1. YAZARLAR

  2. Mert Özdağ

  3. KKTC Cumhurbaşkanı (!)
Mert Özdağ

Mert Özdağ

KKTC Cumhurbaşkanı (!)

A+A-

 

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaratılan hava ve sonrasında yaşananlar…
Aslında çok da şaşırmaya gerek yok…
Seçimler öncesinde Anastasiadis ile Eroğlu müzakerelerin başlaması konusunda uzlaşıya varmıştı.
Yani seçimi kim kazanırsa kazansın görüşmeler başlayacaktı, bunu hepimiz biliyoruz.
Ne oldu?
Seçimi Akıncı kazandı…
CTP'nin kendi iç meselelerinin etkisi, Akıncı'ya yönelen 'merkez' oylar ve Özersay faktörünün Eroğlu'ndan ciddi anlamda oy çalması  seçimin sonucunu belirledi.
Kimileri bu sonucu “devrim” olarak nitelendirdi.
Öylesine bir hava yaratıldı ki, adeta halk bu sonuçla Türkiye'ye kafa tutacağını sandı.
Oysa ki Akıncı, bildiğimiz Akıncı'ydı…
Siyasi yaşamının her evresinde döneme göre ayak uyduran ancak KKTC'yi benimseyen yanını da hiç gizlemeyen Akıncı'ydı…

Seçimden önce yapılan eleştirilere, uyarılara hemen hemen herkes kulak tıkadı.
Hatta Akıncı'yı eleştirenler “barış yanlıları arasına nifak sokmaya çalışan hainler” olarak da ilan edildi.
Akıncı'yı eleştirenleri "hain" ilan edenler şimdi Saray'da atanmışlar olarak görev yapıyorlar, devletten maaşlı, bu da bir başka ayrıntı…
Neyse, devam edelim.
Dedim ya, seçimi kazanan Akıncı, bildiğimiz Akıncı'ydı…
Ve kimse kusura bakmasın ama müzakerelerin başlaması Akıncı'nın değil Eroğlu'nun oluru ile karar verilmiş bir konuydu.
Neyse...
Kimse bazı gerçekleri görmek istemedi.
Bu körleşme bugün de devam ediyor kimi kesimlerde…
Seçimden bu yana çok şey değişti...
Çok açık ve net bir şekilde söylemek gerekirse Akıncı “Kıbrıslı Türklerin lideri” olmak yerine “KKTC Cumhurbaşkanı” olmayı yeğledi.
O, KKTC'ye inanan, onun güçlenmesi için hayaller kuran bir liderdi. Hep öyle oldu.
Eskiden de, şimdi de…
Ara ara gerçek yüzünü gösteriyor, “KKTC'ci” yanının sinyallerini vermeye devam ediyor.
Şimdi bu hallerine şaşırıp onu eleştirenlere bakıyorum da, yüzümde bir gülümseme beliriyor.
Neredeydiniz ya paşam siz seçim döneminde diye sormaktan kendimi alamıyorum.
Ne-re-dey-di-niz?
Bundan birkaç ay önce “Bu süreç bir referanduma gitmez, durum, karşılıklı birbirini suçlama yarışına dönerse seyreyleyin siz cümbüşü o zaman” demiştim.
Tam de dediğim oldu, süreç karşılıklı suçlama dönemine girdi artık.
Şimdi  bazı arkadaşlar çok kızgın!..
Neden kızgın biliyor musunuz?
Akıncı çok KKTC’ye sarılmış!..
Bu kadarını beklemiyorlarmış!..

Ah canım, üzüldüm şimdi (!)
Hatırlayın 2015 Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesini.
Ne konuşuyor, ne yazıyorduk birazcık hatırlayın.
Başından beri hiç inanmadım Akıncı’ya…
Hiç!..
İnananları uyarmaya kalktığımda hep hakarete uğradım o dönem.
Bu köşenin yazarı olarak ben de bu tepkilerden nasibimi aldım.
Hemen hemen herkesin gözü kördü sanki, göremediler!..
Akıncı’nın rejim adamı olduğunu, bu sisteme büyük değer verdiğini, Türkiye ile çatışmayacağını anlayamadılar, oy verdiler, seçtiler.
Şimdi ne oldu biliyor musunuz?
Tepki gösteriyorlar!..
Bizzat seçimde “Akıncı, Akıncı” diye slogan atanlar şimdi çok şikayetçi bu durumdan…
Seçimden önce Akıncı'ya düşkünlüğü ile bilinen bir gazeteci dostumla sohbet ediyoruz geçenlerde.
"Ben sana demiştim" diyorum, Akıncı bildiğimiz Akıncı…
Gazeteci dostum cevap veriyor "Bu kadar KKTC'ye sarılacağını fark edemedim, bu benim hatam olmalı, ki sen bunu yazmıştın, haklı çıktın…"
Haklı çıktım da ne oldu be dostum, ne oldu?
Saray'da paşa paşa KKTC'yi savunan bir lider var şimdi, tıpkı Eroğlu gibi…
Paşa paşa Türkiye'nin etkin ve fiili garantisini talep eden bir lider var, tıpkı Eroğlu gibi…
Ve siz hala bu süreçten medet umuyorsunuz, değil mi?
İyi seyirler size.
İyi seyirler.

---------------------------------------------------------------------

'Maraş vaadi' duvara tosladı

Maraş bütünlüklü çözüm çerçevesi dışında gündeme gelecekti, ne oldu var mı bir gelişme?
Son günlerde kokusu çıkıyor, yokmuş!..
Mustafa Akıncı seçimden önce çok iddialı konuşuyordu.
Akıncı Maraş'ı açacak, Ercan'a uluslar arası uçuşların başlamasını sağlayacak,  Mağusa Limanı'na uygulanan ambargoyu kaldıracaktı.
Ne oldu?
Bakın ne diyordu Akıncı seçimden önce:
• "Ben, kapalı Maraş’ın açılmasına paralel olarak Mağusa Limanı’nın geliştirilip doğrudan ticarete açılması, Ercan Havaalanı’ndan direkt uçuşların yapılmasını öneriyorum. Oturalım, kapsamlı çözüme paralel bir süreçte bu konularda uzlaşma arayalım diyorum"
                                                                  ***
6 Mart 2016'de ise bu konuda uzlaşma olmadığını şu sözlerle anlatıyor bu kez Akıncı:
• "Taraflar uzlaşma sağlayamadı. Ercan Havalimanı konusunda Kıbrıs Rum tarafınca bir çekince var. Bu nedenle biz , Ercan Havalimanı masada yokken Maraş’ı açmaya da hazır değiliz"
Neymiş?
Demek o kadar kolay değilmiş!..
Neymiş?
Seçimde söz vermek kadar basit değilmiş.
Neymiş?
Maraş konusunda da uzlaşma yokmuş!
Yani bu vaat da fosmuş!
Neymiş?
Maraş da bütünlüklü çözümün parçası mıymış?
İyi seyirler.

---------------------------------------------------


O fotoğrafın kahramanı: Emine Yeşiltepe

2003’te çekmiştim bu fotoğrafı, henüz barikatlar kapalıydı.
Pergama’da düzenlenen bir barış etkinliğiydi.
Kıbrıslı Rum ve Türk Baflılar buluşmuş, yıllar sonra bir araya gelmişti.
Fotoğrafta iki çocukluk arkadaşının buluşması vardı, izleyenleri gözyaşlarına boğan…
Biri Kıbrıslı Türk…
Diğeri Kıbrıslı Rum…
Fotoğrafı güzel yapan içindeki duygu seli, ifadeler bütünüydü…
İki çocukluk arkadaşının yıllar sonra gözyaşları içinde kucaklaştığı anda basmıştım deklanşöre…
Fotoğraf YENİDÜZEN’in manşetinden yayınlanmıştı, ertesi gün.
Neredeyse barışın simgesi oldu, birçok yerde yayınlandı.
Yıllar geçti üzerinden…
Fotoğraftaki (soldaki) Kıbrıslı Türk kadının EMİNE YEŞİLTEPE olduğunu öğrendim dün…
Torunu Osman Çetereisi ile konuştuk konuyu.
Çok sevindim, fotoğrafın hikayesinden haberi varmış Emine nenenin…
Bu vesile ile yeniden yayınlamak istedim, yıllar sonra…
Yakında fotoğrafı ve barışı konuşmak için bir araya gelme planımız var.
Bakalım neler anlatacak…

Bu yazı toplam 2650 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar