1. YAZARLAR

  2. Mehmet Çağlar

  3. KOKAN KİM ?!..
Mehmet Çağlar

Mehmet Çağlar

KOKAN KİM ?!..

A+A-

 

 

YANSITMA
Bir tanımlamanın adını bulmak için Psikolojik kavramlara bakıyordum;
"Sevmediğiniz ya da kabullenemediğiniz bir vasfı, bilinç dışı yoluyla ötekinin üzerine atma"ya ne denir diye !
YAnsıtma (projeksiyon) deniyormuş...

Örneğin;
Kokan ben değilim Mehmet'tir...
Batıran ben değilim, sensin...
Ben kirletmedim,  onlar kirletti; vs...

Ama sonuçta siz kabullenmeseniz bile;
Batan batık,
Kirlenen kirlidir...
Önemli olan; batandan, kirlenenden daha iyi netice alınması çabalarının sizi bir adım öteye götürüp, götürememesidir...

ALGI YÖNTİMİ...
Sayın Alev Alatlı'nın hukuk tanımı bana göre çok basit ve anlaşılırdır...
Alatlı : "Hukuk, insanların ne zaman eylemlerinden sorumlu tutulacağını, ne zaman tutulmayacağını açıklar" der...

Sen yönetim şeklinle, insanların en iyi şekilde işbirliği kurabilmesine imkan veriyor musun? Vermiyor musun?
Oluşan negatif algıyı değiştirmeye yardımcı oluyor musun? Olmuyor musun?
Her konuyu her boyutta ele alıyor musun? Almıyor musun?
Siyasi ortamı kontrolün altında tutabiliyor musun? Tutamıyor musun?
Kaynak tahsisinde meritokrasi inşa ediyor musun? Etmiyor musun?
Günümüzde çok önemli bir iletişim ve psikoloji kavramı olan "algı yönetimi ve psikolojisi"ni, düşündüklerini topluma anlatırken kullanıyor musun? Kullanmıyor musun?


SON ÇARE..!
Yoksa !
Gidilecek Yol, "son çare"ye haklı sebeplerle başvurulduğuna toplumu ikna etmek için propoganda taşları döşemek mi?
Yani aylarca çalışılıp, ortaya "iki yüz kusur sayfalık" bir kalem sürçmesi mi konulmuş? Yoksa geçmişten günümüze taşınan hatalar ve eksikliklerden ortaya çıkan krizin faturasını, bu krizden  "sorumlu tutulamayanlar" yerine halk mı üstlenecek demişiz?

Yüzde bir hayat pahalılığı ve eşelmobil sistemi içerisinde olmayanlar/olamayanlar "ötekiler" mi?
Halkın bir kısmını "öteki" olarak icad etmek, bizim sorunlarımıza bir çeşit çözüm mü?
Kaynak tahsisinde meritokrasi mi inşa ediliyor, o yüzden mi popülizmi sonlandırmışız?

Elbette ki bu krizin sorumlusu şu anki koalisyon hükümeti değildir...
Yıllardır elektrik ve enerji politikalarıyla birlikte gelecek öngörüsü olmayanlar ve bu alanlara bırakın yatırım yapmayı bir fizibilite çalışması dahi yapmayanlardır esas sorumlular, bunu herkes biliyor...
Ancak bir gerçek daha var ki o da bu krizin sorumlusunun halkın kendisi olmadığı gerçeğidir...


ÇARE SOL İDEOLOJİK BİLİMSELLİKTEDİR...
Gerçek şu ki, CTPde koalisyon hükümeti de kendini harfsiz kitapların ortasında buldu...!
Burada ekonomik ve siyasi dinamiklerin rolü yadsınamaz ama;
Başka bir dinamik daha var...
O da şu:
Eğer kontrol altına alamıyorsan;
Toplumdaki negatif algılar için çeşitli "manipülasyonlar" yapıp "son çareler" "yaratmak", ve faturaları halka "ödetmek" bir egemen klasiğidir...

Sol'un ise bu egemen klasikleriyle bir işi olamaz; olmamalıdır...
Sol; yanılsamalarla doyurulan bir ideoloji değildir..!
Sol; bir ideolojik bilimsel düşünce metodudur...

Bu krizin atlatılmasında ihtiyacımız olan, işte tam da bu bilimsel düşünce metodunun hayata geçirilmesidir...

Bu yazı toplam 2002 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar