Külahıma anlat bu massalları
Kapalı kapılar ardında oynanan senaryo, Serdar Denktaş ve Eroğlu ikilisinin kucağında patladı. Çok basit bir konuydu “BAL” ligine giden oyuncuların sorunlarını çözmek. Ancak onlar için sorun “BAL” ligi değildi. Kendimizi çok akıllı ve kurt siyasetçi görürüz ya, seçimler de yanaştı. Kamuoyu yoklamaları çok kötü. Her gün için tepe takla aşağıya gidiyoruz. Gelin bunu siyasi ortama çekip, mezhep ayrımı yaratıp “oy hırsızlılığına” dönüştürelim dediler. Başarılı oldular mı? KESİNLİKLE HAYIR. Toplumun geneli Eroğlu-Denktaş-Demirören senaryosuna karşı çıktı. Üstelik bu ülkeyi bugüne kadar nasıl yönettiklerini de görmüş oldu. Hatta Beşiktaş’ı ve Türk futbolunu kimlerin batırıldığını çok daha iyi anladı.
İlk gün itibariyle söylemiştik. Futbolun sorunları Futbol Federasyonu’nda çözülür diye. Serdar Denktaş ve Eroğlu futbolun sorunlarının federasyonda çözüleceğini çok iyi biliyordu. Ama seçim arifesinde sarayın etkinliğini ortaya koymak istediler. Sonrası malumunuz. Yüzlerine gözlerine bulaştırarak bataklığa saplandılar. Sarayda çizilen senaryo belliydi. Hasan Sertoğlu’nun bu süreçte yaptığı en büyük hata saraya gidip, futbol konusunu görüşmek oldu. Sertoğlu nasıl ki, Serdar Denktaş’a “ben futbolu Türkiye Spor Bakanı ile değil de Demirören’le görüşürüm, bu yüzden seninle Türkiye’ye gitmem” dedi” saraya da gitmemeliydi. Tabi, bu arada Serdar Denktaş zorunlu olarak Türkiye’ye gidip Spor Bakanı ile görüştü. Serdar Denktaş’ın Türkiye’ye gitme sebebi futbol değildi. Peki neydi? Seçimleri kaybedecekleri kesinleşince son çırpınış olarak Kıbrıslı Türkleri gambazlayarak Türkiye’ye mesaj vermek istedi. Başarılı oldu mu? Pek tabi ki HAYIR.
Serdar bey baktı gördü ki, Kıbrıs’tan gelen eleştiriler katlanarak artıyor, döndükten sonra basın toplantısı düzenleme ihtiyacı duydu. İyi ki, düzenlemiş. Çünkü onu da yüzüne gözüne bulaştırdı. Serdar Denktaş’ın basın toplantısının yegane sebebi, seçime yönelik bir organizasyon ve hizipleşme yaratıp Türkiye kökenli seçmene ve Türkiye’ye bir kez daha mesaj vermekti. Başarılı oldu mu? Yine başarısız oldu. Sonuç? Kötü siyasetçiler tarafından çizilen kötü senaryonun altında kaldı.
Alavera-dalavera ve Eroğlu’nun zoruyla siyasi transfer yaptırıp haksız bir şekilde hükümette küçük ortak olup, bizleri “gambazlayan” Serdar Denktaş’a bazı hatırlatmalar yapma zamanı geldiğine inanıyorum.
- Bizler adına özür dilediğiniz bu toplumun yüzde doksanı, Fenerbahçeli, Galatasaraylı, BJK’li, Trabzonlu hatta Es-Es’lidir.
- Bu küçük düşürdüğünüz toplum her yıl ordan burdan kırparak trilyonlarca para hacayıp Türkiye takımlarının ürünlerini, üyeliklerini, sezonluk biletlerini ve dekoderlerini almaktadır.
- Hafta sonu Kıbrıs TV kanlaları spor programlarını Türkiye’de oynanan karşılaşmalara göre planlamıştır.
- Düğüne gitme mi? Yoksa, Türkiye’deki maç mı? diye soruldunda, maç diyebiliyor.
- Sizlerin gitmediği ve nefret ettiği Güney Kıbrıs’ta yapılan tüm karşılaşmalara, göğüslerini gere gere ve gururla giderek Türk takımlarını destekleyebiliyor.
- Önümüzdeki aylarda oynanacak U21 yaş altı milli takımını siz ahkam keserken desteklemeye yine gidecek olan Kıbrıs Türk toplumudur.
- Sizlerin aşağıladığı ve gambazladığı Kıbrıs Türk toplumu bu fedakarlıkları yaparken, sizler ne yapıyorsunuz? Pek tabi ki, KKTC’nin nimetlerinden yararlanıp lüks hayat yaşayarak ahkam kesiyorsunuz. Daha sonra da Kıbrıs Türk milliyetçiliğinden bahsedip, Kıbrıs Türk halkını aşağılayabiliyorsunuz. Yaptığınız ayıptır, yazıktır. Utanç vericidir. Size son olarak Kıbrıs ağzıyla verebileceğim en güzel cevap. HADE BE ORDAN. KÜLAHIMA ANLAT BU MASALLARI’dır.