Korkulan oldu!
Mevlevi’de ‘gamini’ gerginliği, kavgaya dönüştü, bölgenin huzuru kaçtı…
Fehime ALASYA
Mevlevi köyünde kömür ocaklarından çıkan duman yüzünden gamini işletmecileri ile köyde ikamet eden Esat Fellahoğlu arasında başlayan sözlü münakaşa arbedeye dönüştü.
Gamini işletmecisi Önder Zaim ile önce sözlü münakaşa, ardından ise arbede yaşandığını YENİDÜZEN’e anlatan Mevlevi sakini Esat Fellahoğlu, Zaim’in kendisine arkadan üç el ateş ettiğini ve çocuklarının hayatıyla ilgili tehdit edildiği için arbedenin yaşandığını ileri sürdü.
Polis Basın Subaylığı’ndan verilen bilgiye göre ise yaşanan arbedeye yedi kişinin karıştığı ve soruşturmanın hala devam ettiği belirtildi.
Güzelyurt bölgesinde GAMİNİ (kömür ocakları) işletmecileri ile Mevlevi sakini Esat Fellahoğlu asında başlayan sözlü münakaşa, kavgaya dönüştü. Kavgada, gamini işletmecisi Önder Zaim, Saffet Binatlılı ve Suzak Banik ise ciddi şekilde darp edilirken, Esat Fellahoğlu ise soruşturma için Güzelyurt Polisi’ne alındı.
Polis: “Kasti Hasar ve ciddi Darp”
Konuya ilişkin yazılı açıklama yapan Polis Basın Subaylığı Önder Zaim, Saffet Binatlılı ve Suzak Banik'in, yedi kişi tarafından ciddi şekilde darp edildiğini açıkladı.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“8.11.2017 tarihinde saat 18:00 sıralarında, Güzelyurt'ta Turgut Özal Caddesi üzerinde, E.F, E.Y,. U.F,. B.D,. M.Y,. D.S,. ve S.Ö, aralarında gamini dumanı yüzünden husumet bulunan Önder Zaim, Saffet Binatlılı ve Suzak Banik'i FY 159 plakalı van araç ile seyir halinde bulundukları sırada, kullanımlarında bulunan 3 ayrı araç ile adı edilenlerin önlerini kesip durdurduktan sonra adı edilenlere elleri ve ayakları ile gelişigüzel vurmak suretiyle ciddi şekilde darp ettikten sonra Saffet Binatlılı'ya ait FY 159 plakalı van aracın ön camını kırmak suretiyle hasara uğratmışlardır. Bahse konu şahıslar aranmakta olup soruşturma devam etmektedir”
Sabah saatlerinde gazetemize konuşan taraflar, durumdan duyulan rahatsızlık ve gerginliği anlatmış, yetkilileri bir an önce önlem alamaya çağırmıştı…
“İlla ki bir birimize girmemizi mi bekliyorlardı? Tüm bu olanların suçlusu devlettir, kaymakamdır…”
Arbedede adı geçen ve yaşananları YENİDÜZEN'e anlatan Esat Fellahoğlu ise kendisine arkadan üç el ateş edildiği 
ve çocuklarının hayatıyla ilgili tehdit edildiği için arbedenin yaşandığını ileri sürdü.
Yaşananları polise teslim olmadan anlatan Fellahoğlu, “İlla ki bir birimize girmemizi mi bekliyorlardı? Tüm bu olanların suçlusu devlettir, kaymakamdır… Ortada bir sonuç var ama uygulayan yok, her geçen gün zehir soluyoruz, artık yeter” diyerek yaşananları değerlendirdi.
Fellahoğlu şöyle devam etti: "Bugün öğlen saatlerinde Güzelyurt'taki petrol istasyonunda Önder Zaim ile karşılaştım, bana orada "Beni sürekli şikayet eden sen misin diye sordu ve beni tehdit etmeye başladı. İki çocuğumun da astım hastası olduğunu ve evimde kokudan durulmadığını söyleyince bana evime bomba koyacağını evimi ve çocuklarımı havaya uçuracağını söyledi. Tartıştık ve beni dağda gaminilerin olduğu yerde bekleyeceğini söyledi. Ben de çıkıp oraya gittim. Orada beni iki polis ve yanındaki yaklaşık 30 eli sopalı kişiyle beklediğini gördüm, orada tartıştık, arbede yaşandı, polis bizi alıp uzaklaştırdı, biz oradan kaçarken arkamdan üç el ateş edildi. Fakat polis bunu söylemiyor, gizliyor çünkü bu adam çok torpilli biri... Polis beni evime götürdü, benim de evimde arkadaşlarım çevrem toplandı. Önder Zaim evimin önünden geçerken camı açtı ve bize bağırdı, alay etti, biz de peşine düştük ve önünü kestik, ana yolda yine arbede yaşandı. Polis, kaymakam ve siyasiler bunların olmasını mı bekliyordu? İlla ki birinin ölmesi mi lazım? Bu ülkede torpilli olan, siyasi ensesi kalın olan kimseler hep kayırılacak mı? Polis kaymakam ve yetkililer bunun olmasını mı bekliyordu? Bu toplumu pisliğe teşvik ediyorlar, ülkede ne hak var ne de hukuk... Önder Zaim, bir partinin kuyruğunu tutuyor diye mi başımıza bunlar geliyor?
Bu gaminiler kapatılsın diye çok mücadele verdik, evimizde nefes alamaz durumdayız, iki çocuğum da bronşit, solunum yolu sorunu yaşıyorlar, her yere şikayete gittik, kapatma kararı aldılar ama değişen bir şey olmadı… Neden bu insanlara başka yer göstermediler, neden modern bir sisteme geçirmediler de bu günleri gördük? Bunun suçlusu kim? Bu yaşananların tek suçlusu ben değilim, benim olduğumu iddia ederlerse ben de çoluğumu çocuğumu alır bu ülkeden giderim… Eğer bizi koruyan bir kurumumuz yoksa bu ülkede artık 5 dakika bile kalmam…”
