KÜL
Sonbahar tiyatro adına değilse de, şiir adına verimli bir ay – geçen haftalarda Ziya Ormancıoğlu’nun ‘Kelebekler Eksilmesin Başından’ kitabını tanıtmıştım, bu hafta da, Emre İleri’nin ‘Kül’ünü.
Sonbahar tiyatro adına değilse de, şiir adına verimli bir ay – geçen haftalarda Ziya Ormancıoğlu’nun ‘Kelebekler Eksilmesin Başından’ kitabını tanıtmıştım, bu hafta da, Emre İleri’nin ‘Kül’ünü.
Kitapta ISBN, şairin biyografisi ve indeks yok. Bu bir ‘yeraltı’ tavrını çağrıştırıyor. Buna karşın kitabın sevgili Feryal Sükan’a ait ön kapak resmi, Tevfik İleri’ye ait arka kapak fotoğrafı ve içeride yine Feryal’ın resimleri ‘yeraltı’ tavrıyla çelişiyor.
Ama olsun, içeriğe bakalım biz. Emre İleri'yi, 2006'da 61 adlı şiir/(öykü) kitabını çıkardığından beri; ayrıca ısırgan ve Afrika Pazar'daki şiirlerinden tanıyoruz. O, filozof kıyafeti giymiş bir şair, felsefik şiirler yazıyor yani. Özellikle kısa şiirlerini okurken bana Oruç Aruoba’yı çağrıştırdı. Ama onda eksik olan imge, Emre’nin şiirlerinde fazlasıyla mevcut. Ülkemizde hala daha şiiri düşünceden çok saf duygu/duygusallıkla yazanların/yayınlayanların çokluğuna rağmen, şiirin nasıl olması gerektiğine dair çok iyi bir örnek.
ütopyam: güçsüzler yurduna alınan yaşlı bir nine sanki.
çete kurmakla yargılanıyor ama hala düşleri.
* * *
Çirkef
lotus çiçeğini içinde barındırır her çirkef.
senin çirkefinden
nasıl çiçek açacağız bir Kıbrıs,
hem de kaktüs fışkırırken heryerimden
senin suyundan nasıl akacağım orman olmak istediğim
bahçeye
* * *
Düş
düş’tüysen eğer
yola-düş, yeniden.
* * *
Perde
kendini masallara, şiir diye anlatırken
hüzünlere orospuydu
gözlerindeki tül perde
perde aralandı
gözlerine baktım
bir kafka öyküsüne slyvia’ydı
* * *
yas
hayatın masasında
anason kokulu
çocukluğumuz aktı göz uçlarımızdan
belki biraz da şimdiki yaş/ımız
* * *
Sevişmelerde çıkan sesler; alfabeye dahil değil.
Nü: dil-bilgi-siz.
* * *
Piç
sıcak çatışma emperyalizminin ortasında
soğuk dondurma yiyerek
ferahlatmıştır kendini obama,
baba, oğul, ve kutsal ruh adına!
siktir çekmediğimiz bu dilbilgisi
bizi, esir kamplarına
bizi, mülteci kamplarına
bizi, ölü/m bölgelere
bizi, açlık kramplarına
bizi buz gibi havada bir otobüs durağına
maruz bırakmıştır çoktan oysa
* * *
Ebru ustası olan, sudur...
* * *
Çıplak bir çocuk görmek ayıp değilken
Nasıl oldu da unuttuk çocukluğumuzu biz!
* * *
Es
soluk alıp verişlerim yavaşladıkça
senden söz açar hep içsesim
ritmi bozuk bir kalp gibi çarptığım
tenin son makamında
aksak bir essin
* * *
Emre İleri’nin kitaba dahil etmediği biyografisini bu yazının bir yerine eklemeyi planlıyordum. Ama biyografi evde, bense okuldayım. Merak edenler, sevgili Jenan Selçuk’un hazırladığı ‘Yaşamöyküleri ve Kaynakça/Biographies and Bibliography’ kitabına başvurabilirler.