KTTO 2000 Yılı Öncesi Dönemine mi Dönüyor…
Amaç Kıbrıs Türk Ticaret Odası, KTTO’ya dair 2000 yılı öncesinin eski defterlerini açmak değil… O dönemde R. R. Denktaş’ın KTTO Başkanı olan dünürü üzerinden Oda’yı siyasi egemenliğinde tuttuğunu, KTTO’nun kendi üyelerinin sorunları ile etkin çalışmalar yapmadığını, uluslararası tanınmış bir Oda olmasına rağmen «Üçüncü taraflar KKTC’yi tanımıyorsa, KTTO’yu tanımalarının bir önemi yok» diyerek Kıbrıslı Türklerin yurtdışında temsiliyetini de ihmal ettiğini anımsamakta yarar var…
Ve dönemin İŞAD üyelerinin KTTO yönetimini değiştirme girişimi de son dönemlerde İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde yaşananların çok benzer idi… Genel kurulu son anda iptal etmeler, Genel Kurul’un yapılacağı salonun kapısını kilitlemeler, üye listelerinde oynamalar, yapılan Genel Kurul’u yasal görmeyip iptal edilmesine çalışmalar… Rejimin o gayretlerinin muradı KTTO’yu Denktaş’ın yörüngesinden çıkartmamak ve hele hele ulaslararası kimliğinin kullanılmasını önlemekti… Statüko ilk sarsıntısını KTTO’da yönetimi kaybederek yaşadı; ardından da LTB seçimlerinde yenildi… Ve meydanlar, halk kitlelerinin giderek artan sayı ile katıldığı gösterilere ev sahipliği yaptı…
Bu gösterilerin organizasyonunun başlangıcında «Bu Memleket Bizim Platformu» adı altında birlikte hareket eden sendikalar ve ilerici partiler (41 örgüt) vardı. KTTO’nun yeni yönetiminin inisiyatifi ile bu Platform çalıştıran örgütleri ile «Ortak Vizyon» geliştirdi, doksandan fazla örgüt katılımcı oldu ve meydan mitingleri çok kalabalıklaştı, çok büyük toplumsal dönüşümlere yol açtı… Annan Planı’na Kıbrıslı Türklerin büyük oranda onay vermesi de bunların sonucu idi… KTTO, Kıbrıslı Türklerin yurtdışındaki etkin temsiliyetini ve sözcülüğünü de başarı ile sürdürdü, Brüksel’de temsilcilik Ofisi açtı… Geçmişte KTTO’da yaşanan siyasi olguların ve KTTO’nun etki kapasitesinin bir özeti bu… Statükocular bu KTTO’yu hiç hazmedemedi…
Son haftalarda KTTO’nun Türkiye’den gelen kurumlarla birlikte düzenlediği etkinlikte protokol konuşmaları bölümünde Cumhurbaşkanı Akıncı’ya konuşma yapmak için yer vermemesi bu hazımsızlığın sonuçlarındandır… Gerekçe de ilginç, Cumhurbaşkanlığı siyasi icraat makamı değilmiş … İşin ilginç tarafı da statüko bu makamı ele geçirmek için en azgınından çabalar içindedir. Bir başka gerekçe de, protokol gereği, Cumhurbaşkanı Başbakan’dan sonra konuşacakmış, Başbakan Kıbrıs sorununda hükümet programında yazılı olan statükocu vizyonu söyleyecek, Cumhurbaşkanı son konuşmacı olarak bu vizyona karşı bir konuşma yapacak ve Başbakan cevap veremeyecekmiş… Bu tavrın diğer meali şudur: Başbakan Erhürman olsa idi, Cumhurbaşkanı da Eroğlu, Cumhurbaşkanına protokol konuşması için yer verilecekti…
Evet, şimdiki KTTO Başkanı ve Yönetim Kurulu, 2000 yılının öncesi tutum ve tavır içine girdi; statükonun yılmaz bekçisi olan siyasal yapıların egemenliği altında bir uydu… Anlaşılan, Oda Meclisi bu konuda farklı duruşta; KTTO Başkanı ve Yönetim Kurulu’nun Cumhurbaşkanı Akıncı’yı dışlayan tavırını onaylamıyor ve halkın değişik kesitlerinden gelen büyük tepkiler konusunda da Oda yönetimini savunmayıp, üzüntülerini ifade ediyorlar…
KTTO’nun üyeleri ne yapılmak istendiğinin, yani Oda’yı mevcut hükümete angaje etmeye çabalandığının, yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri için şimdiden Türkiye destekli statükocu adayın kuyruğuna maşrappa yapılmaya çalışıldığının farkında… Deneyebilirler… Geçmişte Denktaş’ın ve rejiminin tüm heybetine ve saldırganlığına rağmen, KTTO üyeleri o yapıyı değiştirdi; şimdikilerde Denktaş karizması kadar bir karizma da yok… Türkiye hükümeti mi?! O zaman da statükocuların ardında idi; şimdi de öyledir ama kendi coğrafyasında yenik ve yitmeye başlamış bir yapının desteği çok da etkili olabilecek değildir…
Ne yapılması gerek?! KTTO’nun Başkanı ve Yönetim Kurulu Kıbrıs Türk halkından ve Cumhurbaşkanı’ndan yaptıkları bilinçli yanlıştan dolayı özür dilemeli; Cumhurbaşkanı halkı birinci derecede temsil eden makamdır ve ona yapılan halka yapılmış anlamına gelir. Yaparlar mı?! Hayır!.. Çünkü statükonun siyasi temsilcileri ve onların dayandığı güçler izin vermeyecek… Ne olabilir?! Oda Meclisi, kurumsal yapı olarak Oda yönetiminin üstündedir; Meclis bir karar alarak Oda Başkanı ve Yönetiminin bu tavırına katılmadığını, onaylamadığını ve Kıbrıslı Türklerin birinci derecedeki temsilcisi olan Cumhurbaşkanı makamına saygıyı önemsediklerini kamuoyu ile paylaşacakları bir karar alabilir… Başkan ve Yönetim Kurulu ne olacak ?! İstifa etmezler elbette ama KTTO’yu kendi siyasi hırsları için kullanmak isteyenlere de uydu yapamayacaklarını öğrenmiş olacaklar…
Zaten en geç on ay sonra da KTTO olağan Genel Kurulu var…