1. YAZARLAR

  2. Tamer Öncül

  3. KRİZDEN BESLENEN KERİZLER
Tamer Öncül

Tamer Öncül

KRİZDEN BESLENEN KERİZLER

A+A-

Derviş bey öyle marazlı(!) ki neredeyse zil takıp oynayacak…
Anastasiadis ve Kıbrıslı Rum siyasi partilerinin müzakere sürecini askıya alma kararından kaynaklanıyor bu marazı!..
Durup durduk yerde bayramı zehir ettiler adama!..
Marazdan ne yapacağını şaşırıp müzakerecisini görevden alan Derviş bey; “Rumlar’ın (her zaman olduğu gibi) yine yanlış yaptığını; 50 yıla yakın bir süredir zamana oynadığını, bugünlerde ise önce uzlaşılan konuları reddederek, daha sonra da doğal gazı bahane ederek bunu sürdürdüğünü” söyledi…
Marazından, iki savaş gemisinin (TC Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasına göre TCG Mızrak ve TCG Bafra adlı savaş gemileri, adanın güneyinde sondaja başlayan Bahama bayraklı Saipem-10000 adlı platform gemisini ‘izleme’ görevi icra ediyormuş) Kıbrıs açıklarında ne aradığını söylemeyi unutan Derviş bey “Kıbrıs Rum tarafının 12. parselde kazı başlatmasının ardından, TPAO’ya sismik araştırma yetkisi verildiğini” söylüyor ama, bu YETKİYİ(!) kimin, ne zaman verdiğini söylemeyi de unutuyor..
“Susarak seçim kazanma” ustası Derviş bey kararlı(!)… “Biz müzakerelere yoğunlaştırılmış şekilde devam etmek ve bir anlaşmaya varmak istiyoruz… Masaya gelirlerse görüşmeleri sürdürürüz ama gelmezlerse zorla da masaya oturtma niyetinde değiliz”
Öyle ya, zorla güzellik olmaz !...
Zamanında, (peşinde 40 ajan dolaşırken) bu sözün gereğini yerine getirerek; yarı yolda seçimi bırakıp köşesine çekilmişti…
Tek hedefi, “Rumların haksız olduğunu” kanıtlamak olan; siyasette, “bükemediğin bileği öp; bıçağa yumruk vurulmaz; beklet kararı, gelir zamanı” gibi önemli(!) taktikler geliştiren Derviş bey, şimdi de “krizlerden beslenme” taktiğini uygulamaya koyuyor… Kendisine bu zemini hazırlayan Anastasiadis’i nerdeyse kucaklayıp öpecek…
Bizim haberimiz yok ama, meğer   “ABD dâhil olmak üzere tüm ülkelerin Kıbrıs’ta elde edilecek doğal kaynaklara Kıbrıslı Türklerin de ortak olduğunu kabul etmişler”…
Geçen gün Cenk (Mutluyakalı) güzel özetlemişti bu anlayışı ( 8 Ekim tarihli yazısında):
1960 anlaşması ‘mühim’ nihayetinde...
‘Eşit ortağız’...
Kaynaklar ortak...
“Sizinki” bizim...
“Bizimki” bizim...

Bu emperyalist anlayışın sonucu ortada… Ortadoğu kan gölüne dönmüş; Barbarlık, vahşet giderek yükseliyor… 
Petrolü elde tutmak adına milyonlarca insan, öldürülmüş; yerinden yurdundan edilmiş; aileler parçalanmış; insanların yanı sıra hayvanlar ve doğa da katledilmiş, kimin umurunda !..
Silah tüccarları bayram ediyor; inşaat şirketleri iştahla yıkımı seyrediyor ve her zaman olduğu gibi, birileri bu barbarlık sayesinde İKTİDAR olmanın keyfini sürüyor…
Köşemizde oturup; “Napacan, çıkar dünyası işte!” diye hayıflanmanın; sanal ortamda “Ah vah çekmenin” bir yararı yok…
“Krizden beslenen kerizleri” ayakta tutanları suçlamak da değiştirmiyor bir şeyleri…
Dünyanın ortak evimiz; ve bu evi paylaşanların büyük bir aile olduğunu anlayana kadar daha çok canlar yanacak; daha çok kan ve gözyaşı akacak…
Önce bunu anlayalım…

Bu yazı toplam 2138 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar