“Kolları sıvayıp mutfağa girin, yerel tatlarımızı ileriye taşıyalım”
“Kültürümüz yok oluyor, yozlaşıyor diye oturup yakınmaktansa kolları sıvayıp onları sahiplenmeliyiz” diyen Hamur Restoran işletmecisi Fatoş Gürşan, yerel tatların ileriki nesle taşınabilmesi için gençlere çağrıda bulundu
Fehime ALASYA
Hamur Restoran’ın kapılarını YENİDÜZEN’e açan Anne Hülya Çavuşoğlu’nun kızı ve restoranın işletmecisi Fatoş Gürşan, yapılanlarla ilgili bilgi verdi. Üreten ekonomi yazı dizisinin konuğu olan Gürşan, açıklamalarıyla çok önemli noktalara dikkat çekti.
Yerel tatların zaman içinde yok olmasından endişe duyan Gürşan, genç neslin de ailesini örnek alarak mutfağa girmesi, yerel tatların yapımında bulunması gerektiğinin önemine değindi.
Genç neslin yemek yapımı konusunda pek istekli olmadığından yakınan Gürşan, ailelerin de gençleri bu konuda teşvik etmesi gerektiğinin önemini vurguladı.
Gürşan, özellikle yerel tatların gelecek yıllarda da yaşatılması için gençlere büyük görevler düştüğünü belirtti.
Küçük bir aile işletmesi olan Hamur Restoran, yıllardır yerel tatları sofralara taşıyor.
Restoran, ürettiği onca çeşit hamur işi ile yıllardır hem Çavuşoğlu ailesinin geçim kaynağı hem de Kıbrıs’ın kültüründe yer alan lezzetlerin nesilden nesle taşınmasına yardımcı oluyor.
Anne Hülya Çavuşoğlu’nun azmi ve cesareti ile hayat bulan Hamur restoran’da günlük taze ve anne eli değmiş gıdalar sofralara ulaşıyor.
Yılların değişmeyen lezzeti…
Hamur Restoran’ın açıldığı günden bu güne dek sadece annesi Hülya hanımın elinden geçtiğini ifade ederek, konuya dair anımsadığı bir anısını anlatıyor.
Gürşan, “Mutfakta malzemelerin hazırlanması sadece annemin elinden geçiyor. Bir müşteriniz uzun yıllardan sonra yurt dışından geldiğinde böreklerinizi yedi ve "lezzet hiç değişmedi hep aynı" yorumunu yaptı. Babam da "Hanımı değiştirmedim de o yüzdendir" dedi. Bu uzun yıllar restoranımızdaki esprimiz oldu...” diyor.
“Beceriksizim diye bir şey yoktur!”
Gıda üretiminde özellikle yerel tatların yeni kuşaklara aktarılması gerektiğine değinen xx, kendi yaşamından örnekler verdi.
Gençlerin öğrenme çabası içinde olmadığından da yakınan Gürşan, “Ben annemden çekmedim, beceriksizim diye bir şey yoktur! Yeter ki o fırsat size tanınsın, yeter ki siz o fırsatı kendinize tanıyın..." dedi.
Gürşan, şöyle devam etti; “Ben de annemle mutfağa giriyorum. Bu tip işlerin yeni kuşaklara yayılması gerek. Herkes bildiklerini çocuklarına öğretsin. Lezzetlerimiz ileriye taşınsın. Annem olmadığı zaman da her şeyi yapabilir durumdayız, bu herkesin mutfağında olmalı... Kültürümüz yok oluyor, yozlaşıyor diye oturup yakınmaktansa kolları sıvayıp onları sahiplenmeliyiz. Anneler çocuklarına bunları öğretmeli... Kendi evinde bazı lezzetleri hazırlayan kişiler, 'meslek sırrı' adı altında bunu yeni nesle öğretmiyor. Bana göre bu doğru değil. Bari güvendiğiniz bir ailenize bunu öğretin, bu sır sizinle yok olmasın... Gençlerimiz de çok fazla öğrenme çabası içerisinde değil. Böyle bir istek ve arzuları yok maalesef. Annem de sabah evde börek kokularıyla uyanan bir çocuktu, o annesinden öğrendi, kendi denemeye başladı. Şimdi de bana öğretti... Uzun zaman denedikten sonra başardım. Kendi kendine uğraşıp yapmak başka bir olay, başınızda bilen birinin olmasıyla öğrenmezi çok başka bir şeydir. Ben annemden çekmedim, beceriksizim diye bir şey yoktur! Yeter ki o fırsat size tanınsın, yeter ki siz o fırsatı kendinize tanıyın..."