Köprülü Göleti
Köprülü Göleti yalnızca bir sulak alan değil aynı zamanda doğadaki türler için bir alışkanlıktır
Asuman Korukoğlu
[email protected]
Mağusa Bölgesi’nde 1900 yılında su depolamak amacıyla dolgulama tekniğiyle yapılan Köprülü Göleti, 6m. yükseklik ve 4.545.000 metreküp su barındırma kapasitesine sahiptir. Suyun varlığı ve kapladığı alanın büyüklüğü nedeniyle Kıbrıs üstünden geçerken göçmen kuşlar tarafından kolay fark edilmesi sonucunda önemli bir kuş alanı haline gelmiştir. Köprülü’ye inen kuşların günler, haftalar ve aylarca kalması ve hatta üremesi burada besin ve yuva ortamı bulduklarının bir göstergesidir. Bu da Köprülü Göleti’ni aynı zamanda önemli bir ekolojik alan yapmaktadır. Doğada birçok canlı, bulundukları yaşam ortamındaki niteliklerin göstergesidir. Köprülü Göleti için kuşlar da böyle bir göstergedir. Su olduğu zaman Köprülü Göleti kuş gözlemi yapılabilecek en önemli alanlardan biridir. Gölet, Mesarya Ovasının en çukur yeri olan Aşeridu (Güvercinlik) Set Gölü ile aynı sahada uzanır. Köprülü ve Güvercinlik Set Göllerinin bir görevi de çok yağışlı yıllarda bu çukur araziyi su baskınlarına karşı korumak ve doğadaki suyu depo etmektir. Köprülü Göleti, farklı kaynaklarda Kouklia Reservoir, Kukla Barajı, Kukla Havuzu, Kukla Gölü ve sulak alanlar konusundaki bilincin gelişmesiyle Kukla Sulak Alanı olarak da anılmaktadır. Gölet; Kukla Ovasından itibaren genişleyen dere yatağı setlenerek aslında doğal bir sulak alan üzerinde oluşturulmuş, Güvercinlik Ovasına kadar devam eden tuzcul bataklıkları da içermektedir. Bu alan aynı zamanda ilkbahar ve sonbahar kuş göçleri sırasında bir koridor oluşturmaktadır.
Kuzeyde 350 07’45’’N, doğuda 350 45’30’’E koordinatları ile temsil edilmektedir. Her yıl Köprülü Göleti’ni birçok göçmen kuş ziyaret etmekte bunun yanında gölet ve çevresinde yerli kuş türleri de üremektedir. Gölet çevresi, bitki örtüsü bakımından da oldukça zengindir. Bu zenginlik, polen ve tohumlarla beslenen böcek ve kuşları, ayrıca bu böcek ve kuşlar üzerinden beslenen yırtıcı kuşları da bu alana çekmektedir. Böylece ekolojik bakımdan önemli bir sulak alan ortaya çıkmaktadır. Her yıl farklı ülkelerden insanların Köprülü Göleti’nde kuş gözlemi yapmak ve fotoğraf çekmek amacıyla adamıza geldikleri bilinmektedir. 1988 yılıdan bu yana KUŞKOR üyeleri de Köprülü Göleti’nde kuş gözlemi yapmakta ve buraya kuş gözlem gezisi düzenlemektedir. Ayrıca bu zenginlik son yıllarda doğa fotoğrafçılarını da alana çekmektedir.
Kıbrıs’ın küçük bir ada oluşu, ada ülkelerinde tüm doğal kaynakların kısıtlı bulunuşu, turizm hareketlerinin yoğunluğu ve adaların kalabalık ülkelerden kaçanların sığındığı coğrafyalar olduğu düşünülürse, tüm varlıklardaki gibi, adanın sulak alanları da her zaman hassastır. Özellikle Kıbrıs’ta iklimin kışın az yağışlı yazın kurak olduğu dikkate alınırsa, bu durum Köprülü Göleti’ni daha da önemli bir biyolojik kaynak alanı yapar ve önemi konusunda bilinçli olan bölge halkının desteklerini sulak alanın korunması konusunda kaçınılmaz hale getirir.
Köprülü Göleti yalnızca bir sulak alan değil aynı zamanda doğadaki türler için bir alışkanlıktır. Türlerin alışkanlığı kendi yaşam alanlarıyken doğadaki meslekleri de bu yaşam alanındaki polen, tohum, meyve, solucan, sinek, böcek, fare ve kendilerinden daha küçük kuşları yemeleridir. Polenlerin yenmesi, bitkilerin tozlaşmasını; tohum ve meyvelerin yenmesi, tohumların dağılmasını; solucanların yenmesi toprağın havalanmasını; böcek ve farelerin yenmesi haşeratın sayısının dengelenmesini sağlarken yırtıcı kuşların küçük kuşları yemesi de bitkilerle beslenen kuşların sayısını belli bir seviyede tutar. Böylece bitki türleri bu durumdan tükenme sınırına gelmeden dengelenmiş olur. Doğa kendi sınırlarında yaşayan doğal türleri, sınırlara zarar vermeyecek bir sayıda tutarak kendi kendini korur. İnsana da buna saygı duymak düşer.
Fotoğraf: A. Korukoğlu