KTSYD Genel Kurulu üzerine
İki yıl aradan sonra dün, Kıbrıs Türk Spor Yazarları Derneği’nin seçimli olağan genel kurulu yapıldı.
Ogün Genç Kaçmaz yönetiminin gerçekten bir şaheser olarak yarattığı ve Türkiye’de hatta, Güney Kıbrıs’ta bile örneği zor gösterilen KTSYD tesislerinin yer aldığı Göçmenköy’deki binasında gerçekleştirilen genel kurul biraz da rakip olmadığı için çok sakin ve düzeyli geçti.
Hasan Ecer dostumuzun Divan başkanlığını yürüttüğü genel kurulda önce, başkan Genç Kaçmaz daha ziyade dış temas ağırlıklı faaliyet raporunu adeta özetledi.
Faaliyet raporunun eleştirisiz onayından sonra, mali rapor okundu. Mali raporda, bir iki ayrıntılı eleştirinin ardından oy çokluğu ile kabul edildi.
Ne var ki, iş dilek ve temennilere gelince, eski başkanlardan Ertan Birinci’nin, KTSYD yönetimi için benimde katıldığım övgü dolu söyleminin ardından, yine eski başkanlardan Songuç Kürşad’ın biraz geç kalan eleştirileri ortamı hareketlendirdi.
Kürşad, bundan dört yıl önce gerçekleştirilen tüzük değişikliklerinin artık yetersiz olduğunu ve değişen koşullarlarda KTSYD tüzüğünün yeniden gözden geçirilmesini ve günün koşullarına göre değiştirilmesini önerdi.
Kürşad’ın bu eleştirilerinin en önemlisi, spor yazarı kimliği ve niteliğinin yeninden tanımlanması noktasıydı. Şöyle ki, yüzde doksanı amatörlük ve gönüllülük esasına göre yapılan spor yazarlığının bu tanımlamasında doğan başlıca sıkıntının antrenör, hakem ve yönetici olarak spor kurumları içerisinde yer alan arkadaşların varlığı olduğu noktasındaydı.
Daha sonra, söz alan diğer konuşmacılar da aynı endişeyi dile getirirken, kanımca bu konunda biraz geç kalındığıydı. Anımsıyorum da, dört yıl önceki geniş kapsamlı tüzük değişikliğinde bu konu gündeme gelmiş ancak, ahbap-çavuş ilişkileri içerisindeki KTSYD Başkanı Genç Kaçmaz ve yönetimi kendilerine yakın bazı spor yazarlarının da bu kategoride yer alması noktasında, kendi getirdikleri bu maddenin reddedilmesine olanak vermişti.
Ancak, ben ve bazı arkadaşlarım bugüne kadar, spor yazarı kimliğinin tanımlanması konusundaki bu görüşünün arkasında durmuş hatta, çift şapkalı olan bu spor yazarı arkadaşlarımızın tepkisini çekmiştik.
Tabii, söz konusu tüzük maddesi aynı kalınca bugüne kadar bazı spor yazarı arkadaşlarımız hem hakemli, hem teknik adamlık, hem de spor kurumlarında yöneticilik yapmaya devam ediyorlar.
Bu arkadaşlara karşı her hangi bir önyargımın olmadığı gibi, bazıları özel dostlarımdır. Ne var ki, bir spor karşılaşmasını doğrudan etkileyen ve spor kurumunda söz sahibi olarak yer alan bu arkadaşlarımızın en azından görev süreleri bitene kadar spor yazarlıklarının dondurulmasının en gerçekçi yöntem olduğunu düşünüyorum.
Bu nedenle, üç yeni değişiklikle yeniden iki yıl daha göreve devam edecek olan Genç Kaçmaz yönetimi bu veya buna benzer çağdaş değişiklikler ivedi olarak genel kurula sunmalıdır.
Bugünkü üye profilinden doğan bu sıkıntıların giderilmesine ek olarak, yıllardır KTSYD yönetimlerine yapılan en büyük eleştiri olan “DIŞ TEMASLARDAKİ SPOR YAZARI TEMSİLİYETİ” profili de gözden geçirilmeli ve çağdaş normlara göre yeniden düzenlenmelidir.
Kurumsallaşma aşamasında, bir çok sivil toplum örgütünü geride bırakan ve saygınlığı gittikçe yükselen KTSYD’de dış temaslar yandaş spor yazarları için bir tatil özelliğinden çıkarılıp, bir görev olarak düşünülmelidir.
Bu konunda, az sayıda da olsa, yetersiz olan spor yazarı varsa, onlar da eğitilmeli hatta, yabancı dil öğrenmek teşvik edilmelidir. Hele hele, eskiden olduğu gibi güya kendileri çok iyi bilirmiş gibi, bazı yönetim kurulu üyelerinin kendi arkadaşlarını aşağılamaları da önlenmelidir.
Aslında bu davranışları hiç de etik değildi. Bu konundaki değerlendirmemde söz yerine gitmiştir.
Son olarak, dört yılda harikalar yaratan KTSYD Başkanı Genç Kaçmaz ile bir iki kişi hariç yönetim kurulu üyelerini, sevgili Ertan Birinci’nin söylemiyle ayakta alkışlıyorum.
KTSYD kurumlaşma ve tesisleşme açısından diğer sivil toplum örgütlerine büyük ve güzel bir örnek olmuştur. Alkışlar Ogün başkana.