Korku!
Her zamanki dert…
Yağmur yağdı, sel bastı.
Her zamanki diyorum çünkü geçen yıl yine bu günlerde yine yağmur yağmış ve yine sel alıp götürmüş.
Geçen yıl bu günlerdeki yazılarıma baktım, yine yağmuru ve seli yazmışım.
Daha önceki senelere bakmadım ama bugünler olmasa bile yine yağmuru ve seli çok yazmışımdır.
Yani her senenin sorunu yağmur ve sel, uzayıp çok gerilere gidiyor.
Her sene çalışma yapılıyor! veya yapıldığı söyleniyor ama yine aynı yerleri seller basıyor.
İşte geçen yıl yine bugünlerde yağan yağmur ve selle ilgili şunları yazmışım;
“Ovadaki, dağdaki olası zararları normal olarak karşılamak mümkün ama yaşam yerlerimizi basan sel sularının önünün bir an önce alınması şart. Yağmasını beklediğimiz yağmurları korku içinde beklemek artık sonlanmalı…
Şunu da eklemek gerek ama; Sel suları için bundan sonra alınacak önlemler sadece bir pansuman olabilir ancak, çünkü defalarca yazdığımız gibi dereler içine yapılan betonlar kalkmadan bu işe köklü çözüm bulmak mümkün değil. Bu da olamayacağına göre küçüklü-büyüklü sel baskınlarını her zaman için beklemek kaderimiz! oldu gibi…
Geçen günkü yağmur yavaş yavaş, güne dağılan bir periyotta yağdığı için bir sorun yaşamadık. Bakalım, bugün yağacağı söylenen yağmurların sonrasını nasıl geçireceğiz!”
Yazıdan da anlaşılacağı gibi bu yazıdan birkaç gün önce yine yağmur ve sel yaşanmış, ardından yağan yağmur selsiz geçmiş ama o gün yine yağmur bekleniyormuş ve korku içinde yağmurun yağmasını bekliyormuşuz.
Sel bastı mıydı o yağmurda da hatırlayamadım ama şunu demeye çalışıyorum;
Yağmur yıllardır korkumuz oldu ve bu korkumuz bitmiyor.
--------
Yarından beklenti
Yarın yeniden başlıyor müzakereler…
Akıncı ve Anastasiadis, Eroğlu döneminde kopan müzakerelerin ardından ilk kez buluşuyorlar.
Pazartesi akşamı yenen yemeğin ardından bu ilk müzakere buluşmasından çok şey beklemek doğru olmaz.
Herhalde görüşmelerin yöntemiyle ilgili bir plan ortaya koyacaklar bu ilk buluşmada…
İlk buluşmadan benim beklentim, toplantıdan çıktıktan sonra kameralara verecekleri pozlar ve mikrofonlara söyleyecekleri sözlerdeki umut işaretleridir…
Hiçbir dönemde umudu kaybetmemek önemlidir.
Dengeler sürekli değişir, beklentiler farklılaşır ve bu denge ve beklentiler o dönemin dinamik güçleriyle olumlu bir sürece dönüştürülebilir.
Bu sürecin başını çekecek kişi de elbette ki toplum liderleridir.
İşte yarınki bu görüşmeden sonra Akıncı ve Anastasiadis’in o liderliklerini göstermelerini ve çözüm heyecanını tekrar yaşatmalarını bekliyorum.