1. YAZARLAR

  2. Onur Olguner

  3. KKTC’DE MİMARLIK NEDEN ÖLDÜ
Onur Olguner

Onur Olguner

KKTC’DE MİMARLIK NEDEN ÖLDÜ

A+A-

12 yıl kadar önce güneyi ilk defa gezmeye başladığım zamanı çok iyi hatırlıyorum. Diğer taraftaki binalara hayran kalmıştım. Sadece ana caddelerde değil, şehrin pek çok yerinde binaların çoğunun mimari niteliği bizden çok daha ötedeydi. Ve bu ilerilik malzeme veya zenginlikten değil, mimari tasarımdan geliyordu.

Uzun bir süre bisikletimle gezerek bu binaları fotoğraf çekmeye başladım. Yüzlerce, binlerce fotoğraf çektim.

Bizim ülkemizde mimarinin ve binaların neden geride kaldığını ele almak için aslında bu köşe yazısı yeterli değildir. Zaten bu durumun sosyal analizini yapmak belki de mimarlardan çok sosyologlara düşer. O yüzden ben, bu haftaki köşe yazımda ülkenin mimarisini ileriye götürecek ve inşa ettiğimiz binaların güvenliğini sağlayacak tek bir madde üzerinde duracağım.

Bu önemli madde aslında uymadığımız bir yasadır. 19/1998 sayılı Yapı İnşaatı ve Teknik İşler Müteahhitleri Kayıt ve Denetim Yasası’nın, 8’inci maddesinin, 6’ıncı bendinde aynen şöyle emrediyor:

“HİÇBİR KAYITLI MÜTEAHHİT VE/VEYA MÜTEAHHİTLİK ŞİRKETİ HİSSEDARLARI HANGİ AD ALTINDA OLURSA OLSUN PROJE ÜRETEMEZ, PROJE ÜRETEN BÜRO AÇAMAZ VEYA BÖYLE BİR BÜROYA ORTAK OLAMAZ. ANCAK, MÜTEAHHİT YANINDA ÇALIŞAN MÜHENDİS VE MİMARLAR ÜRETTİKLERİ PROJELERİN YANINDA ÇALIŞTIKLARI MÜTEAHHİTLER TARAFINDAN İNŞA EDİLMEMESİ KOŞULUYLA PROJE YAPABİLİRLER.”

Maalesef ilgili yasa uzun süredir Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı olan Encümenlik makamı tarafından denetlenmiyor.

Bu maddeden dolayı ülkede yapılan projelerin çok büyük bir kısmı mimarlar tarafından çizilse de, müteahhit şirketin sahibi tarafından “tasarlanıyor”. Bu da ülkemizde kibrit kutusu gibi, güneş kontrolünden uzak ve ülke kaynaklarını boşuna harcayan binaların ortaya çıkmasına sebep olur.

Dahası ülkede mimarlık mesleğini profesyonelce icra etmeyi de neredeyse imkansız kılıyor.

Ülkedeki mimarinin büyük bir kısmının çirkin olması ve mimarların elinden tasarlanmaması belki de sizin için çok önemli değildir.

“Başımızı sokacak binalarımız var yahu, çirkin olsa ne olur” diyebilirsiniz. Her ne kadar mekanların ve binaların toplum psikolojisi üzerinde çok büyük etkisi olduğunu açıklamak istesem de, bunun yerine bu yasanın uygulanmamasının başka bir tehlikesini üzerinde durmak sanırım daha doğru olacaktır.

Herhangi bir bina inşa edilirken birbirinden bağımsız olması gereken 3 taraf vardır: MAL SAHİBİ, MÜTEAHHİT FİRMA ve KONTROL MİMARI/MÜHENDİSİ

Bu üç tarafın birbirinden bağımsız olması, o binanın sağlıklı inşa edilmesi için hayati öneme sahiptir.

  • Müteahhit mal sahibinden işi alarak veya mal sahibine satmak için binayı inşa eder.
  • İnşaatın doğru yapılıp yapılmadığını ise mimar ve mühendis mal sahibi adına kontrol eder.
  • Bu sebepten dolayı mimar ve mühendisin müteahhit şirket altında çalışan olmaması hayati önem taşır.
  • Kontrol eden mimar ve mühendisin, kontrol ettiği binayı inşa eden müteahhittin altında çalışması mimari olarak çalışmaz ve sorunlu binalar tasarlanmasına neden olurken, inşaat sırasında binanın projeye uygun yapılıp yapılmadığını da mühendis kontrol edemeyebilir.

Örnek verecek olursak, satın aldığınız binanın kolonları statik projeye göre yapılmaz ve deprem anında yıkılma tehlikesi taşıyabilir.

Bu yüzdendir ki ilgili yasa bütün dünyada olduğu gibi binanın kontrolünü yapan proje mimarının ve mühendisinin inşaatı yapan şirkette çalışmamasını önleyecek maddeyi emreder.

Maalesef ülkemizde pek çok inşaat şirketi yasaya aykırı olarak kendi projelerini kendileri yapıyorlar. Müteahhitlerin ve birliğin genel gücünden dolayı ise Encümenlik bu olaya sessiz kalıyor.

Sonuçta müteahhitten satın aldığımız projeli inşaatların pek çoğu aslında Allah’a emanet ediliyor. Dahası tamamen kâr amacı için inşa edilmiş, tatsız ve tehlikeli binalar ise ülkemizi donatılıyor.

Bu noktada, ülkedeki binaların ciddi bir kısmını tehlikeli hale sokan bu yasadışılığın durdurulması için görev, Encümenliğin bağlı olduğu KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığına düşmektedir.

Ve her ne kadar üyelerinin bir kısmı müteahhit de olsa, KTMMOB ve meslek odalarımız da ülkemizdeki mimarlık ve mühendislik mesleğinin icra edilmesini zorlayan bu yasadışılığın son bulması için talepkâr olmalıdır.

Çünkü tehlikede olan bir yanda hayatımız, diğer yanda ise yaşadığımız şehirlerin mimarisidir.

Bu yazı toplam 4340 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar