Koalisyon arayışı
KULİS: HÜKÜMET YOKLAMALARI / GAYRI RESMİ GÖRÜŞME SÜRECİ
Seçim sonucu ortaya çıkan hükümet alternatiflerinden biri CTP-HP-TDP-DP hükümet modeline ilişkin gayrı resmi görüşmeler yavaş yavaş sürüyor.
Bu hükümet alternatifi görüşmelerin sonucunda bir hükümete dönüşebilecek mi?
Onu zaman gösterecek!
Şu aşamaya kadar 4 parti temsilcilerinin ayrı ayrı yaptığı toplantılardan henüz net bir sonuç yok.
Elbette bu aşamada bir sonuç beklemek fazla iyimser bir beklenti.
Ancak anlaşılan, ya da adı konmasa da ortaya çıkan şu: 4 parti de hayır, bu hükümette yer almayız, demiyor!
Görüşmelerde ilk etapta “Prensipte biz hükümet kurabilir miyiz” sorusunun cevabı aranıyor.
Henüz “kesin kurarız” gibi bir sonuç, nihai bir durum yok.
Ancak “hayır kuramayız” sonucu da yok.
Gayrı resmi süren mekik diplomasisinde henüz kartlar net olarak açılmadı.
Peki ne konuşuldu bu gayrı resmi temaslarda?
Bu 4 parti, (ki 3’ü şu ana kadar “UBP ile asla” çıkışları ile gündeme geldiler), bir icraat hükümeti kurabilir mi?
4 partiden aldığım nabız 4 taraf da kurulacak hükümetin bir icraat hükümeti olmasında hemfikir!
Yani bu 4’lüden hiçbiri “seçim hükümeti kuralım- memleketi 6 ay sonra, 1 yıl sonra seçime götürelim” demiyor!
Eğer anlaşılacaksa icraat hükümeti kurulacak, en azından bu kesin!
CTP RESMİ KRİZ ANINDA SORUMLULUKTAN KAÇMAYACAK
Peki 4’li görüşmeler dizisi sürerken partilerin tutumları ne durumda?
Net olmasa da ortaya bir resim çıktı!
CTP açısından olaya bakarsak; parti, ülke gerçekten ve resmi olarak bir hükümet krizinin içine sokulursa sorumluluk almaktan geri durmayacağına dair sinyaller veriyor.
Yani “Eğer UBP birinci parti olmasına rağmen hükümet kuramazsa, kendine ortak bulamazsa biz ülkeyi hükümetsiz bırakmayız” mealinde bir duruş var.
Bunu bir kenara not etmek gerekiyor.
Peki TDP?
TDP 4’lü koalisyona sıcak baktığını zaten basın önünde de çok net dillendiriyor.
Çok net bir tutumu var TDP’nin.
“UBP-HP” SENARYOSU: ÖZGÜRGÜN OYUNU
Diğer yandan söz konusu hükümet modelini, ya da diğer alternatif modelleri çözecek olan HP ve DP’nin tavrı…
Geçtiğimiz haftanın sonuna doğru UBP beslemesi kalemler ve provokasyon odakları ani ve seri halde “UBP-HP koalisyonu” rüzgarı estirdiler, izlemişsinizdir!
Neler neler ortaya atıldı neler…
Kimisi Türkiye öyle istiyor dedi.
Kimisi “HP liderliği Türkiye’den arandı” dedi.
Bazıları sponsorlu haber kılıklı yazıları- hatta (doğruluğu tartışmalı) eski açıklamaları ısıtıp haber diye servis etti, “Özersay: CTP ile asla kurmam” mealinde bilgileri topluma pompaladı.
Kendilerini öylesine deşifre ettiler ki bu bir UBP merkezli operasyondu!
Keşke daha gizlenerek yapmayı becerseydiler.
Neyse…
Şimdilik o provokasyonun altı boş kaldı, henüz ortada net bir gelişme yok.
DP’YE DİKKAT! BU FİLMİN BENZERİNİ İZLEDİK!
Olayın bir de DP tarafı var tabii, ki her şey hallolsa gene kilit pozisyonda.
DP tabanından kimiyle konuşsanız aynı şeyleri duyuyorsunuz!
“Aman yooook, ne UBP’si?”
“Bu defa o hatayı yapmayız” diyen çok.
Partinin önde gelenlerinden aldığım nabız da bu şekilde.
DP Milletvekili Fikri Ataoğlu’nun çok sert bir dille DP’nin UBP’li bir hükümete girmesine karşı çıktığını görüyoruz. Ataoğlu DP’ye gelen ve kaçan UG kanadı için “Bizi hançerlediler, bıçakladılar” diye konuşuyor.
Keza Genel Sekreter Afet Özcafer’in ilk çıkışı da buna paralel bir duruştu.
Demem o ki; Serdar Denktaş pazarlık gücü yüksek olsa bile UBP’li bir koalisyona zor yanaşacak.
Ama şunu da söylemeden geçmeyeyim; şimdilerde 4’lü koalisyona daha yakınmış gibi görünen Serdar Denktaş’a pek de güvenmemek lazım!
Çünkü bu filmin benzerini Cumhurbaşkanlığı seçiminde de yaşadık.
Önce DP’li gençlik kolları kadın kolları filan “Eroğlu’nu desteklememe” yönünde irade beyan ederken, Denktaş pazarlık payını yukarıya çekiyordu.
Sonuç ne oldu? Denktaş, Eroğlu’nu “bükemediğim eli öperim” diyerek destekledi.
Desteklemeyecekmiş gibi görünerek pazarlık payını yukarıya çekti, sonra alacağını alınca da destekledi. Samimiyet testi açısından bir kenara not edin!
UBP: AL SANA YENİ KRİZ- KİMLER BAKAN OLACAK?
Duruma uzaktan ve biraz da partilerin içinden baktığımda en zor durumda UBP’yi görüyorum.
Kendine ortak bulmakta çok zorlanacak.
Hadi ortak buldu diyelim, parti içini nasıl toparlayacak?
En azından DP ve YDP onu çok zorlayacak, çünkü ikisi de UBP’li hükümetin ‘kilitleri’ olduklarını görüyorlar.
UBP hep bekleyecek!
UBP kulislerinden edindiğim bilgilere gelince…
Olası UBP-DP-YDP hükümeti için DP ile gayrı resmi temaslar yapıldığı ve DP’nin “En az 3 bakanlık isterim” dediği konuşuluyor.
YDP’nin ise 2 bakanlık istediği biliniyor. Yani 5 bakanlık verilecek UBP dışındaki partilere!
E geriye ne kalacak? Başbakan dışında 5!
E nasıl hesap bu demeyecek mi UBP tabanı?
5 bakanlık kime yetecek? Hadi Kemal Dürüst ve Tahsin Ertuğruloğlu’nun boşalttığı iki bakanlığı başka partiye verdiler diyelim.
E oy rekoru kırarak seçim kazanan Ali Pilli’ye, Ersin Tatar’a bakanlık vermeyecek misiniz?
Keza partinin genel sekreteri Dursun Oğuz’a? İzlem Gürçağ’a?
Bu 4 ismin bakanlık beklediği, hatta hak ettiği aşikar!
Özgürgün kimi çıkaracak da kimleri o yerlere koyacak?
Çok zor bir durum… UBP’nin işi gerçekten zor.
Bir zorluk da HP açıklaması ile ortaya atılan “Özgürgünsüz bir UBP hükümeti” meselesi…
Bu duruma UBP tabanı sıcak bakmıyor.
UBP’li muhalifler bile partinin böylesi bir durumu hazmedemeyeceğine işaret ediyor.
Yani Özgürgünsüz UBP şimdilik hayal!
Kısacası, HP eğer UBP ile kuracaksa o hükümetin başı Özgürgün olacak!
Özgürgünsüz? Belki ileride…
Dediğim gibi UBP hem kendi içindeki dengeler hem de DP ve YDP’nin tavrı nedeniyle çok zorlanacak.
Ve eğer resmen ortak bulamadığı kesinleşirse de şimdilerde nabzı yoklanan 4’lü model denenecek.
Bakalım hangisi gerçekleşecek?
Bazılarının rüyalarında gördüğü UBP-HP hükümeti mi?
UBP-DP-YDP seçim hükümeti mi?
CTP-HP-TDP-DP icraat hükümeti mi?
Sanki sonuncusu daha ağır basıyor.
En azından bu günlerde!
Gerçekçi mi?
Göreceğiz.