Kopyalanan şiddet
Bir gazeteci olarak yazıyorum.
Hani bilgiye, istihbarata, ayrıntıya her daim "aç" biri olarak.
Okunmaz olsun bu haberler!
* * *
Önce birkaç örnek verelim.
İngiltere'de dünyanın gözü önünde oynanan bir maçın ardından bir helikopter havalandı ve düştü.
Gözler önünde...
İçinde kulüp başkanının olduğunu aslında herkes biliyordu.
24 saat boyunca helikopterde kimlerin olduğu, kimlerin öldüğü, kimlerin yaralandığı açıklanmadı.
* * *
İlk açıklamada şu söylendi.
“Çok trajik bir olay. Lütfen, bu kazadan etkilenen aileleri, dostları, olay yerinde ilk müdahaleyi yapan kişileri düşünerek; kazanın sebebi veya sorumluları hakkında spekülatif açıklamalarda bulunmayınız."
* * *
Çünkü “otopsiler” beklendi, ailelere bilgi verildi, çocuklara destek sağlandı, insanların acısına saygı gösterildi.
* * *
Larnaka'da iki çocuk okulun önünden kaçırıldı.
Çocuklar aranırken halktan da yardım istendi ve fotoğrafları medyaya servis edildi.
Sonra çocuklar bulundu.
O andan itibaren adanın güneyindeki gazeteler, bir kez daha o çocukların fotoğraflarını yayınlamadı.
* * *
Gönyeli'de dün yine kadına yönelik şiddet, cinayet ve intihar yaşandı.
Hani o "ilk saatler" vardır ya, hem polisin hem de medyanın, isim ve yöntem açıklamadan susmasını gerektiren saatler.
Bu bir saygıdır, ölen insanların yakınlarına, evlatlarına, insanlığa...
Yok! Olmadı!
İsimler de açıklandı, yöntem de!
En yakınları dahi acı haberi medyadan öğrendi.
“Şiddet” çoğalıyor böyle böyle, bu “vahşi” yöntemler kopyalanıyor!
Medeni bir ülke değiliz.
Bundan yana şüphem yok.
Asıl üzücü olan...
Çabamız da yok gelişmek için...
Çünkü kabullenmiyoruz...
Bir mazeretimiz var, her daim...