Satın alma gücü düştükçe, geçinmek zorlaştıkça, nakit parası yetmeyen vatandaşlar da kredi kartı harcamalarına ağırlık veriyor.Çaresizlikten yapacak başka bir şeyleri de yok maalesef.

Ülkede döviz kurlarının, enflasyonun ve pahalılığın artması, halkı daha çok kredi kartı kullanmaya mecbur ediyor.Kredi kartı borçları da zamanında ödenmeyip, asgari tutarı ödendiği zaman, ödenmeyen kısım için yüksek oranda faiz uygulanıyor.Böylece, kredi kartı borçları artarak büyüyor ve ödenmesi zor bir duruma geliyor.

Bu durumu,açıklanan merkez bankası verilerinde de net olarak görebiliyoruz.2023 yılı verilerine göre, kredi kartı borçları, 2022’ ye göre  yaklaşık yüzde 96 artmış bulunuyor.

2022 de, 1 milyar 757 milyon TL olan kredi kartı borçları, 2023 de  3 Milyar 452  milyon TL’ ye ulaştı. 1 yılda yaklaşık 1.6 milyar TL artış gerçekleşti. Kredi kartlarındaki tahsili gecikmiş alacakların(TGA) ise, yaklaşık 35 milyon TL olduğu görülüyor. TGA’lar Bankalar için, sorunlu, dönüşü zorlaşan ve mahkeme aşamasına gelmiş borçlar olarak da biliniyor.

Kredi kartı borçları yanında, bireysel ve tüketici kredileri borçları da artmaya devam ediyor. 2023 yılı sonu itibarı ile vatandaşların bankalardan aldığı krediler toplamı yaklaşık 20.3 milyar TL’ ye çıktı.Bireysel kredilerdeki tahsili gecikmiş alacaklar ise, yaklaşık 567 milyon TL’ ye ulaştı.

Mahkemeye taşınan tahsili gecikmiş alacaklar içinde, ödenemeyen konut kredileri,  ödenemeyen araba kredileri, ihtiyaç kredileri ve ödenemeyen kredi kartı borçları da bulunmaktadır.

Bireysel kredilerin yaklaşık yüzde 83’ü konut, araba ve tüketici kredisi, yaklaşık yüzde 17’ si de kredi kartı borçlarından oluşuyor. Bireysel krediler, bir önceki yıla göre, yaklaşık 12 milyar’TL’ den, yüzde 70 civarında artarak 20.3 milyar TL’ ye çıktı.

Bireysel kredilerin yaklaşık yüzde 52’ si ihtiyaç kredilerinden oluşuyor.Bunlar arasında konut kredileri yaklaşık 5.1 milyar TL, araba kredileri ise 1.2 Milyar TL tutarındadır. 2023 yılındaki İşletme kredileri tutarı da yaklaşık 64 milyar TL’ ye ulaştı.

Bütün bu rakamlar, ülkede ekonominin kötüye gittiğini, halkın gelir düzeyinin, satın alma gücünün düştüğünü ve borçların ise günden güne arttığını gösteriyor.

Dar ve orta gelirlilerin, kara gün için biriktirdiği paraları, mevduatları, satabilecekleri malları da bitti. Ödenemediği için, mahkemeye giden borçların miktarı da artmaya devam ediyor.

Son yapılan Hane halkı bütçe anketine göre de, toplumun gelir düzeylerine baktığımızda, en alt gelir düzeyinde olan kesim  ile, en üst gelir düzeyinde olan kesimin gelirleri arasındaki fark, 6,5 kata çıktı. Bu oran, Ülkemizde, gelir dağılımının son derece bozuk olduğunu ortaya koyuyor.

Bu durum bize, ülkede küçük bir grup dışında, dar ve orta gelirlilerin satın alma gücünün düştüğünü, pahalılık karşısında çaresiz kaldığını ve fakirleştiğini net olarak gösteriyor.

Öte yandan, dar gelirlilerin, sosyal yardım ve engelli maaşı alanların maaşları, gıda harcamalarına bile yetmemektedir. Zira, 4 kişilik bir ailenin sadece gıda harcamalarından oluşan açlık sınırı da, şubat ayı sonunda 22,622 TL’ ye ulaşmıştır.Bu insanlar, aldıkları asgari ücretten bile düşük maaşla nasıl geçineceklerdir?

Kredi kartı borçlarının ve diğer banka borçlarının artması işte yukarıda değindiğim, dar gelirliler ve asgari ücretlilerin, ülkede yaşanan  çok yüksek pahalılık karşısında, gelirlerinin yetmemesi ve çaresiz kalmalarından kaynaklanmaktadır.

Sonuç olarak, Ülkemizde, kirasını, elektrik, su, telefon, benzin faturalarını ödemekte zorlanan, evine et alamayan, devlette ilaç bulamadığı için, eczanelerden ilaç satın alamayan, çocuğuna okula göndereceği zaman harçlık veremeyen, binlerce insanımız yaşamaktadır. Peki, Hükümet ne yapmaktadır? Aslında ne yaptığını da, en iyi halk bilmektedir...