Kolej Sınavına Girecek Çocukların Anne ve Babalarına…
Bu hafta, ilkokul kademesindeki yaklaşık 1500 öğrenci ve bir o kadar anne-baba için kaygı dolu bir hafta… Çünkü bu hafta sonu Kolej Giriş Sınavı’nın (KGS-1) birinci basamağı var…
İlkokul sonrasındaki Kolej Giriş Sınavlarının, eğitim
Bu hafta, ilkokul kademesindeki yaklaşık 1500 öğrenci ve bir o kadar anne-baba için kaygı dolu bir hafta… Çünkü bu hafta sonu Kolej Giriş Sınavı’nın (KGS-1) birinci basamağı var…
İlkokul sonrasındaki Kolej Giriş Sınavlarının, eğitim sistemimiz üzerindeki etkilerini bu sayfada çok tartıştık… Benzer yorumları ya da tartışmaları tekrar tekrar konu etmenin, yazıp çizmenin pek anlamı yok gibi…
Bugün, anne ve babalara seslenmek istiyorum… Çocuğunuzun gerçekten başarıyı yakalamasını istiyorsanız, birazdan okuyacaklarınız üzerinde biraz düşünmenizi istiyorum…
Muhtemelen bu hafta sonu, onun geleceği için önemli bir sınav olduğunu düşünüyorsunuzdur… O zaman işte size anne-baba olarak yapmanız ve yapmamanız gerekenler:
Ona işaret parmağınızı sallayarak “hadi geç test çözmeye devam et, bu sınavda başarılı olmalısın” deyip yasaklar koymak yerine, parmaklarınızı kullanarak onunla birlikte resim yapmayı deneyin…
Onu dershanelere, özel derslere koşturtmak yerine, saat kısıtlamaları koymadan daha çok vakit geçirip, keyif aldığı oyunları oynayın…
Sınavda kötü sonuçlar alırsa, yaşanacaklar üzerine ciddi tavırlar koymak yerine, onun sevdiği konulardan bahsedin, beraber gülüp, eğlenin…
Dersler ve sınav konusunda onunla daha az çekişip ona daha çok sarılın…
“Nasıl adam olunur?” ya da “başarılı olabilmesi için bu sınavda mutlaka yüksek not alması gerektiği” nasihatlerini bir kenara bırakın, sevdiği, keyif aldığı ve öğrenmek istediklerini öğrenmenin yollarını ona gösterin…
Önemli olanın sınavda aldığı puanın değil, onun iyi ve nitelikli bir insan olması olduğunu ona hatırlatın…
Ve en önemlisi; “sınavda hangi puanı alırsa alsın, ona olan sevginizin hiç değişmeyeceğini” söylemeyi sakın unutmayın…
Yukarıda yazdıklarım, çocuğunuzun bu hafta sonundaki sınavında en yüksek puanı almasını yüzde yüz sağlamaz belki… Ancak gelecekte iyi ve nitelikli bir birey olmasının en önemli adımlarından birini atmış olacağınızdan hiç şüpheniz olmasın…
BİLİYOR MUYDUNUZ?
İstanbul Üniversitelilerin Başı Sağ Olsun
Türkiye’nin önde gelen gazetecilerinden Mehmet Ali Birand’ın cenazesi toprağa verilirken, bir diğer entelektüel kişilik Prof. Dr. Toktamış Ateş hocanın hayatını kaybettiği haberi geldi…
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü başkanıydı ve 30’un üzerinde kitap yazan Toktamış hoca, 10 yılı aşkın bir süre “Cumhuriyet Gazetesi”nde yazılar yazdı. Aynı zamanda Bilgi Üniversitesi’nin kurucuları arasında yer alan Toktamış Ateş, son olarak “Bugün Gazetesi”nde köşe yazarlığı yapıyordu…
İstanbul Üniversitesi’ndeki öğrencilik yıllarımda “TC Tarihi ve Atatürkçülük” derslerimizin vazgeçilmez hocasıydı Toktamış Ateş… Entelektüel kişiliği ve olaylara karşı demokrat bakış açısı her dersine yansırdı… Tüm İstanbul Üniversitelilerin başı sağ olsun…
BURAYA DİKKAT
Üniversiteye Girişte “E-Sınav”
Neredeyse her yıl yeni bir değişikliğe sahne olan üniversiteye giriş, 2015 yılında yeni bir boyut kazanacağa benziyor…
ÖSYM, 2015'te kâğıtla sınav sistemini terk edip, elektronik sınav (e-sınav) sistemine geçmeye hazırlanıyor. Yıl içinde birkaç kez sınav yapılmasının da tasarlandığı bu sistemde, sınavlarda aday yoğunluğu yaşanmaması için gerekli tedbirler üzerindeki çalışmalar devam ediyor…
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir’in demecine göre; söz konusu sistemi hayata geçirebilmek için 3 bin kişi kapasiteli 30-40 tane ÖSYM özel sınav binaları kurulabileceğini, bu binalarda elektronik ortamlarda, randevu sistemine göre 2 milyon kişiye sınav yapılabilecek… Sistem uygulamaya geçerse, adaylar sınavdan çıkar çıkmaz sonucu öğrenebilecek.
ANLAYANA - GÜLMECE
Ödeşme
Adamın biri yolda giderken, birden ayağı kayıp düşer. Arkasından gelen
bir başkası kalkmasına yardım eder. Düşen adam nazik bir ifadeyle:
- “Çok teşekkür ederim... Bu iyiliğinize nasıl karşılık verebilirim?" der
Diğerinden yanıt gelir:
- “Vallahi ben şimdiki iktidar partisinin bir üyesiyim. İlk seçimlerde
bizim partiye oy verir, bizi tekrar iktidar yaparsanız, ödeşmiş oluruz”
Yerden kalkan adam, diğerine ters ters bakarak:
- “Beyefendi, beyefendi... Ben düşünce kıçımı yere vurdum, kafamı
değil…”.