Pazar köşemizin de içine ettiler böylece...
Siyaset yazmayacaktık pazarları…Olmadı!..
Hem kuralı bozduk, hem 'asabı...'

* * *

Hani demişti ya Serdar Denktaş, "CTP koltuk değneği olmamızı istiyor" diye...
DP'nin isteklerini okuyunca...
"Çüşşş" diyesim geldi, sustum nezaketimden...
Kalkınma Bankası, Vakıflar, Kooperatifler, Sanayi, Ticaret, Limanlar, üniversiteler; Tapu, Nüfus, Muhaceret... Karayolları, Telefon, Turizm Planlama, Pazarlama... İskan, Kültür, Eski Eserler...
Böylece CTP'ye "koltuk değneği"nin idaresi kalıyor sadece!

* * *

"Birinci gelmezsek istifa ederim" demişken...
"Üç"ü "bir" okuyunca, "miyop" siyaset...
Koyverdi, gitti...
"Uzağı" göremiyor daha...
Anladık sonunda...

* * *
Ve galiba  "iktidar gibi muhalefet" yolu göründü CTP'ye...
Özgürgün de dedi ya, "Biz DP'den fazla oy aldık, fazlasını isteriz..."
Bu 'akıl'la DP, UBP'nin "kucağında" muradına erecek böylece...
"İçişleri" ya da "Maliye"den birini alacaktır, umarım...
Ne de olsa "gurur" meselesi...

* * *

Muhtemelen, birkaç seneye varmaz, Serdar Denktaş ile Mustafa Arabacıoğlu kalacaktır yine başbaşa...
"Kuş uçar, yavrular, yuvalarda cıvıldar" şarkıları söylenirken...

* * *
Arabacıoğlu, "küstüm, oynamam" diyecek...
Serdar Denktaş bir şekil çıkacaktır işin içinden,  "Tüm partiler içinde tartışmasız tek genel başkan" olarak...
Hoş, tartışacak biri de kalmayacaktır zaten...

* * *

Hazır yetkiyi de alkmışken Serdar bey, hemen UBP'yle görüşmeli...
Hem, yabancı da sayılmaz arkadaşlar!
Yetkiyi aldı, "görevi" de verirler nasılsa...

* * *

Gördünüz mü, 'koltuk değneği' oldu köşe, siyasetin 'ihtiraslı' bedenlerine!
Neyse...
Bizim köşeyi de istemediler ya, bu pazarlık affediniz, "aradan sıyrılmanın" şerefine...