındı.
CTP Parti Meclisi üyesi Bengül Gargınsu’nun tutuklanması ile ülkede yaşanan gerilime, dün bir yenisi eklendi.
Polisin aradığı ikinci şahıs olduğu düşünülen Gargınsu’nun kızı S.A, öğle saatlerinde avukat Ürün Solyalı ve ailesiyle birlikte Lefkoşa Polis Müdürlüğü’ne gitti.

S.A, saatler süren sorgusunun ardından ‘annesinin Lefkoşa Polis Müdürlüğü hücresinde tutuklu olması, aynı davadan iki zanlının aynı yerde bulunamayacağı’ zorunluluğu nedeniyle Demirhan Polis Karakolu’na götürüldü.

S.A’nın mahkemeye çıkarılıp, çıkarılmayacağı bu sabah belli olacak. Söz konusu kişiye polisin "kasti hasar" suçlaması getirdiği de iddia edildi.

Tedirgin şekilde, kızının sorgusunun bitmesini Lefkoşa Polis Müdürlüğü binası önünde bekleyen baba Seyidi Alıcı YENİDÜZEN’e konuştu, yaşananları anlattı.

“Kızımın suçu etnik kimliği” diyen baba Alıcı, polisin yaptığı tutuklamanın hem insan haklarına aykırı olduğunu hem de ‘baskı’ unsuru oluşturduğunu savundu.

Alıcı, “Eğer bir kitap okumak suçsa, kabul ediyorum. Bir kitap için bu kadar huzursuz olunması, tantana çıkması, hücrede tutmaları kabul edilemez. Demokratik ülkelerde bu şekilde muamele olmamalı” şeklinde konuştu.

 “Tasarruf, mahkumiyet için yeterli değil”

Yapılan tutuklama ile ilgili tartışmalar, dün de gün boyunca devam etti.

Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, ülkede ‘yasaklı kitap’ listesi bulunmadığını ancak Ceza Yasası’nda yasaklı kitaplarla ilgili bir suç olduğunu açıkladı.

Mağusa Kaza Mahkemesi’nde 28 Şubat’ta verilen karar ile kitap bulunduran bir kişinin beraat ettiğini hatırlatan Şefik, “ Orada mahkemenin söylediği, kitapta yer alan açıklamaları savunmadığı veya görüşlerin propagandasını yapmadığı takdirde tasarruf mahkumiyet için yeterli değil kararı var” şeklinde konuştu.

Şefik, söz konusu davada tutuklanan kişiye “Yasa dışı cemiyete üye olma”, “yasa dışı yıkıcı ve propaganda niteliğinde yayınlar bulundurmak” suçlaması getirildiğini de sözlerine ekledi.

Öte yandan Emekçi Başsavcı Yardımcı Muavini Hakkı Celal Önen, bu durumun insan haklarına aykırı olduğunu söyledi,  “Fikri aktif hale getirmediği sürece suç olabileceğini düşünmüyorum. Her kitap bulunduranın evine baskın yapılıp, tutuklama gerektirmez. Polisin daha açıklayıcı olması gerekiyor.” dedi.

Emekli Albay Öcal Dallı da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kendi içerisinde terör örgütleri ile ilgili yayın listeleri olduğunu ancak Kıbrıs’ın kuzeyinde yasaklı kitap listesi olmadığını yineledi.

 

Aile konuştu, çağrıda bulundu:

“Polisin yaptığı tutuklama baskı unsuru oluşturdu”

“Suçları Kürt olmak… Başka bir şey yok… Polisin yaptığı tutuklama baskı unsuru oluşturdu. Kızım burada doğdu, büyüdü. Tek suçu, babası ve annesinin Kürt olması… Yapılan tutuklamalar, insan haklarına aykırı. Kızım Tıp Fakültesi’nde üniversite öğrencisi. Bu aşamada psikolojisi etkileniyor, süreç içerisinde de zarar görecek. Hem eski eşim hem de kızım zor durumda. Eski eşim midesinden rahatsız, bir şey yemiyor, içmiyor… 2 gündür aynı durumda.”

“Kızım hüngür hüngür ağlıyor, suçu nedir ki de hücrede?”

“Ülkede yasaklı kitap listesi yok. Bu olaylar ülkede huzursuzluk, tedirginlik yaratıyor, endişe veriyor. Bir kitap okumak bu kadar büyütülmemeli. Bu, yol kesmek. Kızımın psikolojisi ne olacak, bununla ilgili hesabı kim verecek? Hüngür hüngür ağlıyor. Suçu nedir ki hücrede? 23, 24 yaşındaki bir kız bu halde.”

“Eğer bir kitap okumak suçsa, kabul ediyorum”

“Polis baskını yapıldığında evde değildim. Haberi alır almaz geldim. Dün de davayı takip ettim. Oradaki polis çavuşu, eski eşime hitaben ‘ bunu buradan çekin’ şeklinde konuşması hoş değil. Bu ne demektir? İnsan gibi muamele söz konusu değil. Kalabalık olduğu için duruşmaya giremedim. Eğer bir kitap okumak suçsa, kabul ediyorum. Bir kitap için bu kadar huzursuz olunması, tantana çıkması, hücrede tutmaları kabul edilemez. Demokratik ülkelerde bu şekilde muamele olmamalı”

 


HUKUK CAMİASI NE DEDİ?

 

Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik:
“Mahkumiyet olması için yalnızca tasarruf yeterli değil”

“Yasaklı kitap listesi yok. Ceza Yasası’nda yasaklı kitaplarla ilgili bir suç var. Ancak liste yok. Önceki günkü tutuklama ‘yasa dışı örgüt üyeliğiyle’ de ilgilidir… Bu konuda geçmişte, Mağusa’da bir beraat kararı çıktı. Mahkumiyet olması için yalnızca tasarruf yeterli değildir. Yasada, ‘propaganda yapılması gerektiğine’ dair de yorum var.

“Yasa dışı cemiyete üye olma”, “yasa dışı yıkıcı ve propaganda niteliğinde yayınlar bulundurmak” suçlaması getirildi. Ceza Yasası’na bakıldığında 59. madde, yasanın 48. maddesinde ifade edilen içeriği olan kitabı tasarrufunda bulundurmayı suç azleder. 3 yıl hapisliği var. 48. maddeye bakıldığında; yıkıcı niyetin hangi koşullarda var olduğu izah edilir. Dün getirilen soruşturma bu maksatlıydı. Polis 3 gün talep etti, mahkeme 2 gün verdi. Benim anladığım, tasarrufunda bulunan yayından daha fazla yasadışı cemiyete üye olma noktası var. Ancak bunun yanında, Mağusa Kaza Mahkemesi’nde 28 Şubat’ta verilen bir karar ile kitap bulunduran bir kişi beraat etti. Orada mahkemenin söylediği, kitapta yer alan açıklamaları savunmadığı veya görüşlerin propagandasını yapmadığı takdirde tasarruf mahkumiyet için yeterli değil kararı var.

Ceza Yasası’nda tadilat gerekip, gerekmeyeceği noktasına ben cevap veremem. Mevcut mevzuatı uygularız. Bunu değişip, değiştirmeyeceğine kanaat getirecek olan Meclis’tir. Mağusa’daki kararın istinafı henüz dosyalanmadı. Dosyalama süresi de dolmadı. İstinaf dosyalandığı takdirde Yargıtay’ın süzgecinden geçecek. Ondan sonra kesinleşecektir. Daha önce yine Mağusa’da birkaç sene önce bir kişi mahkumiyet almıştı, sanırım yakın geçmişte bu ilkti. Avukatı ile gidip, suçlarını kabul etmişler. Bir kişi yargılanmayı beklerken tutuklu kalmıştı. O nedenle de bir aylık ceza almıştı. Cezayı mahkeme takdir ettikten sonra cezaevinden çıkmıştı. Yasadışı cemiyete üye olma suçundan başka getirenler de var, teminata bağlananlar da var.”

 

Emekli Başsavcı Yardımcı Muavini Hakkı Celal Önen:
“Her kitap bulunduranın evine baskın yapılıp, tutuklama gerektirmez”

Yasaklı kitap listesi yok. İçişleri bakanı da bu liste olmadığını söylemiş. Ceza Yasası’nda yasaklanmış örgütlere ait broşürlerin yasak olduğu var. Fikri aktif hale getirmediği sürece suç olabileceğini düşünmüyorum. Bu durum, insan haklarına aykırı… Bu konuda verilen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı var. Mağusa Kaza Mahkemesi’nde geçtiğimiz yıl ‘yasaklı kitap’ nedeniyle tutuklanan bazı kişiler beraat etmişti, suç oluşturmaz şeklinde karar çıkmıştı. Mesela, geçmişte yasak olmadığı için bir kitap aldın, evinde bulundurdun. Suç işlemek niyeti olmadığı sürece suç olabileceğini düşünmüyorum. Bu gibi kitaplar, eyleme konulursa suç olur.  Polisin de bunu göz önünde bulundurması gerekiyor. Her kitap bulunduranın evine baskın yapılıp, tutuklama gerektirmez. Polisin daha açıklayıcı olması gerekiyor.

 


 

EMEKLİ ALBAYDAN ‘YASADIŞI KİTAP’ TUTUKLAMASI YORUMU…

 

Emekli Albay Öcal Dallı:
“TSK’nın içerisinde var ama KKTC’de yasaklı kitap listesi yok”

“Kıbrıs’ın kuzeyinde yasaklı kitap listesi yoktur. İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars da böyle bir liste olmadığını söyledi. Bir vatandaş olarak bakanın sözüne güveniyoruz. KKTC’ye ait yasaklı listesi yok. TSK’nın kendi içerisinde terör örgütleri ile ilgili yayın listeleri var. Ama bunlar KKTC ile direkt bağlantılı olan değil. Ben, Harp Okulu’ndayken Türkiye’nin listesini görmüştüm. Bizlere de verilmişti. Ancak KKTC’nin görmedim.”

 

yeniduzen-satin-aliniz-20190314085102.jpg

 

Bu haber toplam 5608 defa okunmuştur
İlgili Haberler