KKTC’yi Fenerbahçe Bile Tanımadı…
Bu köşe yazısı için aslında başka iki başlık daha düşünmüştüm: “Değmez miydi Kıbrıslı Türklere?” ve “Kahraman Milliyetçilik Buraya Kadar: Kıbrıs Rum Siyaseti Fenerbahçe’yi Korkuttu”.
Konu, geçen gün Larnaka’da oynanan AEK-Fenerbahçe (FB) maçı… FB’nin Kıbrıs’a Ercan Uçak Alanı’ndan giriş yapıp, Güney Kıbrıs’a geçerek Larnaka’ya gitmesi konusu günlerce konuşuldu, tartışıldı… Ama sadece Kuzey Kıbrıs’ta konuşuldu, tartışıldı… Ne Ankara hükümeti ne de FB Kulübü bu tartışmalara dahil olmadı… Uluslararası spor ambargoları altında olan Kıbrıslı Türkler FB’nin bu maça gitmek için Kıbrıs’a doğrudan Larnaka’dan girmeyi reddederek KKTC’den geçmesini arzu ediyorlardı; böylece, dünya spor kamuoyuna Kıbrıslı Türklere uygulanan ambargolar konusunda etkili bir dikkat çekme ve bilgilendirme şansını yakalamış olacaklardı…
Dış İşleri Bakanı Ertuğruloğlu da, koyusundan FB’li, en koyusundan da milliyetçi… Kıbrıslı Türkler murat etti ki, Ertuğruloğlu kendilerine söylediklerini FB’ye de söyleyecek veya bu maçı yapmamasını ya da KKTC’den geçip Larnaka’ya gitmesini isteyecek; FB ile bunları konuşacak bir hukuku, Dış İşleri Bakanı olarak da itibarı var sandı. Yokmuş…
Ertuğruloğlu etkisiz unsur olarak görülünce Kıbrıslı Türkler döndü CB Tatar’a baktı. Kıbrıs sorununda yeni siyaset diye başladığı ve egemen eşit taraflar diye vurguladığı sözlerini FB’ye de söyleyeceğini ve bu milli davada bu milli duruş uyarınca hareket edip Larnaka’ya KKTC üzerinden gitmesini isteyeceğini sandılar… Hani o kendine has coşkulu hitabeti var ya, bir nutuk da FB yöneticilerine çekecek ve hani dünyayı ikna ettiler ya, FB’yi de ikna edecek sandılar… Yapmamış…
İlginçtir ki, Ercan’dan Kıbrıs’a giriş yapıp Güney’e geçen Kıbrıslı Rumlar, birçok yabancılar var; geçebiliyorlar… Ama bu maç bağlamında Kıbrıs Rum siyaseti sert bastı, doğrudan Güney Kıbrıs’a giriş yapmalarını istedi… FB buna uymazsa ne olacaktı?! Örneğin, Kıbrıs Rum makamları FIFA nezdinde girişimler yapacak, şikâyet dosyaları düzenleyecek ve hatta FB takımının Kuzey Kıbrıs’tan Güney Kıbrıs’a geçişini engelleyecekti. Bunun sonucunda da FB maçı hükmen mağlup olarak kaybedecekti… FB bunu kabullenemedi; onlar için maçı oynayıp puan kazanmak Kıbrıslı Türklerin spor ambargolarına maruz kalmasından daha önemli idi… Onlar için bu maçı oynamak, “Kıbrıs Milli Davası”ndan daha önemli idi… Maçı hükmen mağlup olarak kaybetmek değmezdi Kıbrıslı Türklere…
Kıbrıs Rum tarafının FB’nin Kuzey’den Güney’e geçişine engel çıkaracağı da belli ki sadece FB’yi korkutmadı, KKTC’nin anlı şanlı milliyetçi CB ve Dış İşleri Bakanı ile Ankara hükümetini de korkuttu ki “Eyyy Rum tarafı!” diye başlayan karşı sözler söylenmedi, “Haddinizi bilin” denilmedi, ayar çekilmedi… Kıbrıslı Türk barış güçlerine, federalistlere hainlik basanların kahramanlığı buraya kadarmış demek… Kıbrıs Rum tarafının bir tehdidini göğüsleyemediler, ona karşı duramadılar; öfke bile sergileyemediler… Kılıçları küt imiş onlara; dilleri tutuk, yürekleri yitik…
Bir tarafta altmış yıllık Kıbrıs davası süreci, diğer tarafta doksan dakikalık maç süreci… Başarılı olan maç süreci… Yenilenler de Kıbrıs davası sürecinin mağduru olan Kıbrıslı Türkler… ‘Anavatan’ gene galip; bu galibiyetin ganimeti olan puanlarını ve maç gelirlerinden payını almış gitmiş; geride, spor ambargoları altında yaşayan, onlarca yıldan beri dünyadan soyutlanan, geleceğini göremeyen Kıbrıslı Türkler… Ama diğer tarafta geleceğini gören, Larnaka’da kazandığı maç sonrası tur atlamayı garantileyen garantör Türkiye’nin FB takımı… Değer miydi Kıbrıslı Türklere bu tur atlamayı garantileyememek?!. Onlara göre, kendi kılına zarar gelmesin ama Kıbrıslı Türkler varsın yansın, yıkılsın… Ve hani diyorlar ya TC KKTC’yi tanıyor, hikâye; FB bile tanımadı… Bu olay bunun en açık göstergesidir. Ve FB’ye hiçbir telkinde bulunmayan Ankara hükümetinin de KKTC’yi tanıdığı sınırlar ve kapasite de belirgin olmuştur.
Bundan sonrasında Tatar ve Ertuğruloğlu’nun milliyetçi söylemleri boş laflardır; siyasetleri de samimiyetsiz… KKTC’deki etki alanları, kendileri gibi olanlar kadardır, TC’de zaten yok… Türk tarafının milliyetçi söylemlerle sürdürmeye çalıştığı Kıbrıs sorunu çözüm sürecinin, Kıbrıs Rum tarafının uluslararası zeminlerde çıkardığı engellerini aşamayacağı da belli oldu; uluslararası toplum nedeni ile değil, yeni Türk tezlerinin sözcülerinin korkaklığa varan çekingenlikleri nedeniyle… Buna ispat mı dediniz?! Larnaka’da AEK ile maç yapan FB’nin Kıbrıs’a girişini Ercan’dan değil de doğrudan Larnaka’dan yapması ve Kıbrıs sorunu çözümünü milliyetçi tezler ve söylemlerle yürütmeye çalışanların sessizliği…
AEK-FB maçında golleri Kıbrıs Rum tarafı yedi; bu maçın siyasi gollerini de Kıbrıslı Türkler yedi… Come on Ers… Hani da sen kafa gölü atardın?!