KTFF TFF’ye üye olabilir mi?
Zürih toplantısından çıkan sonucu beğenenler olduğu gibi tepki gösterenler de var.
Mesela Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu “Rumların egemenliği altına girmeyiz” gibi cümleler kurarak uzlaşı metnine karşı çıktı.
Kuşkusuz Eroğlu’nun bu tavrı sürpriz değildir. Eroğlu’nun Kıbrıs’ta çözüme inanmadığını, müzakere masasına içtenlikle oturmadığını uzun uzun anlatmaya gerek yok.
Konjonktürel sebeplerle bile olsa ağzından “federal çözüm” lafını duymak neredeyse imkansız. Galiba yakın geçmişte bir defa telaffuz etmişti. Sonra yine “antlaşmaya gerek var” demeye başladı.
Dolayısıyla Eroğlu’nun KTFF Genel Kurulu’nda oy kullanacak kulüp yöneticilerini baskı altına almayı da hedefleyen mesajı beklenen bir tavırdı.
**
Ancak Eroğlu’nun dışında da KTFF-KOP uzlaşısına karşı çıkanlar var. Elbette her görüş önemlidir, kaygı duyulması da saygı duyulası bir durumdur.
En çok kaygı duyulan mevzu, “Acaba futbolda böyle bir işbirliği Kıbrıs müzakerelerinde Kıbrıslı Türklerin aleyhine bir durum teşkil eder mi?” şeklinde özetlenebilir.
Yani KTFF ile KOP’un futbol alanında kuracağı sistem ve ilişki biçimi acaba Kıbrıslı Türklerin statüsünü aşağıya çeker mi?
Acaba ‘ozmosis’ yoluyla Kıbrıslı Türkleri Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yama yapacak süreci başlatır mı?
Kıbrıslı Rumlar “Madem KTFF KOP’a katıldı, o zaman biz beklemeye devam edelim. Nasılsa Kıbrıslı Türkler yavaş yavaş her alanda altımıza gelece” diye bir düşünceye kapılır da çözümden uzaklaşırlar mı?
Dillendirilen temel gaileler bunlar…
**
Bu tür gaileleri saygıyla karşılamakla beraber, içinde bulunduğumuz çıkmazın nasıl aşılacağını anlatmayan, alternatif ortaya koymayan fikirlerin işe yaramadığını, bizi bir arpa boyu ileriye taşımadığını vurgulamak gerekiyor.
Sanki bir çıkış yolu varmış da, onun yerine KTFF’yi KOP’a üye yapma alternatifi seçiliyormuş gibi yorumlar yapılıyor.
Mesela UBP’li vekil Kemal Dürüst “Bu iş KKTC’nin önünü tıkamasın” buyurmuş.
KKTC’nin hangi yolu açık acaba?
Kemal Dürüst spor bakanlığı da yaptı. Neden “KKTC’nin açık yolu”ndan gençlerimizi uluslararası müsabakalara taşımadı?
Bunu yapmadı, ama Türkiye’de tribünden izlediği gençler olimpiyatında “yolu açık KKTC”nin spor bakanı olarak önünden geçen Kıbrıs Cumhuriyeti bayraklı gençleri alkışladı!
Şimdi de “KKTC’nin yolu tıkanmasın” diye konuşabiliyor!
**
“Alternatif”ten söz etmişken, hakkını yemiyelim, bir arkadaş “Evreka!Evraka” diyerek çıkış yolu tarif etti.
Neymiş?
“KTFF KOP yerine KTFF’ye üye olsun”muş…
Yani Türkiye Futbol Federasyonu’na…
Tam Zorlu Töre’nin, Tahsin Ertuğruloğlu’nun, Yılmaz Bora’nın, Tanju Müezzinoğlu’nun çok beğeneceği cinsten bir öneri bu…
Zira “Türkiye’ye entegre olalım” ülküsünden vazgeçmedi onlar.
Amma velakin milliyetçi duyguları kolay kabaranların kulağına hoş gelen bu dahiyane önerinin önünde ciddi bir engel duruyor.
Hukuk!
UEFA “Bir ülkeden bir federasyon”u üye kabul edebiliyor. Zaten KTFF’nin KOP’a üye olmak istemesinin sebebi de bu…
Bir ülke…
Bir federasyon…
Yani ‘aynı ülke’den olma şartı da var.
Kuzey Kıbrıs Türkiye’de olmadığına göre, zaten bizim kulüplerin ya da KTFF’nin TFF’ye üyeliği söz konusu bile olamaz.
Yoksa “Burası da TC toprağıdır zaten” dersek, o zaman başka…
O zaman niyet “Kıbrıs’ta çözüm” değil, “taksim” olur.
Öneri buysa, hukuka da gerek kalmaz zaten!..
Futbolda 2007’den bu yana devam eden sürecin önünü tıkamak, kafa bulandırmak için absürd laflarla vakit öldürmek ve birilerine şirin görünmek için Turancı çizgiyle denk düşmek yerine barışa hizmet edecek görüşler ortaya koysak nasıl olur?