Külliye bitince sorunumuz kalmayacak hepsini halledeceyik!
Utanmazlığın ve rezilliğin boyutu o kadar arttı ki; hiç çekinmeden, mesela “kadına şiddet günü kutlaması” yapabilirler!
Yapamazlar mı?
Yapmazlar mı?
Yani Maraş’ta elalemin mülkleri üzerinde oynadıkları oyunun böyle bir kutlamadan farkı olur mu?
Olmaz bence!
“Kadına şiddet panayırı!”…
-*-*-
Çok mu abarttım?
Hiç abartmadım!
Bu ülkede kadına şiddet, çok ciddi boyuta ulaşmıştır…
Buzdağıdır!
Ve suyun altında kalan kısım, görünenden çok büyüktür!
-*-*-
Ve bu ülkede uyuşturucu, en küçük bir toplumsal tedbirin olmadığı, ufak tefek polisiye tedbirlerle engellenmeye çalışılan bir büyük sıkıntıdır!
Kimse bu sıkıntıyla ilgili en küçük bir proje dahi üretmemektedir!
Yokmuş gibi davranılan bir sorundur uyuşturucu!
Ya da duayla, külliyeyle biteceği düşünülmektedir her halde!
Kutlamasını yapmaz mısınız bu sorunun da?
-*-*-
Ya da “İnsan kaçakçılığı!”
KKTC, ne acıdır, ne utançtır, ne utanmazlıktır ki insan kaçakçılığı merkez üssü haline gelmiştir!
Gelin bunun da panayırını yapalım!
-*-*-
Dünkü gazetelerden bir haber; “sahte transkript”…
Sahte diploma haberleri ile çalkalanıyor memleket!
Ve evet, bu ülkede, sahte diploma veren – sahte üniversitemiz bile vardır!
Hem de ben uydurmuyorum bunu, bizzat YÖK ve YÖDAK söylüyor!
Ve bu sahte diploma satan sahte üniversitenin yönetim kurulu üyelerinden biri, KKTC hükümetinde Türkiye’nin temsilcisi olarak bakanlık yapmaktadır!
-*-*-
Gıynık gazetesi yazdı; ekonomi eski bakanı, yeminli muhasip Derviş Kemal Deniz’e göre bu ülke, bir kanunsuzluk ve kaçakçılık ülkesidir!
Bence bu konunun da panayırı yapılmalıdır!
-*-*-
Ülkede yaşam süren nüfusun belki de 10’da dokuzunun kim olduğu bilinmemektedir!
Kaçak insan, kaçak çalışan bir yana nüfusu resmi olarak bilen tek bir yetkili kişi dahi yoktur!
Her şey hesapsızdır!
-*-*-
Siyasi avantaj maksadıyla kandırılan ve sömürülen 250 kadar okul temizlik çalışanı ile dalga geçilmektedir…
-*-*-
Merdiven altı fuhşun ve cinsel ilişkiyle bulaşılan hastalıkların arttığını doktorlar anlatmaktadır…
-*-*-
Şimdi bütün bunların panayırı düzenlenmez mi?
Düzenlenmeli!
15 Kasım günü bence çok uygundur…
Hem yargımızı tımar etmek amacıyla ülkeye yeni bir de büyükelçi geliyor ya!
O da katılır bu önemli panayıra!
Yargımızı tımar etmeden önce moral da bulmuş olur garibim!
Zaten morali da çok bozuk, ruhunu satmış zavallı!
-*-*-
Sahi, yeni panayırın adı ne mi olsun?
Bence Ali Murat Başçeri Panayırı!
Saygımızdan tabii ki!
-*-*-
1974’ sonrası kurulan muhteşem sitemin, inanılmaz kalitedeki devletimizin büyük başarısını kutluyoruz!
Neden olmasın?
Ali Murat Başçeri KKTC Sonsuza Dek Panayırı!
İlk elene hediye verilecektir!
Bir naylon anguri!
-*-*-
Organizasyon mu?
“Kutlamaya her katılana da hediye verilecektir” duyurusu en başta olmalıdır…
Hediyenin ne olacağı daha sonra açıklanacak!
“Her camiye gidene bir bisiklet” vermişlerdi, bu panayıra katılan herkese bir bakarsınız motosiklet veririler!
Ben kaçırmam, mutlaka giderim!
Asso pik!
-*-*-
Türkiye’den gelen mehter ekibiyle birlikte, vur patlasın, çal oynasın kutlamalar şenlenecek, akabinde iki rekat “işgal namazı” kılınacak ve gecemiz “yedik yuttuk afiyet olsun mevlidi” ile devam edecektir.
Mevlidin sponsoru, İçkale Firması!
Bu esnada gösteri jetleri de alçaktan uçacaktır!
-*-*-
Belediye işçilerini ödeyemediniz mi?
Peki doğrudan akaryakıt meselesini ne yaptınız?
Topluma kazık atmaya devam mı?
Sahi, Halkın Sesi yazdı; vergisini ödüyoruz ama sokaklar neden karanlık?
-*-*-
Nasıl nasıl?
“Külliye bitince halledeceyik” mi diyorsunuz?
Nasıl nasıl?
Hep bu Doğuş Derya yüzünden mi?
Ekmek bulamazsak ne yiyelim demiştiniz?
Kek!
“Keyik” der Kıbrıslı!
-*-*-
Umarım sizin gidişiniz Marie Antoinette gibi olmaz!
Egemenlik kayıtsız
şartsız Türkiye’nindir!
Che Guevara’nın katledilişinin üzerinden tam 55 yıl geçti…
Bolivya’da öldürüldüğü tarih 9 Ekim 1967’dir…
Che Guevara’nın milyonlara ışık tutan yüzlerce sözü vardır…
Son zamanlarda bizi en yakından ilgilendirenlerin en önemlisi “egemenlik”le ilgili olandır…
-*-*-
Hani KKTC’nin “egemen” bir devlet olduğu iddia ediliyor ya!
-*-*-
Guevara diyor ki; “… egemenlik; her şeyden önce bir ülkenin iç işlerine kimseyi karıştırmama hakkıdır… Ve egemenlik; bir halkın kendisine en uygun hükümet biçimini ve hayat tarzını seçme hakkıdır…”
-*-*-
İçişlerine kimseyi karıştırmama?
Kendi hayat tarzımızı belirleme hakkı?
-*-*-
Yani, hadi Seymenbaşı Ersin Tatar gariban bir adam, bilmiyor da; hepiniz mi aynısınız?
İçişlerimiz karışma ve hayat tarzımız derken…
Veya şöyle söyleyeyim, “Faiz Sucuoğlu’nun çok selamı var… Külliyemiz de Allah’ın izniyle inşallah ve maşallah yakın bir zamanda bitecektir…”
Bilmem anlatabildim mi?
-*-*-
Egemen mi?
KKTC mi?
Yörü be o yanı!
Doğru olan… Doğru çalışma gerektiren… Çok ihtiyaç duyulan doğru zaman… Hayırlı olsun beyaz güvercinciler… Ha gayret!