Kurdurulan hükümetin marifetleri…
UBP-DP Hükümeti’nde Serdar Denktaş öne çıkıyor… Çok başarılı olduğundan değil, anlamsız, tuhaf çıkışlarıyla…
Örneğin mecliste yaptığı konuşmada “tabii ki müşavir yaratacağız, müşavirler oldu, daha da olacak” dedi.
Müşavir yaratmanın bir başarı olduğunu göstermeye çalışır gibi… CTP, yeni müşavir yaratılmasın diye hazırladığı taslak yasaya ivedilik istedi ama UBP-DP’nin oylarıyla reddedildi. Oysa ki UBP, CTP ile hükümetteyken taslak lehinde görüş vermişti.
Serdar Denktaş anlamsız çıkışlarına KKTC’nin TC’ye olan borçlarını Rum tarafının ödemesini istediği açıklamasını da ekledi. Kıbrıs’ın güneyinden KKTC’nin TC’ye olan borcu hakkında açıklama gelince ve bu borç anlaşmanın önünde bir engeldir denince “bunun sorumlusu Rum tarafıdır, bizi TC’den bu kadar borç almaya iten Rum tarafının tutumudur, dolayısıyla bu borcu da Rum tarafı ödemelidir” dedi.
Bu garip açıklamalar Serdar Denktaş tarafından yapılırken hükümetin başkanı Hüseyin Özgürgün sessiz kalıyor.
Böyle tuhaf açıklamalar yapacağına sessiz kalması daha makul aslında…
Serdar Denktaş’ta bir ‘şımarık çocuk’ durumu var. Hükümet değiştirilmeden önce parça parça eriyen DP, böyle bir durumda hemen anahtar parti, olmazsa olmaz parti durumuna gelince şımarmayı hak ettiğini düşündü Serdar Denktaş… Belki öncesinde DP’den istifa eden vekiller de bin pişman olmuşlardır bir bakanlık alamadıkları için ama yine yeni hükümete destek verirken bizim bilmediğimiz bazı şeylerle tatmin edilmişlerdir diye düşünüyorum veya bunu bekliyorlardır. Olmaması durumunda ise hükümetin ne kadar gidebileceği konusunda tartışmalar var.
***
Girne limanında yasa dışı bir kiralama oldu. Girne eski limanda bütün yatçıların kullandığı tarihi Gümrük Binası, bir kişiye kiralandı. Turizm Bakanlığı eski müsteşarı Kemal Deniz Dana’nın, binayı usulsüz bir şekilde kiraladığı belirtiliyor. Bu kiralamanın sonucunun ne olacağı bekleniyor. İptal olacak mı yoksa çoğu zaman olduğu gibi yapıldığıyla mı kalacak merak ediliyor.
Tabii daha önemlisi Girne Limanı’nda usulsüz kiralama yapanlar, yani bunu yapmayı kendilerinin yetkisinde görenler o limanın pis kokusunu halletmek için neden yetki almıyorlar merak ediyorum.
***
Mağusa Arıtma Tesisleri’nin ihalesini Bertan Zaroğlu’nun hissedarı olduğu şirket kazanmış. Hataylılar Derneği Başkanı olan Bertan Zaroğlu, böyle bir ihaleye girmiş. Bunda yanlış bir şey yok. Ancak CTP Milletvekili Doğuş Derya’ya sosyal medya üzerinden ağza alınmayacak, buraya da yazılamayacak hakaretler eden bu kişiyle ilgili mahkeme yakında başlıyor. Tabii ki bu durum da bir ihaleye girme ve o ihaleyi alma hakkını henüz almıyor ancak vatandaşın vicdanında çok rahatsız edici bir durum ortaya çıkarıyor. Toplum vicdanında, en azından benim vicdanımda özelde Derya’yı, genelde kadını aşağılayıcı ve buraya almakta büyük sakınca olan sözleri sarfeden birinin hiçbir şeyi hak etmediğini düşünüyorum.
---------------------------------------------------------
%400 oranında artan yapılaşma…
Yukarıdaki resim 1960’ların Girne’si… Tabii ki aynı kalmasını bekleyemeyiz. Ama bir de şimdiki durumunu düşünün ve elinizi vicdanınıza koyunuz… Şimdiki durumunu bildiğiniz için eskilerden bir fotoğraf koymak istedim. Daha iyi kıyas yapabilmek için… Bu kadar da fazla… Hem de çok. Girne Belediyesi’nin Su İşleri Sorumlusu Erdinç Akün ile konuşuyoruz… Girne’ye günde 350 ton su verebildiklerini ancak 650 tona ihtiyaç olduğunu söylüyor. Bunu söylerken tabii ki günden güne artan yapılaşmayı da üstüne basa basa anlatıyor. Şöyle bir bilgi de veriyor Akün; Bu sene üç ayda 1000 adet su sayacı bağladıklarını ama bu 1000 sayacı daha önceki yıllarda üç ay değil de bir senede verdiklerini de hatırlatıyor… Yani şehirleşmenin, yapılaşmanın Girne’de %400 oranında artmış olduğunu bu örnekten basitçe anlamak zor değil. Elbette ki Girne’deki bu yapılaşma bu şekilde giderse (ki gitmemesi için ciddi bir önlem görünmüyor) sadece verilen suyun yetersiz kalması değil, yolun, alt yapının, oto parkların oldukça yetersiz kalması, hatta iflas etmesi, ortaya çıkan çöplerin de toplanamaz hale geleceği gün gibi aşikâr… Artık Girne’nin içinde çöpten boğulur muyuz, yetersiz kalan kanalizasyon sisteminden taşacak pis suların altında kalır mıyız, hastalıktan kırılır mıyız, ortada yol kalır mı, olmayan yollarda gidecek araba bulunur mu, yapılaşmanın ortaya çıkardığı oksijensizlikten bitkisel hayata mı gireriz ‘belli değil’ demek isterdim ama ne yazık sonuç ‘belli.’
---------------------------------------------------------
KARAR
Cahil cesareti
Trafik ışıklarının olduğu kavşaklarda bir tarafta yeşil ışık yanmışken, kırmızı ışıkta son sürat 130-140 km ile geçmeye devam eden sürücüler, olabileceklerin farkında olmayan cahil cesaretli kişilerdir demek en doğu tanım olur. Çünkü cahillerin cesareti fazla olur. Akıllı olan insan olabileceklerin farkındadır, kurallara uyar, son anda ışıkları fark etmişse bile yavaşlamak için elinden geleni yapar. Neredeyse her gün karşılaştığım bu durumdan mütevellit kararım; Son sürat geçmeye devam edenin kafatasında beyin yerine başka bir şey var demektir.
---------------------------------------------------------------
BANA GÖRE
Eğleniyorum
Kemal Kılıçdaroğlu’nun son halini beğeniyorum. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, özellikle Tayyip Erdoğan’a karşı son zamanlardaki çıkışlarıyla benim beğenimi kazanıyor. Çok akıllı veya çok politik değil konuşmaları! mı diyorsunuz… Onun için hoşuma gidiyor zaten çünkü Türkiye’de yapılan politika değil ki! Öyle bir düzene, Başbakan değiştiren bir Cumhurbaşkanı’na rağmen kişiliğine gösterilen hüsn-ü kabule karşı ancak öyle söylemlerle politika yapılabilir. Etik-metik, ahlâk-mahlak kimsenin umurunda değil. Ben eğleniyorum.
--------------------------------------------------------
"Çalışma uçup gidebilen bir alışkanlıktır; bırakması kolay, yeniden başlaması zor bir alışkanlık."
Victor Hugo