Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Köle hakkı!

A+A-

Yılın ikinci günü, güneye geçtim.
2 Ocak!
Hem barikat da çok rahattı…

Büyük marketlerden birinde gezinmek, biraz alışveriş, biraz nefeslenmek istedim.
O da ne!
Kapalı!

Hepsi mi?
Öyle!

Bir sessizlik, bir sakinlik…
Kent adeta yorganın altından çıkmamıştı henüz…


31 Aralık kapalıydı.
Yılbaşı akşamının ertesi günü 1 Ocak’ta yine…
Bir sonraki gün de “tatil” vardı.

“Tatil” derken kamuda değil sadece
Her yerde…

Demek ki, orada, özelde çalışanlar da insandı!

***

Peki, ne oldu?
Büyük marketler, mağazalar, alışveriş merkezleri kapalıydı diye “kıtlık” mı yaşandı?
Aç yoksa açıkta mı kaldı, Kıbrıs Cumhuriyeti yönetiminde hayatını sürdüren topluluk?

Elbette hayır!
Önceden tedbirini aldı herkes…

Özel sektörde çalışan binlerce insan ve eşleri, çocukları, aileleri de sevindi…
Nefeslendi…
Tatil hakkından “ayrımcılık” yaşamadı hiç biri...

***

Uygarlık göstergesi değil yalnızca, aynı zamanda bir kültür bu… Yönetim disiplini, iradesi, otoritesi var elbette… Patronlara teslim olmayan bir direngenlik, çalışanları kamu ya da özel olarak ayrıştırmayan bir kapsayıcılık, ortak bir anlayış ve kurallara saygı söz konusu…

Yıllardır bunu anlatıyorum ama işiten olmuyor.
“İşçi Bayramı”nda kimi iş yerleri kapattı diye avunuyoruz, sanki bir lütufmuş gibi…

“Çalışma Saatleri” açıklanıyor, kamuda çalışanlar için!
“Tatiller” ilan ediliyor, kamuda görevliler için!
“Hayat Pahalılığı” öyle…
“Bayram” öyle…
“Kandil” öyle…

Barem, kıdem, güvence hepsi kamuda çalışanları kapsıyor…
Gerisi köle!

***

Özel sektör çalışanlarının demografik yapısı değiştikçe bu yazdıklarımızın bir karşılığı da olmuyor pek!
Çünkü bu insanlar çoğunlukla Pakistanlı, Nepalli, Türkmen, Bangladeşli, Nijeryalı işçiler ya da Türkiye’den gelmiş “turistler…

Bizi okuyan “mahalle” belli…
Onlar da bu durumdan rahatsızmış gibi yapıyor ama değiştirmek için pek de uğraşmıyorlar.
Bu ayrımcılık için Meclis kapıları kırılmıyor.
Öylesi bir “ah” var ki, öylesi bir zulüm, Girne Kapısı kırılsa yeridir…
Uçurum büyüdükçe büyüyor her anlamda…

Hatta kimilerine sorsanız, doğrusu bu aslında!

***

Böylesi bir ayrımcılık, itilmişlik, görmezden gelme ve dışlanma kahrediyor insanı…
Hele de olağanüstü bir “kayıtsızlık” ortasında…

d26269e4-f618-468c-8589-ba6924707285.jpg

Bu yazı toplam 1180 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar