1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Kukla mısınız?
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Kukla mısınız?

A+A-

Sivil Savunma Teşkilatı'nın iki eski başkanı "darbe girişimi"nden yargılanıyor şimdi!

***

(...)  “Kapıdan çıktığımda tam teçhizatlı, kafasında çelik miğfer ve silahlı bir şekilde, ürkütücü bir yüz ifadesi ile karşıma çıkan asker şahıs dikkatimi çekti. Sonradan bu kişinin Kurmay Albay Fırat Alakuş olduğunu öğrendim.”
Bu satırlar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın ‘tanık’ sıfatıyla savcıya verdiği ifadeden...
Bu “ürkütücü” kişilerden biri, Kıbrıs’ta iki sene boyunca görev yapan ‘Sivil Savunma Teşkilatı’ başkanı!
Kurmay Albay Fırat Alakuş gibi bir diğer eski Sivil Savunma Teşkilat Başkanı Fatih Yarımbaş hakkında söylenenler de pek iç açıcı değil.
Her iki kurmay albayın da “üstleri” tarafından önerilmemesine rağmen bu görevlere geldiği de konuşuluyor.
Tabii henüz ortada tamamlanmış bir “yargılama” süreci yok.
Masumiyet karinesi yani suçsuzluk ilkesi üzerinden hareket edersek, bu iki isme de “darbeci” demek için erken.

***

Ülkemizde ‘Sivil Savunma Başkanlığı’nın özel bir yeri vardır (!)
Ciddi bir bütçe ile hareket ederler…
‘Şubeleşme’ alanları geniştir.
Peki görevi nedir, bu kadar çok insan ve binayla ne iş yapar;  senede bir kişinin dağda mahsur kaldığı, iki kez sel baskını yaşanan bir coğrafyada böylesi bir “teşkilatlanma”ya niye ihtiyaç var?

***

Birkaç sene evvel, “medyayla daha iyi iletişim istiyoruz” diyen başkanlardan biri beni öğle yemeğine davet etmişti.
İlk kez ömrümde ‘Sivil Savunma’ya çağrılmıştım.
Doğrusu isim de aklımda değil...
Başkan, “Radyo Nihavent”i anlatıyordu.
Bilen biler, sözümü esirgemem ya....
- “Koskoca Türk Ordusu’nun hiç işi yok da, şarkı çalmak için Kıbrıs’a iki senede bir Kurmay Albay mı gönderiyor adaya” demiştim, şaşırmıştı.

***

Tüm bu kurumların ‘sivilleşmesi’ ve üzerlerindeki örtünün kalkması için ne isteniyor daha?
Türkiye, Jandarma’yı dahi İçişleri Bakanlığı’na bağlamaya hazırlanırken, bizde, kimse ağzını açmıyor.
Ne iktidarı, ne muhalefeti...
Ne Cumhurbaşkanı, ne Meclis’i...
Nihavent makamında şarkılar çalarken her gün, “ürkütücü” bir gizle Kıbrıs’ın temeline kin ekiliyor, barış kültürü kirletiliyor, soğuk savaş günlerinin mantığı yürüyor içimizde!

Bu yazı toplam 3980 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar