1. YAZARLAR

  2. Hasan Yıkıcı

  3. Kokuşmuşluk 
Hasan Yıkıcı

Hasan Yıkıcı

Kokuşmuşluk 

A+A-

Lefkoşa'da her yıl geleneksel olarak yayılan pis koku, bu yıl başka benzer kokuların da yayıldığı bir döneme denk geldi. 
Özel izinler, karantinasız gelişler, marina ihaleleri, sessiz sedasız, gizli kapaklı ağaç kesimleri, doğanın gasbı... 
Ve tüm bunların yaydığı kötü kokular... 
İktidarın, sermayenin ve gücün o pas ve çürümüşlük kokan geniz yakan kokusu... 
Hangisi daha baskın çıkar?
İktidarın çürük kokusu mu yoksa Lefkoşa'daki bok kokusu mu?
Yoksa ikisinin de karışımından ayrı bir koku mu çıkar ortaya? 

*  *  *

Değil mi ki bu kokuşmuşluk ne şimdiki bir mesele ne de şimdide kalacak bir mesele?
Yeni bir şeyden bahsetmiyoruz. 
Fakat yenilenen kokulardan bahsediyoruz sürekli olarak. 
Doğanın gasbı, 
başkasının acısı, 
ötekinin belleği, 
ganimetin hazırcılığı,
geleceğin yoksunluğu,
ve bir yurdun tam ortasından geçen bıçağın ucundan sızan sızının uyuşturulmaya çalışılan acısı üzerine kurulu bir yapıdan yayılan kokulardan bahsediyoruz. 
Nereye dönsek, nereye baksak bizi içine çeken kötülük kokusu.
İşte bu kokuşmuşluk bizi her gün biraz daha çürüten.  

*  *  *

Hükümetlerin kokuşmuşluğu, bu ada yarısındaki yapısal çürümenin yaydığı kokuyu gizleyemez, gizlememeli.
Koku sadece beden değiştiriyor. 
Kimisini kusuyor, kimisini özümsüyor...
Kimisi içine çekiyor, kimisi güzel bir yanılsama şişesine doldurup öyle fışkırtıyor orta yere... 
Kimisi gizli gizli sıkıyor, kimisi futursuzca boca ediyor...
Kimisi sadece kendisine saklıyor, kimisi ortak ediyor, dağıtıyor...
Kokuşmuşluk, ezelden beri iflah olmaz bir pandemi bu topraklarda... 
Koku sadece beden değiştiriyor...
Yeni yeni bedenlerde kendisine yer yurt ediniyor...
Bizleri daha da yersiz yurtsuz kılarak...  
Ve bu kokuşmuşluk diyarında, en iyi ihtimalle 'ne kokar ne tüter' bir kalabalık haline geliyoruz...  
Bağışıklık kazanıyoruz... 
Kokuşmuşluğa! 
Bağışıklık kazandıkça da kokuşmuş oluyoruz! 
Ama koklamadığımız için genzimiz yanmıyor artık!

*  *   * 

Hükümetin yönetemediği,
muhalefetin beylik lafların ötesine geçemediği,
sürekli bir kokuşmuşluk ve asalaklık üreten kötülük mekanizmalarının harıl harıl çalıştığı,
gençlerin geleceği tasarlayamadığı,
yoksulluğun ve eşitsizliklerin gittikçe arttığı, 
buna rağmen orta sınıf konformizminin tüm gücüyle poh pohlandığı,
kokuşmuşluğun artık topluma aşkın değil, toplumsalın içkinliğinde üretildiği ve yayıldığı,
ortak ideallerin, müşterek yaşamların, düşlerin ve küçük de olsa kolektif amaçların yerini, 
hep daha fazlasını isteyenlerin şımarıklığı ve doymak bilmez aç gözlüğünün aldığı,
sevginin, dayanışmanın ve paylaşmanın yerini,
nefretin, kötülüğün ve bencilliğin çirkin ifadelerine bıraktığı bir zamanda, 
şimdi, derin bir nefes alın, 
genziniz yanmıyorsa eğer, 
size de yazık!  


  


 

 

Bu yazı toplam 3107 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar