1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Korkmadan, korkutulmadan!
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Korkmadan, korkutulmadan!

A+A-

Düşüncenin hapsedilmek istendiği davada, ceza davaları duruşma salonu ilk kez böylesine tenhaydı.
İyiye işaret değil bu!
Çok daha kalabalık olmalıyız mahkeme avlusunda, çok daha kenetlenmiş, kararlı, güçlü…

Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın (GKK) manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif – günümüz Türkçesiyle saygınlığını küçük düşürmek ve aşağılamak – suçlaması ve 10 yıla kadar hapis istemiyle açılan davada yeni bir aşamaya geçildi.

Bir gazeteci ya da bir yurttaş olarak Ali Kişmir değil ifade özgürlüğü yargılanıyor aslında… Demokrasi ve irademize yönelik kirli bir müdahaleye isyanımız yargılanıyor. “Ağır Suç” denilerek düşünce yargılanıyor.

Dünkü duruşmada sanırım bir ilk yaşandı, ilk soruşturma aşamasındaki davanın, “Anayasaya aykırılık” iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne havale edilmesi istendi.

Yargıç Zehra Yalkut Bilgeç her zamanki sükûnetiyle, özeni, ciddiyeti ile dinledi savunma avukatını… Avukat Hasan Esendağlı, duruşma salonunun tümünü kapsayan vücut diliyle, usul usul büyüyen bir hikâye gibi dokudu savunmasını… Savcı Hasan Boşnak bu kez agresif değildi, “Bu davada fazlaca örselendik” diyen bir tavrı vardı, savunanın tüm görüşlerine katılmadığını söylese de herhangi bir itiraz ortaya koymadı.

***
Daha da yorum ya da tasvir yapmadan ve uzatmadan meselenin özüne gelecek olursam...


Dava, “Askeri Suç ve Cezalar Yasası”nın 26. maddesine dayanıyor:
“Kıbrıs Türk Federe Devleti Güvenlik Kuvvetlerinin manevi şahsiyetini herhangi bir şekilde tahkir ve tezyif eden kimse suç işlemiş olur ve 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılır.”

İşte bu maddeye göre dava gerekçesinin Anayasa’nın 7 farklı maddesine aykırı olduğu  bilgisi mahkemeye sunuldu.
Bu duruma “Anayasa Mahkemesi”nin karar vermesi istendi.

Nedir bu 7 madde?
“Hukukun üstünlüğü” prensibini içeren 1’inci madde…
“Temel Hakların Niteliği ve Korunması”nı içeren 10’uncu madde…
Temel Hak ve Özgürlüklerin Özü ve Sınırlanmasını” düzenleyen 11’inci madde…
Cezaların Yasal ve Kişisel Olması ve Sanık Haklarını” düzenleyen 18’inci madde…
Düşünce, Söz ve Anlatım Özgürlüğünü” düzenleyen 24’üncü madde…
Basın Özgürlüğü”nü düzenleyen 26’ncı madde…
“Askeri Yargı”yı düzenleyen 156’ncı madde…

Elbette bizler için en önemlisi düşünce, söz, anlatım özgürlüğü…
Bir de basın özgürlüğü pek tabii…
Hele hele bir sosyal medya paylaşımında söz ediliyorsa…
Bunu “Ağır Ceza”ya havale etmek…
Bir gazeteciyi daha yargılanırken “hapse” göndermek…
Düşünceyi sindirmek anlamı taşıyor.

Üstelik yazıda gerçekten de Güvenlik Kuvvetleri’ne hiçbir hakaret yok.

***
Savcılık “Anayasa Mahkemesi’ne havale” talebine itiraz etmedi.
Yargıç da kararını açıklamak için davayı 20 Ocak’a erteledi.

Bu tarihte davanın Anayasa Mahkemesi’ne havale edilip, edilmeyeceği karara bağlanacak.

“Ali Kişmir Davası” eğer Anayasa Mahkemesi’ne havale edilirse, konu hakkında Anayasa Mahkemesince bir karar verilinceye kadar davaya ilişkin işlemler durdurulacak.

Ya da…
Kaldığı yerden devam edecek duruşma…

***
20 Ocak’ta yeniden mahkemede olacağız, yine basın ve düşünce özgürlüğü nöbetinde…

“Ankara’nın, son olarak siyasetimize ayar vermek için bazı UBP’li vekilleri çağırdığı yerin adı ‘Beyaz Ev’ olabilir ancak siyasetimizi getirdiği konum açıkçası ‘Genel ev’dir.” ifadesini hatırlayacağız yeniden…

Derdimiz asker değil…
Beyaz Ev değil…
Genel Ev de değil…
Demokrasi ve irademize yönelik bir müdahaleye askerin alet edilmesi…
Siyasetin getirildiği konum derdimiz…
Basın, düşünce, ifade özgürlüğü kadar bu durum da çok önemli…
Kimse kimseye “ayar” çekmemeli siyasette…
Bu toplum kendini yönetecek insanları haysiyetle, özgürlükle, korkusuzca seçebilmeli…
Korkmadan, korkutulmadan!

durusma-kismir.jpeg

Bu yazı toplam 470 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar