1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Koççinodrimitya’da bir kuyudan Lefke’ye…
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Koççinodrimitya’da bir kuyudan Lefke’ye…

A+A-

 

1964’te  “kayıp” edilen ve bir Kıbrıslırum okurumuzun yardımlarıyla Koççinodrimitya’daki gömü yeri bulunan Rifat Salih’ten geride kalanlar, 18 Aralık’ta Lefke’de toprağa verilecek… Ondan geriye ayağındaki bir çift “Dunlop” marka deri çizme, sigara ağızlığı, giydiği iki çift naylon çorap, cebindeki bir avuç bozukluk ve taktığı kemer kaldı…

 

6 Şubat 1964’te beraberinde bulunan Lefkeli Ertan Ali’yle birlikte “kayıp” edilen ve bir Kıbrıslırum okurumuzun çok değerli yardımlarıyla Koççinodrimitya’da bir kuyuda bulunan Rifat Salih’ten geride kalanlar, 18 Aralık 2017 Pazartesi günü sabah saat 10.00’da toprağa verilecek.

Kıbrıslırum okurumuzla birlikte Koççinodrimitya’daki sıra kuyulara bazı “kayıp” Kıbrıslıtürkler’in öldürülerek gömülmüş olduklarını Kayıplar Komitesi yetkililerine aktarmış ve bu sıra kuyuların bulunduğu alanı 2008 yılında kendilerine göstermiştik… Okurumuz ayrıca bu bölgede bulunan sıra kuyuların yerlerini gösteren bir haritayı da Kayıplar Komitesi yetkililerine bundan tam dokuz yıl önce vermişti.

Kayıplar Komitesi bu yeri göstermiş olduğumuz tarihten tam beş yıl sonra yani 2013’te burada kazı başlatmış ve bir kuyuda beş, bir diğer kuyuda da iki yani toplam yedi “kayıp” Kıbrıslıtürk’ten geride kalanları bulmuş ve bunları kimliklendirilmek üzere DNA testlerine göndermişti.

kay-003.jpg

Sıra kuyulardan birinde “kayıp” Ertan Ali ile Rifat Salih birlikte gömülmüşlerdi…

14 Kasım 2017 tarihinde “kayıp” Ertan Ali’den geride kalanlar Lefke’de askeri törenle Lefke Şehitliği’nde toprağa verilmişti…

Koççinodrimitya’da sıra kuyularda bulunan diğer beş Kıbrıslıtürk “kayıp” da geçtiğimiz yıllarda düzenlenen cenaze törenleriyle toprağa verilmiş bulunuyor.

Şimdi ise “kayıp” Rifat Salih’ten geride kalanlar 18 Aralık 2017 Pazartesi günü saat 10.00’da Lefke’de camide kılınacak cenaze namazı ardından askeri törenle Lefke Şehitliği’nde toprağa verilecek…

cizme.jpg

ONDAN GERİDE KALANLAR: BİR ÇİFT ÇİZME…

Kayıplar Komitesi yetkili ve çalışanları, geçtiğimiz Çarşamba günü “kayıp” Rifat Salih’in oğulları Salih Hacısalih ve Hazım Hacısalih ile kızı Hidayet’in oğlu ve diğer yakınlarına kazı ve kimliklendirme süreciyle ilgili ara bölgedeki Kayıplar Komitesi laboratuarında bilgi verdiler… Salih ve Hazım Hacısalih’in isteği üzerine biz de laboratuardaki bu bilgilendirme toplantısına katıldık.

Rifat Salih’ten geride kalanlar ayağındaki bir çift “Dunlop” marka  deri çizme, birkaç gömlek düğmesi, gömleğinin yakaları, üst üste giymiş olduğu iki çift naylon çorap, sigara ağızlığı, cebindeki bozuk paralar ve taktığı kemer…

Çizmeleri,  pırıl pırıl duruyor – 54 yıl aradan sonra bu deri çizmelere hiçbir şey olmamış… Aynı şekilde çorapları, üstündeki desenler dahi bozulmadan öylece kalmış… Naylon, plastik, deri çürümüyor, bozulmuyor, yok olmuyor – biz göçüp gitsek de yeryüzünden, bunlar geride kalıyor…

Bir masaya “kayıp” Rifat Salih’in büyük bir titizlikle dizilmiş kemikleri de sergilendi ailesi görsün diye… Soruları yanıtlandı…

Bir başka masaya bir demet çiçek, bir Kuran’ı Kerim ve Rifat Salih’in çerçeveli bir fotoğrafı yerleştirildi… Her şey büyük bir saygı içerisinde, titizlikle yapıldı…

Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Asistanı Mine Balman, bilim insanları İstenç Engin, Gülbanu Gökbulut Zorba, Emine Çetinsel, arkeolog Ali Çulluoğlu ve psikolog Ziliha Uluboy, “kayıp” Rifat Salih’in ailesini bilgilendirerek sorularını yanıtladı.

Kıbrıslırum okurumuza Koççinodrimitya’da yaşanmış olanları büyük bir cesaretle bize aktarmış olduğu ve sıra kuyuları bize ve Kayıplar Komitesi’ne gösterdiği, Kayıplar Komitesi’ne bu kuyuların bir haritasını verdiği için çok teşekkür ediyoruz…

“Kayıp” Rifat Salih’in ailesinin acısını paylaşıyoruz… Biz de cenaze törenine katılarak küçük tabutuna bir demet çiçek koyacağız…

Artık bir kuyuda, başına birkaç kurşun sıkılmış biçimde, isimsiz bir “kayıp” olarak değil, Lefke’de düzgün bir mezarda yatacaksın sevgili Rifat Salih ve sana cenaze töreninden sonra “Işıklar içinde uyu” diyeceğiz…

Tam evinin karşısındaki şehitliğe defnedileceksin…

Evlatların ve torunların ne zaman isterlerse sana gelebilecekler – 54 yıllık hasretleri ve bekleyişleri noktalanacak… Bazı Kıbrıslırumlar tarafından hayattan zorla ve şiddetle koparılıp alınmış  sen sevgili babaları, sevgili dedeleri için mezarının başında sana dua edecekler, çiçekler koyacaklar, seninle konuşacaklar…  

Seni hiç görmemiş, hiç tanımamış toruncukların birer birer gelip seni görecekler… Seni yakınlarında hissedecekler… Öykünü gelecek kuşaklara aktaracaklar…

Senden evlatlarına acı bir hatıra gibi kalan o bir çift çizmeyi, o çorapçıkları, kemerini, o sigara ağızlığını, beline taktığın kemeri saklayacaklar…

En son giydiklerin, en son üstünden çıkanlar bunlar – tam 54 yıl önce ayağına geçirdiğin o çizmeler… Ayakların üşümesin diye o soğuk kış günü üst üste giydiğin iki çift çorap… Bir narenciye kontraktörü olarak gittiğin bahçelerde giyerdin bunları hep – cebindeki bir avuç bozuk para oksitlenmiş, taktığın kemer yer yer parçalanmış, kemerinin tokası üfelenmiş…

Ama senin hatıran dipdiri yaşıyor anılarda: Kalplerindesin evlatçıklarının ve toruncuklarının… Şimdi sana yaraşır bir cenaze töreni için canla başla uğraş veriyorlar…

Evlatçıklarının isteğiyle onlara eşlik ettiğim ara bölgede bu laboratuvarda, bu görüş gününde gelinlerin ve toruncuklarınla da tanışıyorum… Onların acısını paylaşıyorum…

Koççinodrimitya’dan Lefke’ye doğru yol alan bu trajik yolculuğunda kalbim onlara eşlik ediyor…

 

 

Bu yazı toplam 2756 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar