KKTC dediğimiz; Canlı bir "masal kitabı" gibi sanki...!
PAN-İSLÂMİZM
UBP'nin "komedya"sını otuz yıldan beri tavaf ederdik de;
Bugün bu masal, tamamen AKP'li bürokratlar tarafından yazılıp, yönetilip, manipüle edilince;
Ortaya "oldu-bitti" türü yeni bir feodalite çıktı...
AKP'lilere göre, sağlıklı bir toplum o
PAN-İSLÂMİZM
UBP'nin "komedya"sını otuz yıldan beri tavaf ederdik de;
Bugün bu masal, tamamen AKP'li bürokratlar tarafından yazılıp, yönetilip, manipüle edilince;
Ortaya "oldu-bitti" türü yeni bir feodalite çıktı...
AKP'lilere göre, sağlıklı bir toplum olmanın yolu ;
Tüketim ilkesine dayanıyor!
Ne trajik bir ikilem!
Diğer önemli bir yol ise, önyargıların gölgesindeki yeni bir ibadethane!
Kapitalizm ve Pan-İslamizm...
AKP'nin iki yüzü...
Biri tüketim, öteki ibadethane...!
Medeniyetleri bu!
İNANCA DAYALI VATANDAŞLIK !
Onlar için düşüncenin bütün kutuplarını kucaklamak demek, bu iki çerçeve içerisine tıkmak demek!.
Lâkin , öyle bir kâinat ki her cins insanla dolu!
Her toplumun kendine âit bir ruh iklimi var;
Alman için başka, İngiliz için başka, KıbrıslıTürkler için başkadır.
Kendi terbiye metotlarınızı Kıbrıs'a ithal edip, KıbrısTürk'üne sanki yüzyıllardır hiç görmemiş ve inançlarını reddetmiş gibi onlara kur'an okutup, ezberletip, inançlarını tektipleştirerek kendinizinkiyle özdeşleştirip, hareketlerini ona göre ayarlatamazsınız...
Hala Sultan'ı dahi Kıbrıslı Türkler dışında birçok insan bilmezken, her türlü olumsuz koşullarda onun yerini koruyan ve yaşatan, farklı inançlar içerisinde zikirlerinden zekeriya sofralarına kadar inanç kültürlerini uygulayan, mevlevi tekkelerinden bektaşi geleneklerine ve mart 9'u diye yaşanan nevruzlara kadar birçok farklılıkları içerisinde barındıran, inançları doğrultusunda tüm dini ritüellerini büyük bir sevgi ve paylaşımla yaşayan Kıbrıslı Türkler'e bugün kalkıp da "inançsız" muamelesi yapamazsınız...!
Kıbrıslı Türkler dini inançlarını günümüze değin bir kültürel ritüel içerisinde ve aşure tadında yaşamışlardır; halbuki bugün buraya getirilmeye çalışılan inançların siyasileştirilmiş boyutlarıdır ki sorun ve farklılık da işte tam da bu noktadadır...
Vatandaşlık bağını inanca indirgeyen bir toplum yaratamazsınız.
Kapitalizm, sömürü ve sermaye ile bir gönül bağı kurdurtamazsınız.
YABANCI TERBİYE !
UBP'ye vakfettiğiniz dâvayı bu toplum biliyor:
Kıbrıs Türk'lüğünün "ne kalıbı, ne de adı kalmalı”...
İnsanlar ağaçlar gibi boy atar, kendi toprağında.
Dalları göğe uzanır; hem de demokrasi ve siyasi eşitlik yolunda verilen tüm şehitleriyle.
Yabancı terbiye ile siz bu yaşayan ağacı budayıp, yeni bir mandra kapısı yapabileceğinizi mi sanıyorsunuz?
Unutmayın !
Her toplumun karakterini, yapmış olduğu tercihler belirleyebilir; ama
tavrı size bağlıdır.