1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. ‘Kriz Fonu’ neyi bekliyor?
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

‘Kriz Fonu’ neyi bekliyor?

A+A-

Israrla şunu söyleyenler var:
“Memurlar ve özel sektör çalışanları aynıdır, hepsi de emekçilerdir.”
Emeğiyle ve dürüstlükle hayatını kazanan emekçidir, doğru...
Ancak haklar ya da fırsatlar anlamında bu ülkede memur ile özel sektör çalışanını aynılaştırmak inandırıcı olmaz. Bu inkarla eşitsizliği önlemek de mümkün değildir.

*  *  *

Son karantinada işsiz ya da maaşsız kalan kaç memur var?
Aynı değil...
Herkes de biliyor...
Bu gerçeği kabullenmediğimiz sürece bu uçurum büyüyecek.
Yüzleşmek “kamu-özel” çalışanlarının birbirine kırılması ya da düşmesi anlamında değildir.
Hakikati görmektir.

*  *  *

Aynı değil.
Özelde maaşlar çok hem de çok az.
İş güvencesi hiç yok.
Çalışma saatleri çok daha uzun...
Üstelik...
Kamuda çalışan özelde de görev yapabiliyor ama özelde çalışanın, kamuda olması mümkün değil…
Ek mesai yok, özelde...
“Yasada var, uygulanmıyor.”
Evet, uygulanmıyor.
“Yasada var” deyince ne oluyor?
“Sendika yok o nedenle...”
Kamuda da çok insan örgütsüz!
Özelde sendika olsa ne olacak?
Maliye’nin “dipsiz kuyusu”na sahip değilseniz eğer!
Özelde partizanlık ya da kayırmacılık yok çünkü...

*  *  *

Aynı değil...
Özelde “çalışmazsan” eğer kapı önündesin, kamuda değilsin...
Evet, kamuda çok sayıda insan işini hakkıyla yapıyor.
Pek çoğu da yapmıyor ama...
İstese de yapamıyor çünkü o göreve hak etmeden gelmiş.
Hiç hak etmeden onca “özel tahsisat” alanlar var.
“Ek mesai”yi maaş gibi hak görenler.
Özelde yok!
“Hepimiz aynıyız” de istediğin kadar!
Hastanede ilaç bile vermiyorlar özeldeki insana…

*  *  *

“Bunlar hep yönetenlerin suçu” anladık da... Yoksul işçinin suçu değil... Üstelik kamuda örgütlü sendikaların hepsi, aynı zamanda işveren! Çoğu banka sahibi örneğin... Kamudaki hakları onlar da eş düzeydeki çalışanlarına vermiyor. Mesele sadece bilinç değil imkan aynı zamanda...

*  *  *

“Patronlar vergi vermiyor...”
Evet de vergi toplayanlar da “patron” değil ki hepsi kamu görevlisi…
Kimse de “vergi almamız engelleniyor” diye ortaya çıkmıyor. “Vergi toplanmadı” diye hatırladığım grev yok örneğin!
Patronlar vergi verse ya da vermese, özeldeki emekçinin güvensiz ve dar gelirli pozisyonu değişmiyor.
Çok vergi toplandığında kamuya daha çok maaş artışı yapılıyor, özele yeni bir hak önerilmiyor.
Vergi adaletsizliğinin bir sebebi de bu!
Asgari ücretin belirlendiği masada dahi asgari ücretliyi temsil eden sendika, kamuda örgütleniyor!
Özeldeki emekçinin temsilcisi “asgari ücret” masasında bile yok.

*  *  *

Şu gerçek görülmelidir.
Özel sektör işçisi bu ülkede ikinci sınıftır.
Hele adaya sonradan göç eden işçiler, hele buralı olmayanlar üçüncü hatta beşinci sınıftır...

*  *  *

Şimdi bir “Kriz Fonu” şarttır.
Örneğin “insanın hayatıyla doğrudan bağlantılı” işler dışında ek mesailer aktarılsa oraya...
Belirli bir miktarın üzerinde mevduattan yüzdelik alınsa, aktarılsa...
On bin maaşın üzerinden aktarılsa...
Bütçedeki acil olmayan kalemler aktarılsa...
İşsiz, maaşsız, gelirsiz insanlar desteklense...

*  *  *

Kamu ya da özel sektör düşmanlığı yapmayalım, çünkü eğer yatırım ve istihdam büyümez, kamuda hizmet üretilmezse enkazın altında herkes kalacaktır.
Şu anda o enkazın altında işyerleri kapatılan özel sektör emekçileri vardır, önce onları kurtaralım.
Gelin el ele verelim, adalete ve emeğe inanan insanlar, bu ekonomik eşitsizliği ortadan kaldıralım.
İnkarla ya da sloganla değil...
Hayatla...

 



Platformun önerisine önerimdir

Sendikal Platform ‘özel sektör emekçileri’ için iyi niyetle şu öneriyi yaptı:

“Bu kritik dönemde özel sektör çalışanlarının yaşadığı sefaleti biraz olsun desteklemek için, pandemi öncesi 2019 yılından vergi borcu olarak tahakkuk eden 500 milyon TL oradadır, borçluların banka hesapları da oradadır.”

Şöyle değiştirelim, hem sendikalara yönelik güveni artıralım, hem de önceliği ‘en acil ihtiyaçlı’ kesimlere verelim… Öneriye, önerimdir.

“Bu kritik dönemde maliyenin imkanlarını en ihtiyaçlı ve tümüyle maaşsız kalan özel sektör emekçilerini desteklemek için kullanalım. Kamu maaşlarına yönelik doğacak açık için de pandemi öncesi 2019 yılından vergi borcu olarak tahakkuk eden 500 milyon TL de borçluların banka hesapları da oradadır.”



 

 

Bu yazı toplam 1982 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar