1. YAZARLAR

  2. Erkan Okandan

  3. KKTC usulü yasama - yürütme - yargı
Erkan Okandan

Erkan Okandan

EKONOMİ YAZILARI

KKTC usulü yasama - yürütme - yargı

A+A-

Bu başlığı atarken USULÜ kelimesini yazmamayı çok isterdim. Ama ne yazık ki yazmam gerekir çünkü esasen vurgulamak ifade edilmek istenilen bazen tek kelimeyle ifade edilebilir vurgulanabilir.

KKTC'de YASAMA - YÜRÜTME ve YARGI işleyişinden bu ülkede bu organlara seçilen, atananlar da dahil, gerçek/tüzel memnun olan tek bir kişi var mı? Kanaatimce yoktur.

Olmadığını zaten bu organlarda görev yapanlar yüce mecliste! kürsüden, adli yılın açılışında yapılan konuşmalarda ve nihayetinde yürütmenin yani hükümeti oluşturan koalisyon ortakları tarafından da dile getirilmektedir. Vatandaşın şikayetleri zaten ortada!

Bir ülkede kuvvetler ayrılığı tam anlamıyla çalışmıyorsa o ülkede yönetim anlamında sorun var demektir. Çünkü kuvvetler ayrılığı olarak tanımlanan devlet organları YASAMA - YÜRÜTME - YARGI en basit tanımlamayla farklı yollardan birbirlerini denetleyen, frenleyen yani ülkenin iyi yönetilmesini sağlayan organlardır.

BU ÜLKEDE YAŞAYANLAR AÇISINDAN SONUÇLARI NEDİR?

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE, HER BİREYE DÜŞEN GÖREV NEDİR?

Yakın zamanda kamuoyunda tartışılan hatta aynı konu için (İstatistik Kurumunun açıkladığı enflasyon rakamları) mecliste kurulan geçici araştırma komitesinin raporuna rağmen tabiri caizse güya bağımsız olması gereken ve ülkedeki kamu/özel tüm reel sektör için doğru veriler açıklaması olmazsa olmaz kurumun açıkladığı verilerde tabiri caizse işlemler AYNI TAS AYNI HAMAM DEVAM EDİYOR...

Yakın geçmişi hatırlatma adına 2023 yılının tümünde birçok mal ve hizmetin fiyatının yılın tümünde EKSİK/YANLIŞ girildiği bizzat dönemin İSTATİSTİK KURUMU başkanı tarafından meclis araştırma komitesinde ifade edilmiş olmuş komite üyeleri (İktidar, muhalefet) tarafından imzalanıp kayıt altına alınmış olup meclis kürsüsünden de okunmuştur.

Sonuç ne oldu? Kimse kusura bakmasın SIFIR ELDE SIFIR. Çünkü 2023 yılı başı itibariyle yapılan hatalı işlemler nedeniyle Temmuz 2023 kamu çalışanı, kamu/sigorta emeklilerinin tüm maaşları, bu tarih sonrasındaki tüm ek mesailer, maaşlar, ikramiye ve kıdem tazminatları HATALIDIR. Aksini iddia eden varsa konu araştırma komitesi raporunu bir daha okusun...

2025 Yılı Ocak ayı enflasyon rakamı İstatistik Kurumu tarafından Şubat ayının ilk haftasında açıklandı. (%2,02) Bu konu öznelinde ve diğer birçok hükümet icraatlarıyla ilgili takdir edilecek çalışmaları olan Devrim Barçın Ocak 2025 enflasyon hesaplamasında da birçok eksik/yanlış veri girişlerinin olduğunu spesifik olarak kamuoyuyla paylaştı.

Bu noktada Ocak 2025 enflasyon rakamları sonraki aylarda (En geç Haziran 2025) telafi edilebilir. Çünkü mevcut EŞELMOBİL yasası uyarınca kamu çalışanı ve kamu/sigorta emeklilerinin ilk maaş düzenlemesi Ocak-Haziran 2025 toplam HP'si Temmuz 2025 maaşlarına yansıtılacaktır.

 

PEKİ 2023 yılında meclis araştırma komitesinin raporlarına da yansıyan HATALI İŞLEMLER NE OLACAK? Çünkü sevgili Devrim Barçın açıklanan Ocak 2025 enflasyon rakamıyla ilgili ''Hatalı rakam her ne olursa olsun bu işin peşini bırakmayacağız'' dedi.

Yukarıda da yazdım Ocak 2025 enflasyon rakamları sonraki aylarda doğru datalar girilerek düzeltilebilir. Ancak yukarıda yazdığım 2023 yılı başı itibariyle yapılan ve yılın tümünü kapsayan

EKSİK/YANLIŞ data girişleri sonucu itibariyle Temmuz 2023 dahil olmak üzere sonrasında yapılan tüm maaş ödemeler, ek mesailer, ikramiyeler, kıdem tazminatları EKSİK YANLIŞTIR... Çünkü ilk maaş düzenlemesi Temmuz 2023 tarihinde yapıldı. Dolayısıyla hatalı rakamın üzerine ondan sonraki konsolide rakamları da hatalı olarak yansıtıldı.

Düzeltme imkanı var mı? Hatalı olduğu tespit edilen ve rakamlara dayalı her şeyin geriye dönük düzeltilmesi mümkündür. Ama kişisel kanaatime göre (Uzun yıllar Kamuda bu alanda görev yaptım) çok ciddi bir çalışma, zaman ve nihayetinde kamu maliyesi açısından ek mali mükellefiyet getireceği için bu hatalı işlemlerden dolayı maddi kayba uğrayan herkes,

1 BARDAK SOĞUK SU İÇEBİLİR.

Yazıda sivil toplum örgütlerine ve her bireye düşen görevler nedir? Yazdım. Ortada gerçekten devlet eliyle yapılan ciddi bir hata vardır. Ve ne yazık ki benzer işlemler ki artık HATA demek çok iyimser olur bilerek/isteyerek ehil olmayan kişiler tarafından ISRARLA ve İNATLA devam edildiği/ettirildiği görülmektedir.

Bu ülkede hiç mi iyi şeyler olmuyor! Olmaz olur mu tabii ki oluyor örneğin yasa olarak mecliste oybirliğiyle geçen 27/2013 sayılı İYİ İDARE YASASI yasa olarak en güzel örnek yasadır.

Yasanın amaç kısmında belirtildiği üzere yasa ''özel kişileri kamu gücü ayrıcalıklarını kullanma yetkisine sahip idareye karşı korumak ve bu kişilerin idari işlem, eylem ve ihmallere karşı başvurabilecekleri hukuki yolları düzenlemektir.''

YASA SÜPER AMA UYGULAYAN/UYGULATAN OLURSA!!!!!

Yasanın Mali Sorumluluk ve Yargı Kararlarına Uyma Zorunluluğu maddeleri:

MALİ SORUMLULUK:

Madde 22 (1) İdare, kendi işlem ihmal ve eylemlerinden doğan zararı gidermekle mümkündür.

(2) İdare, zarar görenin zararını giderdikten sonra, kusurlu işlem ya da eylemiyle zararın doğmasına sebebiyet veren kamu personeline, mahkeme tarafından tespit edilen kusur oranında RÜCU EDER.

YARGI KARARLARINA UYMA ZORUNLULUĞU:

Madde 23 (1) İdare yargı kararlarının gereklerini en geç 30 içerisinde yerine getirir.

(2) Yargı kararlarının gereklerini en geç otuz gün içerisinde yerine getirir.

(3) İdare, zarar görenin zararını giderdikten sonra, kusurlu işlem ya da eylemiyle zararın doğmasına sebebiyet veren kamu personeline, mahkeme tarafından tespit edilen kusur oranında RÜCU EDER.

(4) Yargı kararlarını kasten yerine getirmeyen kamu personeline karşı, bundan doğan zararın giderilmesi istemiyle tazminat davası açılabilir.

Gelinen aşamada tekrar olacak ama bir kez daha vurgulamakta sakınca görmem tam tersi vurgulamak için gerekli görürüm.

Bir yasa UYGULANDIĞI ve UYGULATILDIĞI zaman anlam bulur. Ancak yazının başlığında belirttiğim Kuvvetler Aykırılığı ilkesi çerçevesinde,

YASAMA-YÜRÜTME-YARGI ve bunlara ilaveten SİVİL TOPLUM örgütleri ve bireyler üzerine düşeni yapmazsa, yapamazsa veya yaptırılmazsa o ülkenin iyi yönetildiğinden, gerçek/tüzel kişilerin haklarının korunduğundan, refahından, yasalar önünde eşitlikten bahsedilemez tüm bu olmazsa olmazlar kağıt üstünde kalır.

Ülkede Kuvvetler Ayrılığı çerçevesinde sürecin sağlıklı işlemediğiyle ilgili bir başka örnekte sürekli vurguladığım ve inatla vurgulamaya devam edeceğim 33/2019 sayılı (Banka ve Kredi kartı harcamalarına %1 iadeyi öngören yasa) yasa uygulanmadığı için KTAMS sendikası yasayı uygulamakla mükellef olan Maliye bakanlığını dava etmiştir. Açılan dava sonrasında 2020, 2021 ve 2022 yılı hak edişleri tam 3 yıl sonra gecikmeli olarak tabiri caizse YEMİŞ PARASI (TL'nin değer kaybı nedeniyle) kişilerin hesaplarına yatırıldı.

Yargı henüz davayı karara bağlamazken (Gecikmiş adalet adalet değildir) yasada 2023 yılında yapılan düzenlemeyle her ay yerine 3 aylık periyotlar halinde yapılması iadeler 2024 YILINDA YAPILMADI.

Ancak 7 Ocak 2025 tarihinde ilgili bakanlık tarafından yapılan resmi açıklamada 13 OCAK 2025 tarihi itibariyle ödeneceği belirtilmesine rağmen bu kez de sadece bazı bankaların müşterilerinin AĞUSTOS 2024 tarihine kadar hak edişleri yatırıldı.

Yasa ortada ilgili bakanlıktan yapılan açıklama ortada konu yargıda ama buna rağmen icraat sıfır. Her şeyi geçtim yasanın çıktığı tarih itibariyle aradan neredeyse 5,5 yıl geçmiş ve devletimiz yasayı uygulayamıyor, yetmedi yaptığı açıklamaların arkasında duramıyor düzeltme açıklaması bile yapmıyor en kötüsü herkes artık bu durumu kanıksamış bir şekilde hesap bile sormuyor. Oysa günaydın der gibi her meclis oturumunda hesap sorulmalıdır.

Bu noktada belirttiğim 2 örnek çerçevesinde bu ülkede kuvvetler ayrılığı ilkesi çerçevesinde

YASAMA-YÜRÜTME-YARGI'NIN birbirini denetleyen, frenleyen, sorgulayan bir yapıda olduğunu söyleyebilir miyiz?

Sonsöz olarak şahsi görüşümü aşağıdaki sözlerle TC. Eski Hazine Müsteşarı Sn. Mahfi Eğilmez'in çok güzel özetlemiştir.

Mahfi Eğilmez "Bir toplumun kural koyucuları, kendi getirdikleri kurallara uymamaya başlarsa ne olur? Şimdiye kadarki deneyimlerimiz bize şunları söylüyor. Toplum önce bu tür davranışlara karşı tepki gösteriyor. Bu davranışların cezalandırılmasını istiyor. Bir süre sonra bu davranışların cezalandırılmadığını gören insanların bir bölümü de kurallara uymamaya başlıyor. Sonra bu uymama tavrı giderek yaygınlaşıyor ve toplumun çoğunluğu kural dışı davranmaya geçiyor. Kural dışına çıkma dürtüsü giderek bir merak, bir tutku haline geliyor. En sonunda gelinen noktada yani çoğunluk kural dışına çıktığında kural dışılık kural, kurallara uymak ise istisna haline geliyor. İşte tam o noktada toplumsal çürüme dediğimiz olay başlıyor ve kuralsız davranışlar içselleştirilmeye başlanıyor."

Üzgünüm ama KKTC'nin geldiği nokta budur. Yenidüzen'de sanırım ilk kez rakam ve tablonun olmadığı bir yazı yazdım. Açıkçası gelinen aşamada bu ülkede YASAMA - YÜRÜTME - YARGI işleyişini doğru bir şekilde işlemesini sağlayamazsak rakamların iyi veya kötü olması kanaatimce bir anlam sağlamayacaktır. Boşuna kafa patlatıp yazıp çizmeye de gerek yoktur!

Bu yazı toplam 571 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar