Avrupa Parlamentosu dedi ki: “Kıbrıslı Türkler de bu sürecin içerisinde olmalı…”
Hep söylenir ya, “Kıbrıs adasının tümü Avrupa Birliği üyesi” diye…
Ve bir “ancak” eklenir…
“… Kıbrıs sorununun çözümüne kadar adanın kuzeyinde uygulama yapılamıyor…”
Hani “dondurulmuş” bir halde…
En soğuk çekmecesinde buzdolabının…
Tir tiri çeker, bekleriz biz!..
Cepte üç kimlik, her kilidi açmayı beceririz…

***

Hep söylenir yine, “Sorunlu Kıbrıs, Avrupa Birliği üyesi olmamalıydı!..”
Oysa Kıbrıs’a Avrupa Birliği’ni “altın tepsi”de sunan yine TÜRK tarafı!..
Kendi “ayıbımızı” çok da efelenerek örteriz.
***

En nihayetinde ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ de iyi bir manevra yaptı!..
“Geliniz, siz de oy veriniz” dedi, Kıbrıslı Türkler’e…
Hem de öyle sandık listesine, seçmen kütüğüne, ikamete ihtiyaç yok!..
İsteyen Lefkoşa, isteyen Leymosun, Baf, Larnaka’da…
Tek yapılması gereken ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ kimliğini göstermek…
İstediğiniz sandıkta…
İster seçiniz, ister aday olunuz seçilmek için!..

***

Elbette ‘diplomasi oyunu’ bu…
Başka da ne ki!..
Evet, ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nde ortaklığımız var…
Evet, bireysel ‘Avrupa Birliği’ üyeliğimiz de…
Var da, şu anki ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yönetiminde ne irademiz var a dostlar…
Keşke olsa…
Ama ‘keşke’yle de dönmüyor hayat işte…

***

Kıbrıslı Türk lider olarak kritik bir süreçte inisiyatif üstlenen Mehmet Ali Talat’a sordum:
“Ne anlama geliyor bu karar” diye…
“Göz boyama” dedi.
<<… Kıbrıs Cumhuriyeti’nin meşrutiyetini bozmayacak şekilde ‘göz boyama’ amaçlı bir düzenleme… Pratikte bir sonuç vermesi mümkün değil… Günün sonunda ya denecek ki, ‘Bakınız biz imkan sağladık, Kıbrıslı Türkler gelmedi, oy kullanmadı…’  Ya da, ‘Bakınız, bizler, Kıbrıslı Türkler’i de temsil ediyoruz…’ Kıbrıs Cumhuriyeti kimlikleriyle kaç kişi gidecek de oy verecek, diyelim ki oy verdi, kime verecek, nereden bilecek ya da sonuçta ne oranda temsil edilecek. Pratikte bir sonuç üretmesi mümkün değil ve dediğim gibi göz boyama… Bunu Avrupalılar da biliyor aslında, Kıbrıslı Rumlar da…”

***

Kimi gözümüzü boyuyor…
Kimi gözümüzü bağlıyor…
Artık bitse şu ‘körebe’ oyunu da kurtulsak biz de…