“Kültürün devamı için uğraşacağım”
Hasır sandalye yapımıyla uğraşan sayılı gençlerden Erkin Aday mesleğini anlattı
Üniversite’de Bilgisayar Programcılığı üzerine eğitim alan 25 yaşındaki Erkin Aday, 2019 yılında Lefkoşa’daki İskemleci’de bu mesleği öğrenmeye başladığını anlatıyor, bundan duyduğu mutluluğu dile getiriyor.
Aday: “2019 yılında dedemi fizik tedaviye götürdüğüm yerde bir sandalye gördüm. Oradaki doktora sandalye yapımına ilgim olduğunu anlattım, o da bana hastalarından birinin sandalye yapım ustası olduğunu ve beni tanıştırabileceğini söyledi. Ustam Özkan Öke geldi ve benimle tanıştı”
Derya ULUBATLI
Üniversite’de Bilgisayar Programcılığı üzerine eğitim alan 25 yaşındaki Erkin Aday, uzun zamandır sandalye yapımına ilgi duyduğunu ve 2019 yılında Lefkoşa’daki İskemleci’de bu mesleği öğrenmeye başladığını anlatıyor, bundan duyduğu mutluluğu dile getiriyor. Sandalye yapmanın hem el, hem akıl hem de kalple ve sevmekle ilgili olduğunu söyleyen ustası Özkan Öke ise, bu mesleğin devamının önemine vurgu yapıyor, genç nesilleri bu işi öğrenmeye çağırıyor.
Daha önce farklı yerlerde de çalıştığını ancak sandalye yapımını öğrenmenin kendisi için ayrı bir heves olduğunu söyleyen Aday, sürecin başlangıcını şöyle anlatıyor: “Daha önce bir kasetçide çalışıyordum. Bu işe ilgim hep vardı ama bir türlü yapan birilerini bulamamıştım. 2018 yılında yandaki restoran açılınca oraya geldim, buradaki atölyeyi de gördüm ama kapalı olduğunu ve çalışmadıklarını düşündüm. 2019 yılında dedemi fizik tedaviye götürdüğüm yerde bir sandalye gördüm. Oradaki doktora sandalye yapımına ilgim olduğunu anlattım, o da bana hastalarından birinin sandalye yapım ustası olduğunu ve beni tanıştırabileceğini söyledi. Başta inanmadım ama sonra gerçekten bekleme odasında dedemin seansının bitmesini beklerken şimdiki ustam Özkan Öke geldi ve benimle tanıştı. Süreç bu şekilde başladı”.
“Bu bir ekip işidir… Bu kültürün devamını sağlamak için uğraşacağım…”
Ailesinin de bu duruma sevindiğini belirten Aday, sandalye yapımının çok kademeli bir iş olduğunu ve doğayı çok seven bir insan olarak yazda dereye giderek sazlık seçme, toplama ve kurutma işlemlerinin de kendisi için keyifli süreçler olduğunu dile getiriyor. Aday, “ben doğayı çok seven bir insanım ve bu iş de her yönüyle doğayla bağlantısı olan, doğayla iç içe bir iş. Bu yüzden kendime çok yakın görüyorum, beni tamamladığını düşünüyorum” diyor.
Aday, ustasının kendisinde çok olumlu etkileri olduğunu ve ustası sayesinde bu işi daha çok sevdiğini söylüyor. Bunun bir takım işi olduğunu ve gençlerin bu konuya yönelerek bu mesleğin devamını sağlamasının çok önemli olduğunu vurgulayan Aday şöyle devam ediyor: “Üretmek her zaman çok güzel bir şey… İnsanı yeniliyor… Bu yakın zamanda bitebilecek bir kültür, artık usta olarak sayılı insanlar kaldı. Herkes tek tek bırakmaya başladı bu yüzden yeni nesillerin bu alana ilgi duyması çok önemlidir. Bu bir ekip işidir ve tek başına yapmak çok zordur. Malzemeyi toplama, hazırlama, kesme, delme, örme, cilalama… Oldukça uzun bir süreç söz konusudur. Başından sonuna da her şeyini ekip yapıyor. Bu yüzden yeni kişilerin yetişmesi bu alanda üretimin devam etmesi açısından çok önemlidir. Elbette bu süreçler zorlayarak olmuyor, sevmek gerekiyor ama tavsiyem insanların bu alana yönelmesidir. Ben de bunun devamını sağlamak ve bunları öğretmek için elimden geleni yapacağım. Önümüzdeki aylarda askere gideceğim ve buradan bir süre uzak kalacağım, bu da benim için kötü olacak. Aslında askere vatani görev diyorlar ama benim burada yaptığım da bir vatani görev… Kültürümüzün devamını sağlamaya çalışıyorum”.
Özkan Öke: “Okumuş sandalyeci istiyorum dedim, okulunu bitirmesini istedim…”
İskemleci’de ustalık yapan Özkan Öke ise başlarda Aday’ın bu işi yapabileceğine pek güvenemediğini ve ailesiyle tanışmak istediğini anlatıyor. Öke şunları söylüyor: “Başta bana biraz çelimsiz geldi, yapamayabilir diye düşündüm. Ailesiyle görüşmek istedim. Daha sonra kabul ettim ama ‘ben okumuş bir sandalyeci istiyorum’ diyerek önce okulunu bitirmesini istedim. Sonraki süreçte bir yandan okuluna devam edip, bir yandan burada çalışmaya başladı”.
“Bu mesleği devam ettirecek gençlere ihtiyaç var”
Bu işin meditasyon gibi bir çalışma olduğunu anlatan usta Özkan Öke ise şunları söylüyor: “Sandalye yaparken beden yoruluyor ancak beyin çok rahatlıyor. Saz ile, ağaç ile haşır neşir oluyorsunuz. Severek yapıyorsunuz. Zaten sevmeden bu işi yapamazsınız. Şu an Erkin’in yaptığı örgüyü adada kimse yapmıyor. Başta elleri ağrıyordu, şişiyordu. Alışana kadar biraz zaman geçti ama şu an hem severek hem de iyi yapıyor. Daha da geliştirebileceğini düşünüyorum. Bu alanda gençlere ihtiyacımız var. Bu alanda çalışmak isteyen neredeyse kimse yok. Ben de bir yandan banka müdür olarak çalışıp iş sonrası da buraya gelerek atölyede babama yardım ediyordum. Bu mesleğin devam edebilmesi için, bununla ilgili meslek okulları açılması için çok uğraştım ancak bu hiçbir dönemde yapılamadı… Biraz umudumu kaybetmiş gibiydim ancak daha sonra karşıma Erkin çıktı. İyi ki de çıkmış. Şu an bu işin benden sonra da devam edeceğini düşündüğümde benden daha mutlusu yok… Paylaşmak her zaman güzeldir ve eminim O da ileride bunu başkalarına aktaracak, başkalarıyla paylaşacak”