1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Korku düzeni yaratıyorlar”
“Korku düzeni yaratıyorlar”

“Korku düzeni yaratıyorlar”

TDP Genel Sekreteri Asım İdris, YENiDÜZEN’e özel açıklamalar yaptı, UBP-DP Azınlık Hükümeti’nin dağıttığı vatandaşlıkları eleştirdi

A+A-

Fayka Arseven KİŞİ

TDP Genel Sekreteri Asım İdris, “UBP-DP hükümeti insanlara ‘biz gelmezsek, bunlar sizin vatandaşlıklarınızı iptal edecekler’ diye yalan yanlış korku düzeni yaratıyorlar ve kendilerine oy verilmesi için kullanıyorlar” diyerek, “bir ülkenin vatandaşlık sistemi bir hükümetin bir partinin kendine rant sağlayacağı bir yer olmamalıdır” vurgusunda bulundu.

Asım İdris, usulsüz ve yasalara aykırı vatandaşlıkların iptali için TDP’nin de bütün imkanlarını kullanacağını açıkladı.

Bu hafta TDP Genel Sekreteri Asım İdris ile gündemdeki birçok konuyu konuştuk.

 

“Tamam saatleri geri alacağız ama giden canları ne yapacağız? Gidenleri geri getirmek mümkün değil. O yüzden en azından kamu vicdanını rahatlatmak adına çıkıp, toplumdan özür dilemeleri gerekir.”

 

  • YENiDÜZEN: Yaz saati tartışması yeniden başladı. Türkiye’de Danıştay’ın aldığı karar var. Bu saat meselesine siz nasıl bakıyorsunuz?
  • Asım İDRİS: Bir ülke, sadece saat değil her türlü uygulamayı kendi gereksinimlere göre düzenlemelidir. Saat uygulamasında da bir bağımlılık yok, mecburiyet yok. Türkiye’nin kendine göre attığı bir adım var. Bu adıma göre hemen bizim hükümet uygulamayı sahiplendi. Bunun da çok büyük tartışmalarını yaşadık. Bırakın tartışmayı, büyük acılarını da yaşadık. Tamam saatleri geri alacağız ama giden canları ne yapacağız? Gidenleri geri getirmek mümkün değil. O yüzden aslında en azından kamu vicdanını rahatlatmak adına çıkıp, toplumdan özür dilemeleri gerekir. Özür gideni geri getirmeyecektir ama yapılanın yanlış olduğunu kabullenmek ve toplumla bunu paylaşmak en azından vicdanlarda birazcık yer edecektir. Hükümete çağrım kraldan çok kralcı olmasınlar kendi toplumlarını dinlesinler.

 

“Bu hükümet erken seçime gitmez. Bazen birbiriyle kavga edebilir, erken seçim şantajını birbirlerine karşı kullanabilir ama seçimin normal zamanda olacağına inanıyorum.”

 

  • YENiDÜZEN: Her kesimden bu uygulamaya yönelik bir karşı duruş söz konusu. Ama hükümet bu konuda geri adım atmıyor. Hükümetin amacı ne gerçekten? İnada mı bindi bu konu? Yoksa Türkiye ne yapıyorsa bizde yapalım anlayışı mı?
  • Asım İDRİS: Niye inatlaşsın ki bunu yapıyorsa da bu anlamsız bir şeydir. İnatlaşmanın ne yararı vardır ki? Eminim kendi partilerinde de bu saat konusuna karşı duranlar vardır. O nedenle inat anlamsız, umarım öyle bir inatları yoktur. En azından Türkiye’den gelen her şeye uyma daha doğru bir algı oluşturur. Birilerine şirin görünmek adına yapıyorlar.

 “İnsanlar, emek, nerden gelirse gelsin, bizler bütün emekçilerin eşit şekilde muamele görmesi gerektiğine inanırız.”

 

  • YENiDÜZEN: Ticaret Odası’nın 3’ncü ülkelerden gelip ülkemizde çalışan, çalışanlarla ilgili yaptığı açıklama var. Bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
  • Asım İDRİS: Bizim ülkemizdeki kuruluşlarda yüzde 70 KKTC vatandaşı çalıştırma zorunluluğu vardır. Bu zorunluluğu çalıştırmak yerine mümkün olduğunca ucuz işçilik üzerinden hareket etme düşüncesi var. Bu ucuz işçiliğin getirdiği dezavantajlar ile eğitim, vatandaşlık sistemini etkiledi. Yaşadığımız toplumun huzurlu olup olmadığıyla ilgili etkileri hiç konuşulmadı. Biz konuyu münferit olaylarda tartışmaya çalışıyoruz. Bunlar vatandaşlıklardan tutun da, bir zincir gibi bizi etkiliyor. Sadece iş insanlarının kendi rantabl olarak değerlendirdikleri bir şeyi yakalamak için bu olayı değerlendirmeleri doğru değildir. Tabi ki onlar da kendi görüşlerini ortaya koyacaklar. Kendileri açısından bunu belirleyecekler ama çok tehlikeli bir zeminde tartışılıyor. Ülkede olan var, olmayan var. ‘Ülkedekilerine normal verelim, diğerlerine de düşük ücret verelim’ üzerine kuruldu. Ama bu sonuçta ‘bizim ülkemizdeki insanlara vermeyelim, dışarıdan ucuz iş gücü getirelim ve yasaların bize zorladığı yüzde 70 kotayı da uygulamayalım’ anlamını taşıyor. Bizim için bu olabilecek bir şey değildir. İnsanlar, emek nerden gelirse gelsin, bizler bütün emekçilerin eşit şekilde muamele görmesi gerektiğine inanırız.

 

“Afrika kökenli öğrenciler geldi, burada kaldı, 10 yıl sonra onlara da vatandaşlık verilecek mi? Ya da bir Sri Lankalı da burada doğmuş ise 10 yıl sonra onlara da bu vatandaşlıklar verilecek mi? Yoksa onlar olduğunda farklı davranacağız, Türkiye’den gelenlere farklı mı davranacağız?”

 

  • YENiDÜZEN: Vatandaşlıklar da tartışma konusu…
  • Asım İDRİS: Vatandaşlık ihtiyacı da bizim üretim ve özel sektörde oluşan işçi açığının bir yansımasıdır. Ucuz iş gücü veya bulunamayan işgücünün Türkiye’den, başka ülkelerden veya öğrenci olarak bu ülkeye gelenlerden devşirmedeyiz. Bu da belli bir zaman sonra bize sıkıntı oluşturacak. 10 yılını dolduran herkes vatandaşlığa başvurma hakkına sahiptir. Aslında burada da zorunluluk yoktur. Günü birlik, Bakanlar Kurulu tarafından gerekçesiz yapılan vatandaşlıklar var. Öncelikle bu iş gücü bize vatandaşlık getiriyorsa bu işgünün planlanmasıyla ilgili bir çalışma yapılması gerekir. Çünkü her işçi yanında ailesini de getiriyor. Siz bir işgücü getirip, ondan yararlanıyorsunuz ama uzun vadede topluma büyük bir yükü oluyor. Zaten problemli olan irademizi kullanmadaki problemimizi daha da sorunlu hale getiriyor. O yüzden buna bir sistem getirilmesi ve hükümetin kendine göre yontamayacağı, herkesin kendine göre yorumlayıp, seçim dönemlerinde ya da genelde kullanamayacağı bir şekle dönüştürmemiz gerekir. Toplumsal olarak önemli bir konudur.

“Bir ülkenin vatandaşlık sistemi, bir hükümetin, bir partinin kendine rant sağlayacağı bir yer olmamalıdır. Usulsüz ve yasalara aykırı vatandaşlıkların iptali için TDP de bütün imkanları kullanacaktır.”

  • YENiDÜZEN: CTP, Bakanlar Kurulu kararı ile verilen bazı vatandaşlıkların iptali için mahkemeye başvurdu. TDP’de böyle bir hazırlık var mı?
  • Asım İDRİS: Kendi aramızda bunu konuşuyoruz. Muhtemelen bizim de benzer bir girişimimiz olur ama esas olan şudur; sürekli olarak hükümet bunu kullanıyor. Serdar Denktaş’ın ‘25 bine yakınlaştıracağız’ açıklaması var. İnsanlara ‘biz gelmezsek, bunlar sizin vatandaşlıklarınızı iptal edecekler’ diye yalan yanlış korku düzeni yaratıyorlar ve kendilerine oy verilmesi için kullanıyorlar. Şimdi bir ülkenin vatandaşlık sistemi, bir hükümetin, bir partinin kendine rant sağlayacağı bir yer olmamalıdır. O yüzden usulsüz ve yasalara aykırı vatandaşlıkların iptali için TDP de bütün imkanları kullanacaktır. Ama bu problemin ortadan kalkması için ihtiyaç olan işçi çalıştırma yöntemlerinin şekillerinin ta baştan belirlenmesi düşüncesindeyiz. Daha kalıcı bir çözüm oluşabilmesi için.
    Şu anda filli bir durum yaratılıyor, çalışma izni durumuyla birlikte ama bu işçi ihtiyacını karşılama yönteminden kaynaklanıyor. Siz kapıyı açıyorsunuz ve sadece işçiyi ithal etmiyorsunuz. İşçinin bütün ailesini getiriyorsunuz. Bugün siz Almanya’ya çalışmaya gitseniz, size bu hakkı vermeyebilir. Yalnız gidersiniz.
    Afrika kökenli öğrenciler geldi, burada kaldı, 10 yıl sonra onlara da vatandaşlık verilecek mi? Ya da bir Sri Lankalı da burada doğmuş ise 10 yıl sonra onlara da bu vatandaşlıklar verilecek mi? Yoksa onlar olduğunda farklı davranacağız, Türkiye’den gelenlere farklı mı davranacağız? Bunlar hep önemli şeyler aslında ama bu işi kökeninde çözmemiz lazım. Biz sonucunda çözmeye çalışıyoruz. Bu da nedir ülkeye geliyorlar, yerleşiliyor, çocuklar doğuyor, belli bir yaşa geliyor, orada vatandaşlığı verip vermeyeceğimizi konuşuyoruz. Biz de diyoruz ki; işi kökeninde çözelim. Belli prosedür, koşullar koyalım. Ki bu şekilde daha sonra insani durumlarla karşı karşıya gelmeyelim. Çünkü Kıbrıs Türkü nüfus olarak 80 milyonu vatandaş yapabilecek kapasiteye ne ekonomik, ne sosyal yönden, ne irade yönünden sahip bir ülke durumda değil.

“Eğitim Bakanı ne yazık ki kızgınlık içerisinde bütün eleştiri yapanlara karşı bir saldırıya geçiyor. Bu demokratik yaşam biçimi açısından kötüdür. Düşünün bir Eğitim Bakanı demokratik özgürlükler ve tartışma kültüründen canı sıkılıyorsa, bunu benimseyemiyor, hoş görmüyorsa eğitimi ileriye götürmek çok çok büyük problemdir.”

 

  • YENiDÜZEN: Genel olarak hükümetin ‘icraatlarını’ nasıl yorumlayabilirsiniz?
  • Asım İDRİS: Olumlu bakmak isterim. Bazen de olumlu bakmak için ararım da ama ne yazık ki hükümetin icraatları hükümete gelme amacıyla örtüşüyor. UBP-DP’nin hükümete gelme amacı erozyona uğrayan UBP, DP oylarının erozyona uğramasını engellemek. O yüzden gerek dar zümre çıkarlarını, gerek kişisel, partisel çıkarları için devlet olanaklarını kullanarak bu erimeyi önlemeye çalışıyorlar. Döndüler hükümete geldiklerinde pazarlık payı yaptılar. Partilerden kopmuş olanlar, olmayanlar, bakanlıklarda müdürlük, müsteşarlıklarda kontenjanlar, işe alımlarda buna göre davranmalar… Baktığınızda yapılan ülkede eğitim, sağlık sorunlarını çözmek, topluma hizmet verme odaklı değil.  Bütün mesele hükümete gelme amaçlarını gerçekleştirmek. Hükümete gelme amacı eriyen oylarını tekrar devşirme, hükümetteki icraatlar da eriyen oyları devşirecek icraatlar oluyor. Yapılan da budur. Bundan toplumsal fayda beklemek aslında çok doğru olmuyor. Zaten onların da böyle büyük icraat gibi dertleri yoktur. Bir tek Gönyeli’deki kaçış yolu hikayesinde nispeten bazı alanlarda rahatlama yapılmıştır. Ama bunun asrın projesi gibi sunulması onlar açısından düşündüğümde, böyle bir açılışta hepsinin dizilmesi, bunu büyük naklen yayınlarla yapmaları demek ki ellerinde başka verecekleri bir şey yoktur.

 

“Her yere müdür atıyorsunuz, defalarca atıyorsunuz ama geçen Aralık’tan beridir Orta Eğitim Müdürü henüz daha atanmadı. Giden müdüre tören yapıldı ama yerine gelen biri yok. Bu müdürleri atamamaktaki nedenleriniz nelerdir?”

 

“Eğitim Bakanı kızgınlık içerisinde”

  • YENiDÜZEN: Ülkede eğitimde önemli sorunlarla boğuşuyor. Toplum, en temel hakkı olan eğitim ve sağlığa erişme noktasında büyük sıkıntı yaşıyor. Eğitim kurtarılabilir bir noktada mı?
  • Asım İDRİS: Devletin temel sorumluluklarını yerine getirmediğinden bahsediyoruz. Eğitime bakacak olursak eğitim sadece okulların açıldığı gün konuşulmamalı. Eleştiren de eleştirilen de bu dönemlerde çok şey yapamaz. Biz Ocak ayından beri Bakanlığa çağrıda bulunduk ve dedik ki; şimdiden harekete geçin. Okullarınızdaki eksikleri tespit edin. Bunların ihale süreçlerine şimdiden başlarsanız sorunları ortadan kaldırırsınız. Öğretmen ihtiyaçlarınızı şimdiden başlayın, tespit etmeye, sendikayla tartışacak zaman bırakın kendinize, hatta kavga edecek bile zamanınız olur. Bu yeterli zamanı ayırdıktan sonra yaz aylarında bunu değerlendirirdiniz.

    Ama okullar açılırken, biz sürpriz değil öğretmen yok, kitap yok. Birçok alanda sorun var. Bunu söylediğimizde de Eğitim Bakanı ne yazık ki kızgınlık içerisinde bütün eleştiri yapanlara karşı bir saldırıya geçiyor. Ve diyor ki; bunlar kara propagandadır. Konuşanların eğitimle ilgili zerre kadar gailesi yoktur.’ Bu demokratik yaşam biçimi açısından kötüdür. Düşünün bir Eğitim Bakanı’nın demokratik özgürlükler ve tartışma kültüründen canı sıkılıyorsa, bunu benimseyemiyor, hoş görmüyorsa, eğitimi ileriye götürmek çok çok büyük problemdir. Sayın bakan, ‘hazırlıklarımız tamamdır’ diye açıklıyor. Ya müdürleri, danışmanları kendisini yanlış yönlendiriyor. Ya da kendisi görmek istemiyor. Ama bütün bunları bir yana koyduğumda 2 önemli dairesi var Bakanlığın… İlk Öğretim ve Orta Öğretim Dairesi... Ama bu iki dairenin müdürü yoktur. Aylardır yoktur. Niye atamıyorsunuz? Hem hazırlıkları yapacaksınız, okulları açacaksınız ama bu eksikleri tespit edecek, yapacak daire müdürlerini atamıyorsunuz. Şimdi her yere müdür atıyorsunuz, defalarca atıyorsunuz ama geçen Aralık’tan beridir Orta Eğitim Müdürü henüz daha atanmadı. Giden müdüre tören yapıldı ama yerine gelen biri yok. Bu müdürleri atamamaktaki nedenleriniz nelerdir? Defalarca sorduk, yanıt alamadık.

    Bu memlekette bir şeyler düzelmez diye insanlar umutsuzluğa kapılıyor ama kimse umutsuzluğa kapılmasın eğer gerçekten işi bilen, işten anlayan insanlar, iradesi olan insanları göreve getirirlerse bu sorunları yaşamayız.
     
  • YENiDÜZEN: Eğitimde İlahiyat Koleji tartışmaları da var. 2’ncisinin yapılacağı gündemde… Böyle bir gereklilik, gereksinim var mı? Bakanlık da net açıklamalar yapmıyor.
  • Asım İDRİS: Bakanlık açıkçası müfredatlarla ilgili örneğin hiçbir açıklama yapmıyor. Ondan sonra yaptığı açıklama ise trajikomik oldu; ‘1571’den beri Türk sistemiyle pareleriz” dedi sayın Bakan. Ben de kendisine döndüm açıklama yaptım ve “biz 2017’deyiz sayın bakan sizi de bekleriz” diye. Şimdi ilahiyat konusunda da benzer bir durum var. Mevcudu konuşurken, bu konuyu hiç konuşmama, tartışmama bu konuyla ilgili hiçbir şey söylememe tutumundadırlar. Bu da toplumun gözü önünde gerçekleşen ve toplumun gelecekteki birlikteliğini, huzurunu, yaşam biçimini etkileyecek olan çok önemli bir konu. Sadece 2’nci İlahiyat Koleji’nin açılması değildir problem. Mümkün ortam yaratılırsa, 2’nci, 3’ncü, 4’ncüye doğru bir gidişat bizi bekliyor. İlahiyat yanında Gençlik Koordinasyon Ofisi, Din Görevlileri Değişiklik Yasa Tasarısı… Bunları bir bütün olarak ele almak lazım. Bunlarla ilgili toplumun açık, şeffaf şekilde tartışması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü devlet eliyle, devletin parasıyla, devletin atadığı öğretmenle, belirlediği müfredatla bir tarafta kendisini bir ümmetin parçası olan peygamberin eteğinden başka tutanağı olmayan ve onun gölgesinde hareket edecek bir nesil yetişiyor. Bunun karşısında yine devlet tarafından yetiştirilen, modern bir devletin parçası olan, laik, demokratik, hukuk devletine bağlı Atatürk’ün çizdiği yolda ilerleyecek olan bir birey olarak gören çağdaş dünyayla kucaklaşma düşüncesinde olan nesiller yetiştiriyor. Bu iki nesil, bir süre sonra karşı karşıya gelecek ve biri diğerini tehdit, diğeri de öbürünü kurtarılması gereken olarak görecek. Bugün Türkiye’nin yaşadığı problem gibi… Türkiye bunu tecrübe etmiş, bugünleri yaşıyor.

    Şimdi bizde böyle bir sorun yokken, niye bu sorunu ithal edelim? 10 yıl sonra bu gençler karşı karşıya gelsin de birbiriyle kavga etsin diye mi? Şimdi o zaman da dönüp bu gençlere kızacak mıyız? Niye kavga ediyorsunuz, niye birbirinizle çatışıyorsunuz? Bu ihtimali görüyoruz, bunu anlatmaya çalışıyoruz. Burada hemen ‘siz insanların özgürlüklerine saygılı değil misiniz, siz insanların inançlarına karşı mısınız’ diyerekten bu söylediğimiz önemli problemi görmemeye, gözden kaçırmaya çalışıyorlar. Mesele insanların özgürlükleriyle ilgili değil, bizden daha özgürlükçü düşünebilmeleri de mümkün değil. Biz sadece bir mezhebi değil bütün inançları, yaklaşımları hatta inanmayanları dahi eşit şekilde savunuyoruz. O yüzden bu konu çok önemlidir. Ama bizim dışımızda da bu konuları çok yüksek perden konuşmuyor muhalefet … Tehlikeli konular olarak görüyor. Oy kaygısıyla hareket ediyor. Ama bu oy kaygısıyla konuşulmayacak, bazı çevrelerle ters düşeceğiz diye hareket edeceğimiz bir konu değil. Bu her ve hal şartta, ne olursa olsun bir bedel ödenmesi gerekirse de konuşulması gereken bir konudur. Çünkü 10 yıl sonra ödeyeceğimiz bedel bugün ödeyeceğimiz küçük bedellerin çok çok üstünde olacak.
     
  • YENiDÜZEN: TDP olası bir erken seçime hazır mı?
  • Asım İDRİS: Erken seçimin hiç gündemden düşmediği, her dönemde de erken seçimin olabileceği konuşulan ortamı yaşıyoruz. Muhalefet partisi de bu kadar erken seçimin konuşulduğu bu kadar gündemde olan bir konuya hazırlıklı olma durumundadır. Yine söylüyorum, bu hükümet kendi eriyen oylarını devlet olanaklarını kullanarak tekrar devşirmesi için ve kişisel çıkarları üzerine kuruldu. O yüzden bu hükümet erken seçime gitmez. Bazen birbiriyle kavga edebilir, erken seçim şantajını birbirlerine karşı kullanabilir ama seçimin normal zamanda olacağına inanıyorum. Çünkü o güne kadar bu olanakları kullanmaktan vazgeçmeyecekler. Ama biz olası her durumda seçime hazırız.
     
  • YENiDÜZEN: TKP-YG’nin kurulması TDP’yi nasıl etkiledi? Önemli oranda üye kayması oldu mu?
  • Asım İDRİS: Ortada olan kamuoyu yoklamaları vardır. Geçen seçimin daha üzerinde bir noktada görülüyoruz. Ülkesel bazda bilimsel temele dayalı olarak yapılan anketlerde yüzde 10 barajı civarında görülüyor. Aslında bu büyük boyutta etkilenmediğimizi gösteriyor ama elbette bir miktar bu huzursuzluklar olmasaydı, algıda daha yüksek bir noktada olabilecektik. Ama bu yaşandı, arkadaşların tercihidir. Bu onların çizmiş olduğu bir yoldur.

Ben partinin herhangi organında görev alabilirim.  Şu an başkanlığa adaylık gündemimde yok.”

 

  • YENiDÜZEN: TDP’de kurultay süreci başlıyor. Nedir hava?
  • Asım İDRİS: Doğal bir sürece giriyoruz şu anda. Aralık ayında kurultay geçekleşecek. Demokrasinin gereği olan adaylıklar ortaya çıkacak. Başkanlık için bir tartışma olabilir de olmayabilir de… Açıkçası Parti Meclisi’nde karar alındıktan sonra biz de bu süreci birlikte yaşayacağız.
     
  • YENiDÜZEN: Sizin başkanlığa adaylık düşünceniz var mı?
  • Asım İDRİS: Ben partinin herhangi organında görev alabilirim.  Şu an başkanlığa adaylık gündemimde yok.

 

 

Bu haber toplam 2941 defa okunmuştur