KKTC, alelade bir yalandan başka hiç bir şeydir!
KKTC nedir?
Mesela, Bellapais Trafik Işıkları’dır KKTC!
Neden mi?
Mühendislik yetersizliği mi desem, “çullisine trafik ışıkları” mı desem?
Herkesten rica ediyorum, bir saat kadar orada durup, araçları da yayaları da takip etsin!
Ne demek istediğim anlaşılacak!
-*-*-
Beşparmak Dağları istikametinden geliyorsunuz, ya dosdoğru yeni liman tarafına gideceksiniz, ya sağa dönecek, Ozanköy – Bellapais istikametine süreceksiniz...
Sola dönüp Girne’ye girebilirsiniz.
Burada sorun yok!
Yeni Liman’dan gelip, sola Ozanköy istikametine de dönebilirsiniz, doğru da gidebilirsiniz... Ama sağa dönüş yok!
Neyse, araçların ışıklardaki akışı tamam da peki yayalar?
“Kıbrıslı olan yürümez, on adıma da ya motrcuğuyla ya da otomobiliyle gider” diyebilirsiniz de bahsettiğim yerde yayalar kesinlikle Allah’a emanet!
-*-*-
Dün öğleyin “turist” ya da “yabancı”, kim bilir belki de “üniversite öğrencisi” iki yaya kadın gördüm...
Saat 14.00 suları.
Hava sıcaklığı gölgede 35 derece ve rutubetten geberten bir Girne atmosferi!
Kadınlar, yolu nereden, nasıl geçeceklerini bilemedi!
Dakikalarca sağa sola, trafik ışıklarına baktılar ama meseleyi çözemediler.
Sonra, Müslümansalar “besmeleyle”, Hıristiyansalar haç çıkarıp yolu geçtiler!
Canları mı?
O anda trafik ışıklarının güvenliğine değil, sürücülerin insafıyla Allah’ın takdirine emanetti!
-*-*-
Evet, bu çok basit bir örnek ama işte budur KKTC!
-*-*-
Bir başka örnek vereyim mi?
Avustralyalı bir adam, kokain kaçakçısıymış, mafyaymış!
Interpol tarafından aranıyormuş!
Interpol’ün “kırmızı bültenle arananları” arasında adı yok!
“Tehlike teşkil ediyor” dendi ve sınır dışı edildi!
Peki kim karar verdi buna?
-*-*-
Kim isterse olsun, herkesin “itiraz” ve “yargı talebi” vardır...
Konuşturmadılar!
Suçlu ilan ettiler!
Attılar!
Arkasından da al dedikoduları; yok rüşvetle ülkede oturum izni aldı, hayır hayır öğrenci vizesiyle buradaydı, bir gazeteci kendisinden rüşvet istedi, gazeteci değil canım TC’li bir üst düzey yetkili kendisinden 3 milyon Dolar istemiş, vermeyince de hoop sınırdışı!
-*-*-
İşte budur KKTC!
“Güvenlik” gerekçesi ile kim bilir, belki de yargının “masum” kararı vereceği, verebileceği; belki de vermeyeceği ama “yargılanma hakkı” elinden alınmış birini apar topar ülkeden kovmak; ne kadar “insan haklarına uygun”dur!
İşte KKTC, “bazı kişilerin”, keyfine göre davranabildiği, arkasından da “dilediğiniz her şeyi söyleyebileceğiniz bir ülkedir”!
Hukuk hak getire!
Adalet yerlerde sürüne!
İnsan hakları sizlere ömür!
-*-*-
KKTC mi?
Seçilmiş başbakanın “güm” diye aşağı atılabildiği ve kimsenin “gık” diye dahi ses çıkarmadığı bir ülkedir KKTC!
-*-*-
Çok basit bir örnek daha vereyim...
BRTK Müdürü Meryem hanım Yüksek Seçim Kurulu kararını uygulamadı ve suç işledi değil mi?
“Çok önemli bir haberi halka duyurma görevini yerine getirdi” diyor savunanlar...
Kardeşim, “seçim yasaklarına uymadı”...
Haaa, KKTC öyle bir yerdir ki, Meryem hanıma “bu yayın yapılacak, sakın kesme” diye talimat verenlerin “adamlığı”, “evet emri biz verdik” demeye yetmemektedir...
-*-*-
Ve Meryem hanım iki ay hapse giderken, dışarıda kalan “asıl suçluların”, sanal medyada ahkam kestiği, bu “ahkamcıların” çok sıklıkla savunduğu bir devlettir KKTC!
-*-*-
Hastane ya da yol inşaatları yıllarca yarım kalan ve yine ahalisinin hesap sormaya gerek duymadığı bir ülkedir KKTC!
-*-*-
2 milyon Dolarlık akaryakıta, sırf Türkiyeli bir yetkiliden ihalesiz alım yapılması emri geldiği için 3 milyon Dolar ödenen; ardından da tüm ahalinin sadece dedikodu yapıp, “bir milyon Doları bölüştüler” dediği ama hesap sormaya gerek duymadığı bir “karanlıktır” KKTC!
-*-*-
KKTC, birbirinden nefret eden, birbirinin kuyusunu kazan insanların, bir araya getirilip, “hükümet” adının verildiği kurumla güya yönetilirmiş gibi yapılan bir sözde devlettir...
-*-*-
KKTC, bir “corrupt” ülkede olması gereken her türlü usulsüzlük, yolsuzluk, kara para aklama, rüşvet gibi çirkinliklerin iki farklı bayrakla örtülerek gizlendiği bir ülkedir!
-*-*-
Ve KKTC, cumhurbaşkanlığına seçilen kişinin “eşit ve egemen bir devlet” sandığı, “alelade bir yalandan başka hiç bir şey” değildir!
3 konu: İngiltere Başbakanı kim olacak?
İngiliz çöpü Adana’da! Ve Osman Kavala!
İngiltere’de Muhafazakar Parti liderini, haliyle ülke de başbakanını arıyor...
Umarım Rishi Sunak seçilir...
Neden mi?
Bu partiyi ya da ideolojisini sevdiğimden değil elbette... Sadece, “İngiliz olmayanların O’nu istemediğini” bildiğimden yani ırkçılığa inattan!
-*-*-
İngiliz Daily Mirror gazetesinin dünkü manşeti bir hayli ilginçti...
İngilizlerin pisliğinin, yani çöplerinin, yurt dışına “ihraç” edildiğini anlatıyordu bu manşet...
Nereye mi?
Türkiye’de, Adana ilinde beş ayrı noktaya...
Ve orada yakılıyor çöpler... Sözde ayrıştırılıyor...
Bence bu “emperyalizmin” bir çeşit “modern” tavrından başka bir şey değildir...
Zengin, pisliğiyle yoksulu kirletiyor...
Üstelik bundan para da kazanıyor...
-*-*-
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’de Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan tutuklu iş insanı Osman Kavala, ile ilgili olarak geçtiğimiz gün son bir karar üretti ve açıklama yaptı...
AİHM, Türkiye’ye en basit şekliyle diyor ki; “... Siz bu kişiyi adil bir şekilde yargılamadınız, siyasi baskı ile hapsettiniz, derhal serbest bırakın...”
Peki Türkiye bu karara uymak zorunda mı?
Hem zorunda, hem değil!
Uyarsa, sorun yok, uymazsa ne olacağının “örneği” yok!
Daha önce başka bir ülkeye benzer bir uyarı yapılmış değil...
Mesele “hukuki” olmaktan çok, “siyasi” olacak... Ve kesinlikle Türkiye’ye karşı kullanılacak...
Türkiye ile Avrupa arasındaki ilişkileri gerebilecek bir konu...
KKTC nedir? Bugün bu soruyu sorup, bir makale kaleme aldık... Bir de fotoğrafını paylaşalım... KKTC, kuru çam dallarının biriktiği ormanlık alanlara yangına sebep olabilecek cam şişelerin hoyratça atıldığı, “Kıbrıs Adası ile hiç bir aidiyet duygusu bağı bulunmayan çoğunluğun” yaşam sürdüğü bir yerdir...