KORKU YUVASI
2016 yılının Ocak ayı…
Türkiye’de bir grup akademisyen bir bildiri hazırlayıp bunu imzaya açıyor.
‘Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak bu suça ortak olmayacağız!’ başlıklı bildiri, Güneydoğu’da yaşanan gelişmelerle ilgili devletin tavrına itiraz ediyor.
İlk etapta bin küsur üniversite hocası imza koyuyor bildirgeye…
Ardından 500-600 kadar daha…
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan alenen hedef gösteriyor bildiriye imza koyanları… ‘Gereğini yapın’ diye çağrı yapıyor ilgili makamlara…
Üniversitelerde ‘kıyım’ başlıyor hemen!..
Birçok hocaya işten el çektiriliyor.
Kimileri hakkında dava açılıyor.
Olağanüstü Hal (OHAL) kararnameleriyle yapılıyor tüm bunlar…
Aradan iki buçuk yıldan fazla süre geçti, bildiriye imza koyan birçok hoca işsiz, yurt dışına çıkışları yasak, bazıları hakkında dava açılmış, bazıları mahkumiyet almış. İmzacı bazı akademisyenler hakkında ise henüz bir şey yapılmamış. Yapılacak mı, ne zaman yapılacak, ne yapılacak?
Bilen yok…
Tam bir belirsizlik durumu…
* * *
O bildirinin altına Kuzey Kıbrıs’taki üniversitelerden de imza koyan gerek KKTC yurttaşları, gerek TC yurttaşları, gerekse çift uyruklu hocalar var.
Ankara’nın daha ilk günden ‘gereğinin yapılması’ için KKTC’deki üniversitelere baskılar yaptığı yönünde ciddi iddialar var.
Hatta YÖK Başkanı’nın bir okulun yöneticisiyle çok gergin bir görüşme yaptığı, ilişkilerin o tarihten sonra pek limoni olduğu söyleniyor.
Bu arada bazı hocaların –sessiz sedasız- çalıştıkları okulla ilişkilerinin kesildiği yönünde de bilgiler var.
‘Bilim yuvası’ olması gereken üniversiteler ‘korku yuvası’ haline gelmiş durumda…
* * *
Önce sosyal medyaya yansıyan ve ‘paylaşımları yüzünden bazı KKTC yurttaşları Türkiye’ye gidince tutuklanıyor’ iddialarının perde gerisi hafta sonu Kanal SİM ana haberlere yansıdı.
Ortada ‘sosyal medya paylaşımları’ndan dolayı tutuklama bilgisi yok. Lakin tutuklama olmuştu. İzmir’e giden bir KKTC uyruklu akademisyen polis tarafından alıkonulmuş, mahkemeye çıkarılmış, kendisine dava okunmuştu.
Konu iki buçuk yıl önceki ‘akademisyenler bildirisi’ydi!..
* * *
Bildiriye imza koymuş akademisyenler böyle bir ‘hamle’ bekliyor muydu, bilmiyorum.
Ancak İzmir Adnan Menderes Havaalanı’ndaki gözaltı sonrası şimdi herkesin daha kaygılı olduğunu söylemek yanıltıcı olmaz.
TC Lefkoşa Büyükelçisi Derya Kanbay 15 Temmuz’un yıldönümünde ‘terör örgütü tanımının yetersizliği’nden şikayet etmişti. Başbakan Tufan Erhürman ise elçiye ‘FETÖ bizim için terör örgütüdür’ diye cevap vermiş, bu tür konuları basın önünde tartışmayı uygun bulmadığını da duyurmuştu.
Aradan bir hafta geçmeden İzmir’den gözaltı haberi geldi!
Rastlantı mıdır?
Mesaj mıdır?
Kim bilir!
Lakin…
Üniversiteler ‘korku yuvası’na dönüşmek üzere…
Etraftaki sessizlik hayra alamet değil!..