1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Korsanlığa yasallık!
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Korsanlığa yasallık!

A+A-

Yine yağmurları sevinemedik.

Neden?

Çünkü yine seller bastı.

Evler, seralar, arabalar, tarlalar sel suları altında kaldı.

***

Geçitköy sel altında kalırken içinden geçen derenin taşkın sularına teslim oldu.

Evleri sular bastı, hayvanlar sel suları altında kaldı, işyerleri girilemez hale geldi. Peki neden şiddetli (bazen az yağsa da) yağmurlarda sel kâbusumuz oluyor?

Çünkü altyapı yok. Çünkü derenin önünün kapanamayacağı, derenin akacağı yerin daraltılamayacağı, derenin içinde, yanında, havzasında yapılaşma olamayacağı bilinmesine rağmen gözler kör, kulaklar sağır olmuşçasına bunlar yapılıyor maalesef…

Bir gazeteci arkadaş Geçitköy’de Başbakan olarak atanmış Ünal Üstel’e soruyor; “Su basan sitenin inşaat izni var mı, kaçaksa ne yapacaksınız?” diye…

“Kaçaksa bakacağız!..” benzeri bir yanıt veriyor ÜstEL.

Sitenin çoğu bitmiş, içinde insanlar kalıyor, inşaat sürüyor, yanında başka siteleşme başlıyor ama “kaçaksa bakacağız” diyor ÜstEL.

Ne yani? Gece kulüpleri karşısında yıllardır başlayan inşaatların izni olup olmadığı bilinmiyor mu?

İçerde mahsur kalan insanlar izinsiz evlere mi girdiler?

Sürekli artan bina sayısına rağmen inşaatlarla ilgili bilgi yok mu!

***

Geçitköy’ün yerli insanının yaşadığı, esas köyün olduğu yer, dibindeki Geçitköy Barajı’yla da korku yaşarken, içinden geçen derenin gazabına uğruyor. Hemen Girne tarafındaki girişinde ise yukarıda yazdığım gibi gece kulüpleri karşısında siteleşme var.

Dün sabah gidip gördüm. Zarar büyük. Elektrik direkleri de sökülüp devrilirken söz konusu sitenin olduğu yerde dere yolun solundan giderken yol altından sağa geçiyor… Dere, sel basan sitenin etrafından dolaşıp ileride yine yolun altından yine sola geçip denize ulaşıyor…

Yani sel suları altında kalan site derenin havzası içinde kalıyor.

“Dere suları yolun altından geçiyor” diyorum ama aslında üstünden geçiyor. Yağmur sularının yolun altından geçeceği yerlerde (fazla yağmur yağabileceği hesap edilemediğinden) kanallar dar tutulmuş. Bu nedenle de sular kendine geçecek yer aramış ve yolun üstünden atlayarak yatağından yoluna devam etmiş.

Dönüp tekrar yolun altından geçmesi gerekirken yine kanala sığamamış ve yine yolun üstünden atlayıp denize akacak yolunu bulmuş.

Sular yolunu bulmuş ama bunu yaparken de önüne çıkan herşeyi alıp gitmiş.

Memleketin her zamanki hali.

Dere yatakları işgali, hesapsız yapılan kanallar, rant uğruna yapılan inşaatlar ve bütün bunlara rağmen yine aynı şeylerin yapılmasına devam edilmesi…

Memleketin kendi de korsan, yapılanlar da korsan, bu yapılanları görmezden gelen veya yapılması için emir verenler de korsan.

Sonra da kalkıp sanki bu korsanlığı yasallaştırmak ister gibi ‘iki egemen devlet’ istiyormuşuz.

Gülerler halimize!

sel-001.jpg

Bu yazı toplam 1111 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar