Kuraklığın resmi!
Geçen yılın kuraklığı 2023’e taşındı, yağışsız geçen kış, kuraklığı doğal afet boyutuna çıkardı.
Fehime ALASYA
Yer altı sulama göletlerindeki doluluk oranlarına ilişkin geride bıraktığımız yılın verileri, kuraklığı resmetti…
Su İşleri Dairesi’nin resmi verilerine göre 2022’de aktif durumdaki tüm göletlerdeki doluluk oranı düştü.
Gemikonağı göledindeki su miktarı, 3 milyon metre küpten, 677 bin metre küpe geriledi. Hamitköy ve Serdarlı göletleri tamamen kurudu.
Gönyeli, Kanlıköy ve Gönendere’deki göletler ise yarı yarıya boşaldı.
Gemikonağı Madendere göledinde korkunç düşüş
Yıllardır adım adım gelen kuraklık tehlikesinin artık kapıya dayandığını belirten Biyologlar Derneği ise bu tehlikenin farkına vararak çözümler üretilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Biyologlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Sarpten, Su İşleri Dairesi verilerine ilişkin ‘tehlikenin boyutunu gözler önüne seriyor’ değerlendirmesinde bulundu.
En fazla yağış alan bölgelerden biri olan Gemikonağı Madendere göledinin 2022 yılı içerisindeki aylar bazında doluluk oranındaki düşüş ise, yaşanan kuraklığı adeta bir kez daha gözler önüne serdi.
Söz konusu göledin 2022 yılının ilk beş ayında en yüksek doluluk oranına ulaştığı, Mayıs ayında 3 milyon 252 bin metre küp dolulukta olduğu görülürken, Aralık ayındaki verileri ise doluluk oranının gerileyerek 677 bin metre küpe düştüğünü ortaya koyuyor. Veriler, söz konusu gölette 7 ayda 2 milyon 575 bin metre küplük bir su kaybı yaşandığını da gözler önüne seriyor.
Kurak geçen aylarda üreticinin sulama ihtiyacının karşılandığı göletteki doluluk oranındaki bu düşüş, endişeleri de artırdı.
Aktif tüm göletlerdeki doluluk oranı düştü
Gemikonağı Madendere göledinin yanı sıra, 2022 yılında aktif durumdaki tüm göletlerdeki doluluk oranın çok büyük ölçüde düştüğü görüldü.
2022’de doluluk oranı azalmayan tek gölet ise Serdarlı Ağılledere göledi oldu. Bunun dışındaki göletlerde büyük su kaybı yaşandığı görüldü.
Bir yıllık değişim…
2021 ve 2022 yılı kıyaslandığı zaman 17 göledin 5’i kurudu, 8’indeki doluluk oranı ise geriledi. Doluluk oranı yükselen sadece 2 gölet verilere yansıdı. 2 göletteki doluluk ise ‘ölçülmedi’.
Sadece 2 göletteki doluluk arttı
Bir yıllık sürede doluluk oranı yükselen iki göletten biri Serdarlı Ağıllıdere oldu. Bu göletteki doluluk geçtiğimiz yıl aynı döneminde yüzde 20 iken, bu yıl yüzde 25’e ulaştı. Doluluk oranı yükselen bir diğer gölet ise Gemikonağı Madendere oldu. Buradaki doluluk geçen yıldan bu yana %12’den 16’ya çıktı.
Kuruyan gölet sayısı artıyor
Geçtiğimiz yıl 4 göledin kuru olduğu kayıtlara yansırken, bu sayı 5’e çıktı. Geçtiğimiz yıl Beşparmak Alagadi Çiftlikdere, Değirmenlik Çataldere, Dağyolu Üçparmakdere ve Haspolat göletlerinin kuru olduğu da kayıtlara yansıdı.
Bu yıl ise Yılmazköy Polatdere, Hamitköy Baştanlıkdere, Değirmenlik Çataldere, Dağyolu Üçparmakdere ve Haspolat göletleri ‘kurudur’ olarak görüldü.
Arapköy Uzundere ve Mersinlik Azganlıdere her iki yılda da ‘ölçülemez’ durumda olduğu görüldü.
2021’de ‘Dipsavak Altı’, 2022’de ‘kurudur’
2021 yılında ‘Dipsavak Altı’, ‘çok az su nedeniyle ölçülemez’ olarak kayıtlara geçen Yılmazköy Polatdere göledinin ise 2022’ye geldiğimizde ‘kuru’ olarak kayıtlara yansıdığı da dikkat çeken bir diğer ayrıntı oldu.
En yüksek kapasiteli gölet Gemikonağı Madendere
17 göledin toplam kapasitesi 14 milyon 695 bin metre küp. Kapasitesine göre incelenen göletler içerisinde ise en yüksek kapasiteli göledin 4 milyon 121 bin metre küp ile Gemikonağı Madendere Göleti ilk sırada yer aldı. En yüksek kapasiteli ikinci gölet ise 1 milyon 468 bin 157 metre küp ile Akdeniz göledi oldu. Bazı bölgelere yağan yağmurun diğer bölgelere göre daha az olması nedeniyle bu aylardaki en düşük kapasiteli gölet ise 117 bin 390 metre küp ile Haspolat göledi ilk sırada yer aldı.
Biyologlar Derneği Eski Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Sarpten:
“Kuraklık" tehlikesinin farkına vararak çözümler üretilmeli”
Yıllardır adım adım gelen kuraklık tehlikesinin artık kapıya dayandığını belirten Biyologlar Derneği ise bu tehlikenin farkına vararak çözümler üretilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Her şeyden önce ülke genelinde 2023 yılı yaz aylarında bizi ciddi bir kuraklık tehdidinin beklediğini söyleyen Biyologlar Derneği Eski Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Sarpten, “Zaten, yıllardır adım adım gelen tehlike artık kapıya dayanmış durumdadır” dedi.
Ülkede ‘su politikası’ olmadığına vurgu yapan Sarpten, bunun yanında giderek artan su talebinin mevcut göletlerdeki sulama amaçlı çekimi de arttırdığını kaydetti. Bu duruma iklim değişikliğinin etkisiyle yağışlardaki düzensizlik ve yetersizliğin eklendiğini anlatan Sarpten, tablonun iyice karardığını ifade etti.
Sarpten, “Kıbrıs adası iklim değişikliğinden etkilenmeye çoktan başladı ve bu etkinin en çok olması beklenen alan ise kuraklıktır. Artık yazlar daha sıcak ve kurak, kışlar ise daha düzensiz bir yağış rejimine sahiptir. Bunu bilmeli ve önlem almalıyız.” dedi.
“Önümüzdeki yıllarda bu sorunun katlanarak devam edeceği aşikar”
Su Dairesi verilerini değerlendiren Sarpten, şöyle devam etti:
“Eldeki veriler göletlerin su seviyesinin geçmiş yıllara oranla azaldığını hatta hızla kuruduğunu gösteriyor. Geçen yıl 4, bu yıl ise 5 göledin tamamen kurumuş olması buna işarettir. Ayrıca, neredeyse göletlerin tamamındaki su oranı düşüklüğü tehlikenin boyutunu gözler önüne sürmektedir.
Ülkeyi yönetenlerin duyarlığı karşısı da başta üretici olmak üzere halkımız yağışlara bel bağlamış durumda ancak bu da beklenen çözümü sağlamayacak. Bu yıl istenilen yağış Aralıkta gelmedi, Ocak ayında da gelmesi muhtemel değil. Gelse bile önümüzdeki yıllarda bu sorunun katlanarak devam edeceği aşikardır.”
Tehlike artık fark edilerek çözüm üretilmeli…
“Kuraklık" tehlikesinin farkına vararak Türkiye'den gelecek suya bel bağlamadan akılcı politikalar üretilmesi ve olası krizlere hazırlıklı olunması gerektiğine değinen Sarpten, bunun için göletlerin bakımın yapılması, kapasitelerinin artırılması, sel baskınlarının önlenmesi ve kirli suların artırılıp tarımda kullanılması gibi yöntemlerin gündeme alınması gerektiğinin altını çizdi.
Sarpten şunları dile getirdi:
“Biyologlar Derneği olarak, 10 yıl önce de ortaya koyduğumuz gibi "taşıma suyla değirmen dönmez" ve dönmüyor! Türkiye'den borulara su getirilmesi bu ülkenin su sorununu çözmeye yetmez. Çünkü mesele çok suyun gelmesinden öte "akılcı bir su politikasının" uygulanmasıdır.
Ancak bizde bırakın akılcı olmasını her hangi bir su politikası dahi yoktur. Halen daha Meclis’ten geçirilmiş bir su yasamız olmadığı gibi Türkiye'den su geldiği için devlet su yönetiminden elini çekmiş ve tamamen Geçitköy'de depolanan suya bel bağlamıştır.
Bizler evlerimizde sular aktığı ve Türkiye'den gelen su şimdilik belediye depolarına aktığı ve içme suyu bulabildiğimiz için mevcut sorunu görmüyoruz. Siyasiler de Geçitköy’deki suya bakıp su sorunumuz yok zannediyorlar. Oysaki, daha önce yaşadığımızın bir benzeri olası arıza durumunda çok kısa sürede evlerimizde dahi su bulamayabiliriz.
Kaldı ki, mesele sadece içme suyu değildir. Türkiye’den gelen su 10 yıl geçmesine rağmen hala tarımda kullanılamıyor ama biz bunu önemsemiyoruz. Zira su yönetimi artık bizim kontrolümüzde değil!”