KTAMS'ta Olağan Genel Kurul gerçekleştirildi
Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası’nın (KTAMS) 37’nci olağan genel kurulu bugün sendika binasında yapıldı.
Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası’nın (KTAMS) 37’nci olağan genel kurulu bugün sendika binasında yapıldı.
Saat 10.00’da başlayan genel kurul toplantısına, sendika ve siyasi parti temsilcileri yanı sıra Türkiye ve Kıbrıs'ın güneyinden sendika temsilcileri ve delegeler katıldı.
Yönetim ve onur kurulu seçiminin yapılacağı genel kurulda açılışın ardından, Başkanlık Divanı oluşturuldu. Ardından sendikanın geride bıraktığı 36 yılı anlatan kısa bir sinevizyon gösterimi yapıldı.
KTAMS Başkanı Güven Bengihan açılış konuşmasının ardından bazı sendika ve siyasi parti temsilcilerinin yanısıra Türkiye ve Kırbıs'ın güneyinden de konuk sendika temsilcileri kısa konuşmalar yaptı. Konuşmaların ardından siyasi parti, sendika ve sivil toplum örgütlerinin mesajları okundu.
Faaliyet ve mali raporların görüşülerek, onaylanmasının ardından yönetim ve onur kurullarının seçimine geçildi.
Bengihan: "Krizin faturası emekçilere kesildi”
KTAMS Başkanı Güven Bengihan, sendika ve siyasi parti temsilcilerinin yanısıra Türkiye ve Güney Kıbrıs’tan gelen sendikacıları selamlayarak başladığı konuşmasında, sendikanın kurulduğu günden itibaren barış, demokrasi ve emek mücadelesi yolunda çok büyük katkılar sağladığını ve bundan sonra da katkılarını artırarak devam edeceğini söyledi.
Bengihan, çalışanların, ekonomik, demokratik ve sosyal haklarının korunması ve geliştirilmesi için her zaman en ön saflarda yer alarak mücadele verdiğini ve bu mücadelesine devam edeceğini vurguladı.
Son üç yıllık süreç içerisinde hem dünyada, hem de ülkede olağanüstü gelişmeler yaşadığını ifade eden Bengihan, “Gerek Kovid-19 salgın süreci, gerekse Türk Lirası’nın döviz karşısında değer kaybetmesinin ülkede hem ekonomik, hem de sosyal krizlerin patlamasına neden olmuştur. Bu yaşanan krizler nedeniyle en çok sendikasız örgütsüz bulunan özel sektör çalışanları mağdur oldu ve yine krizin faturası emekçilere kesildi” dedi.
“Yanlış ekonomi politikaları ve sermaye yanlısı siyasi kararlar nedeniyle ülke kaosa sürüklendi”
Bengihan, salgın sürecinde yanlış ekonomi politikalar ve sermaye yanlısı siyasi kararlar nedeniyle ülkenin kaosa sürüklendiğini savunarak, hükümete bazı eleştirilerde bulundu:
“Salgın sürecinde Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın başbakanlığı döneminde uygulanan yanlış ekonomi politikaları ve sermaye yanlısı alınan siyasi kararlar nedeniyle ülke kaosa sürüklendi. Bu süreç içerisinde halkın ve emekçilerin alım gücünü koruyucu tedbirler alınması ve temel tüketim maddelerinin ucuzlatılması gerekirken, halk düşmanı gibi davranılarak, iğneden ipliğe zam yapıldı ve ülke insanları yoksulluğa terk edildi.”
“Salgın döneminde 5 bin iş yeri kapandı, 50 bin özel sektör çalışanı işsiz bırakıldı”
Güven Bengihan, ayrıca bu salgın sürecinde “‘kaynak yok’ denilerek bazı yandaş sermaye kesimlerine ülkenin kıt kaynaklarının dağıtıldığını”, ancak özel sektör emekçileri ile işsizlerin 1.500 TL’lik ücret desteğiyle “açlığa terk edildiğini” ileri sürerek, şunları söyledi:
“Salgın döneminde 5 bin iş yeri kapanmış, 50 bin özel sektör çalışanı işsiz bırakılmıştır. 1500 TL’lik bir rakamla özel sektör emekçileri ve işsizler açlığa terk edilmiştir. Bu süreç içinde emekçileri bin 500 TL’ye mahkum edenler; [ücret desteğine] başvurularda eleme usulüne giderek, başvuranlar içinden 10 bin emekçiyi bu destek kapsamının dışında bırakmışlardır. Ancak ne yazık ki, sermaye patronlarının sigorta mükellefiyetleri için aylık 36 milyon TL’lik sigorta prim yükümlülüğünü Maliye Bakanlığı üstlenmiştir. Bu hükümetin, bu süreç içinde emekçi düşmanı olduğu gibi sermaye yanlısı olduğunu da tescillemiştir.”
“İhtiyaçlı çalışanlara ve işsizlere destekte bulunduk. Hükümetin göstermesi gereken sorumluluğu biz üstlendik”
Bengihan, KTAMS’ın sorumlu sendikacılık anlayışıyla salgın sürecinde ihtiyaçlı çalışanlara ve işsizlere kendi imkanları çerçevesinde destekte bulunduğunu da ifade ederek şöyle konuştu:
“Sendika, bu süreç içerisinde, yardımlaşma ve dayanışma duyguları ile gerek halka gerek çalışanlara kendi imkanları çerçevesinde maddi ve manevi destekte bulundu. Hükümetin göstermesi gereken sorumluluğu sendikamız üstlenmiştir. Belediyeler ile iş birliği yaparak, gıda yardımlarında bulunmuş, birçok kuruluşta işsiz kalanlara maddi yardımda bulunmuştur. Biz sorumlu sendikacılık örneği gösterdik.”
KTAMS’ın, salgın sürecinde büyümesine ve örgütlenmesine devam ettiğini ifade eden Bengihan, emekçilere yapılan tüm saldırılara ve emek sömürüsüne karşı diğer sendikalar ile birlikte mücadeleler verdiğini belirtti.
“Kıbrıs Türk halkının siyasi iradesine müdahale edilmiştir”
Ülkede ekonomik sıkıntılar yanı sıra demokrasi ve sosyal sorunların bulunduğunu söyleyen Bengihan, “Bu sorunların en önemlisi, ülkemizdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerine yapılan müdahalelerdir. Kıbrıs Türk halkının siyasi iradesine müdahale edilmiştir. Kıbrıs Türk halkının geleceğinin belirlenmesine AKP yetkilileri müdahale ederek, şekillenmesine neden olmuştur. Bizler bunu asla kabul etmiyoruz ve tutumumuzu; kardeş sendika, sivil toplum örgütleri ile birlikte düzenlediğimiz eylemlerle gösterdik ve göstermeye devam edeceğiz” dedi.
Bengihan, hükümetin çalışanların toplu iş sözleşmesi düzenini ortadan kaldırmaya yönelik bazı yasa tasarılarını gündeme getirdiğine de işaret ederek, buna karşı olduklarını sert bir şekilde ortaya koyduklarını ifade etti ve şöyle konuştu:
“Emekçi ve halk düşmanı hükümet, iktisadi ve mali iş birliği protokolü çerçevesinde çalışanların toplu iş sözleşmesi düzenini ortadan kaldırmak için gerekli yasa tasarılarını gündeme getirdi. Ancak bu gündeme geldiği günden itibaren kardeş sendikalar ile birlikte en sert şekilde tutumumuzu ortaya koyduk ve hükümetin bu konuda adım atması durumunda genel grev şekilde ülke hayatı durduracağımızın mesajını verdik.”
“Hükümet 'Golifa' gibi yuttaşlık dağıtarak, Kıbrıs Türk halkını kendi ülkesinde azınlık durumuna düşürdü”
KTAMS Başkanı Güven Bengihan, ülkedeki diğer önemli bir sorunun da yurttaşlıklar konusu olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
“Bu ülkede yaşayan kimliği yok edebilme pahasına, partizanca ve siyasi emeller uğruna yurrtaşlık dağıtılıyor. Hükümet, adeta golifa gibi yurttaşlık dağıtarak, Kıbrıs Türk halkını kendi ülkesinde azınlık durumuna düşürmüş ve Kıbrıs Türk halkının kaderine bu ülkeye aidat duygusu olmayanların karar verebilmesinin önünü açmıştır. Ancak bu hükümet bundan rahatsızlık duymamaktadır. Hükümete şunu söylemek istiyorum: bizler ne dünümüzden, ne de yarınımızdan vazgeçeriz; ne sevdamızdan ne de kavgamızdan; ne umudumuzdan ne de yurdumuzdan. Bu sendika, devrimci düşünceyi rehber edinmiş, kitle sendikasıdır. Yolumuz; barışın, demokrasinin ve özgürlüklerin yoldur ve bizle, biat ederek değil, dilene dilene değil, direne direne kazanacağız.”
Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası’nın (KTAMS) 37’inci Olağan Genel Kurulu’na Türkiye ve Kıbrıs'ın güneyinden konuk olarak katılan sendika temsilcileri, bazı sendika ve siyasi parti temsilcileri, sendika ile dayanışmalarını ortaya koyan birer kısa konuşma yaptı.
DİSK VE BİRLEŞİK METAL-İŞ
"Bizim umudumuzun bittiği yerde de inadımız başlar, işçi sınıfının umudunun bittiği yerde inadı başlar”
KTAMS Başkanı Güven Bengihan’ın açılış konuşmasının ardından söz alan Türkiye Cumhuriyeti’nden Disk Genel Sekreteri ve Birleşik Metal-İş Başkanı Adnan Serdaroğlu, katılımcı sendika ve siyasi parti temsilcilerine, Türkiye işçi sınıfının selamlarını getirdiğini söyleyerek konuşmasına başladı
KTAMS’ın 37’inci Olağan Genel Kurulu’na katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Serdaroğlu, “salgından dolayı yaşanan seyahat zorluklarına rağmen sizlerin Genel Kurulu’nu izlemeye ve dostlarımızla bir araya gelme çabamızı sürdürmeye çalıştık. Sizleri görmek ve coşkunuza tanıklık etmek ve Kıbrıs’ın son 3 yılı ile ilgili gelişmeleri birinci ağızdan öğrenmek için sizlerle bir araya gelmek istedik” dedi.
Serdaroğlu, KTAMS Başkanı Güven Bengihan’ın açılış konuşmasının selamladığını ifade ederek, “Baktığımız zaman tüm ülkelerde işçilerin sorunları aynı… Bazı hedefler vardır; o hedefler bizi bu kadar zorluklar karşısında da bizi mücadeleye zorlar. Bizim umudumuzun bittiği yerde de inadımız başlar, işçi sınıfının umudunun bittiği yerde inadı başlar” dedi.
Serdaroğlu, işçi sınıfının yaşadığı sıkıntılara işaret ederek, “dünya emekçilerin dünyası olacak, elbette sömürüsüz günlere kavuşulacaktır” dedi.
PEO
"Adanın yeniden birleşmesine yönelik ortak mücadele devam edecek"
Kıbrıs'ın güneyinden PEO Örgütlenme Sekreteri Christos Tompazsos, KTAMS Genel Kurulu’na katılarak, sendikanın yürüttüğü mücadeleye destek ve dayanışma göstermek istediklerini ifade etti.
Kovid-19 salgından kaynaklanan kriz nedeniyle zor zamanlardan geçildiğini ifade eden Tompazsos, Kıbrıs sorununda yaşanan son gelişmelerden dolayı endişeli olduklarını ancak Kıbrıs sorununun çözümlenmesine ve adanın yeniden birleşmesine yönelik ortak mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
PA.SY.DY
"Birleşik Kıbrıs için mücadeleye devam"
Güneyden PA.SY.DY.’den Genel Sekreter Stratis Matheou, Genel Kurul’da yaptığı konuşmada Türkçe olarak da mesaj göndererek, sendikasının; KTAMS ile birlikte emekçi hakları ve birleşik Kıbrıs için mücadeleye devam edeceklerini de söyledi.
DEV-İŞ VE SENDİKAL PLATFORM
"Teslim edilen irade biz emekçilere ve sendikalara karşı bir saldırı şekline dönüşmüştür”
Dev-İş Başkanı ve Sendikal Platform adına Koral Aşam, ülkede yürütülen emek mücadelesinde KTAMS ile dayanışma içinde olduklarını söyledi.
Son bir buçuk yıldır yaşanan salgından dolayı emekçilerin “olumsuz bir şekilde etkilendiğinin tartışılmaz bir gerçeklik” olduğuna işaret eden Aşam, “Böylesi dönemlerde emekçilerin ihtiyaç duyduğu en önemli şey sosyal devlet ve güçlü bir sendikal yapıdır. Ancak bizde yaşanan gerçek; bırakın sosyal devleti, devletin olmadığı, olması gereken devlet iradesinin ise Türkiye’deki tek adam rejimine teslim edildiğidir. Bu teslim edilen irade ise biz emekçilere ve sendikalara karşı bir saldırı şekline dönüşmüştür” dedi.
“Emekçilere ve sendikalara karşı bu organize saldırı, iktisadi ve ekonomik iş birliği protokolü adı altında yürütülüyor” diyen Aşam, “son olarak toplu iş sözleşme düzenini bozmak, emekçilerin on yıllar içinde kazandıkları ekonomik ve sosyal özlük haklarına saldırıyorlar. Toplu İş Sözleşmesi’ne karşı yürütülen bu organize saldırı karşılıksız kalmaz” dedi.
KAMU-İŞ
“Biz bu görevlere ne koltuk için ne de bir siyasi partinin arka bahçesi olmak için geldik"
Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu, Kamu-İş ile KTAMS ile birlikte mücadelelere birlikte imza koyduklarını ve koymaya devam edeceklerini söyledi.
Serdaroğlu, Kamu-İş’e yöneltilen eleştirilere de yanıt da vererek, “Biz bu görevlere ne koltuk için ne de bir siyasi partinin arka bahçesi olmak için geldik. Siyasi partiler bizim seçtiklerimizdir, görevlerini doğru yaptıkları sürece bizim desteğimizi alacaktırlar. Ama emekçiyi, toplumu yok edişe doğru götüreceklerse siyasi görüşleri ne olursa olsun biz her zaman karşılarında durmaya devam edeceğiz” dedi.
YKP
"Bir arada durmamız, ortak mücadele etmemiz önemlidir”
Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) Genel Sekreteri Murat Kanatlı, yıllarca KTAMS ile ortak mücadele ettiklerini ve etmeye devam edeceklerini ifade ederek, şunları söyledi: “Emek mücadelesi önemlidir, hele ki saldırıların bu kadar yoğun olduğu bir dönemde gerek Bu Memleket Bizim Platform da gerekse diğer alanlarda örgütlü mücadeleyi sürdürmemiz gerekiyor. Özellikle son dönemde çıkan seçimlerle ilgili raporun için de yazanlara baktığımızda, yan yana durmamız, bir arada durmamız, ortak mücadele etmemiz önemlidir.”
TDP
"Bu memleket bizimdir ve gidecek başka bir ülkemiz de yoktur"
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, emek, barış ve özgürlük mücadelesinin “sonuna kadar devam edeceğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Bu memleket bizimdir ve gidecek başka bir ülkemiz de yoktur. Başka bir yere gitmeye niyetimiz de yoktur. Ama bu ülkede barış içinde laik ve demokratik bir düzende insanca yaşamak istiyoruz. Bunun karşısında kim durursa biz de onun karşısında dimdik durmaya devam edeceğiz. Bu; ister denizin öte yakasından gelsin, ister Güney’de bazı üst düzeyde yöneticilerden, isterse ABD başta olmak üzere emperyalistlerden gelsin” dedi.
CTP
"Örgütlü yapımızla mücadelemizi yükseltirsek bizim karşımızda hiç kimse duramaz”
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Sekreteri Erdoğan Sorakın, mücadelenin, özellikle de toplumsal varoluş ve emek mücadelesinin kolay olmadığını ifade ederek, “mücadele sokaktır” dedi.
“Cumhurbaşkanı Ersin Tatar seçilmiş değil atanmıştır” diyen Sorakın, “7 Aralık’tan itibaren 20 sene öncesine döndük ve Bu Memleket Bizim Platformu’nu yeniden canlandırmaya çalışıyoruz. Amaç ne; insanca yaşamak ve Kıbrıs’ta çözüm mücadelesi. Tatar bizi 50 sene gerilere götürüyor” şeklinde konuştu.Cumhurbaşkanı Tatar’ın iki devletli çözüm modelini de eleştiren Sorakın, “Çözüm yolu tektir; iki bölgeli, iki toplumlu siyasi eşitlik temelinde BM parametrelerinde federasyondur, bunun dışındaki bir çözümü hiç kimse kabul etmez” dedi.
Sendikal örgütlülüğün önemine işaret eden Sorakın, “Sendikal örgütlülüğü sonuna kadar zorlamamız lazımdır. Bu Memleket Bizim Platformu’nun yapısını genişletmemiz lazımdır. Eğer biz bu örgütlü yapımızla mücadelemizi yükseltirsek bizim karşımızda hiç kimse duramaz” dedi.
Haber: Anıl Işık Fotoğraf: Erol Uysal (TAK)