Korona ve Turizm
Geldi gelecek derken onunla da tanıştık.
Adına kısaca "Korona" denildi.
Önceleri Türkiye kanallarının yayınladığı haritalara bakar olduk.
Türkiye'nin etrafındaki neredeyse tüm ülkeler kırmızıyla işaretlenmişti.
Ha bir de Kıbrıs vardı, unutmadan.
Kırmızılar virüs olan yerdi, beyazlar ak-pak.
Türkiye'de bu ak-paklık ne kadar doğrudur bilinmez-güvenilmez ama bu adada önce güney Kıbrıs'ta yüzünü gösterdi.
İçin için buna sevinenler de vardı bizim tarafta, eminim.
Oh olsun turizmleri baltalansın diyerekten.
Hatta kuzeye uygulanan direkt uçuş ambargosunun iyi bir tarafını da gördük diyenlerimiz bile çıktı. Sonra ne oldu?
Adayı bölsek de havayı ve hatta oradan buradan gelen turist akışını bölemedik işte.
Kaçınılmazdı bu durum da, "bu kadar abartmayalım" deyiverdi yetkilimiz.
O lafı söyledi ya aklıma ne geldi bilin bakalım...
Bir azamanlar AIDS'in en gündem yarattığı günlerde Türkiye kanalları mikrofon tutuyordu yoldaki vatandaşına. Biri ne demişti: "Türk'e virüs işlemez abi..." Bizim yetkilinin de bilinçaltını harekete geçiren bu düşünce olsa gerek. Neyse...
Nisan ayında turizm sezonu açılır kuzey Kıbrıs'ta.
Bilmiyorum neden bir turizm açılış dönemi başlatılır da yıl boyunca bu turizm hep açık kalmaz?
Yok biliyorum da bu konuya ilgi çekeyim dedim.
Sonuçta biraz ciddileşirsek; Korona virüsü halk sağlığı için ne kadar önem taşır ve olay karşısında paniklemeden ama önlemlerimizi de alarak bu süreci insanlar üzerinde en az zararla atlatabilmeye çalışmanın en doğrusu olduğunu düşünmek gerek.
Peki ya bu adanın batmış-çıkmış ekonomisi ne olacak?
Turizmden kıt kanaat geçinen bu adanın kuzey yarısının karşı karşıya olduğu bu "kriz" için herhangi bir önlem alınması hatta bununla ilgili bir kriz masasının kurulması düşünülüyor mu yetkililerce?
Büyük otellerin çok da fazla sarsılacağını ya da sarsılsa bile bunu atlatabilecekleri bir kapitallerinin olduğunu düşünüyorum.
Esas mesele ve acı taraf, o küçük otellerimizin ve son yıllarda güzelim bir şekilde hayat bulmaya başlayan butik otellerimiz.
Ne olacak onların hali?
Kim karşılayacak onların bu kayıplarını ve onlara nasıl bir destek çıkılacak?
Hiç bunu dillendirmek istemiyorum ama ne yazık ki en büyük darbeyi -şayet bir önlem alınmazsa- işte bu küçük oteller-Guest House'lar alacaktır.
Hükmet-Devlet dediğin erk, bunun önlemini alabilecek mi göreceğiz.
Hiç kimse de bunun üzerinden siyaset yapmasın bence.
Çünkü durum; ne siyasete malzeme edilecek şekilde popülist çıkar olayıdır ne de kahraman politikacılık dönemidir.
Korona bir şekilde altedilecektir, aşısı bulunup tüm ülkelere servis edilecektir, buna inanıyorm.
Sonunda o da bir tür Grip işte...
İnsanlar kendi önlemlerini de alarak tıpkı diğer grip virüsleri gibi bunu da "normal" bir grip vakası olarak yaşamına katacaktır.
Ama ülkenin düşeceği ekonomik kaosu şimdiden görmek için ekonomist ya da turzimci olmaya gerek yok.
Her vatandaş biraz düşününce bu kaos'un çok da yakın olduğunu görebilecek düzeydedir.