KÜRKÇÜ DÜKKANI
Kıbrıslı Rum Dışişleri Bakanı Hristodulis, TC ile Yunanistan arasından Berlin’de yapılan toplantılarda ‘Ankara’nın Akıncı’yı devre dışı bırakmasını istediğini’ söylemiş. Cyprus Mail bunu duyurdu dün…
Habere göre TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ‘görüşmeler için’ KKTC Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ı önermiş.
Bu haberde aslında ‘haber değeri’ yok pek. Yeni bir durum yok çünkü. ‘Haber’ olmuş evet ama ‘malumun tekrarı’ndan başka bir özelliği yok.
Ne Ankara açıısndan…
Ne Lefkoşa’nın iki kesimi bakımından…
Retorikler aynı… Replikler de aynı…
Farklı bir durum yok.
Fakat bu ‘haber’ bir yanıyla örtülü bir mesaj içeriyor.
Konuya oradan bakmakta fayda var.
***
‘Retorik ve replikler aynı’ mı gerçekten de, ona bakalım…
Ankara için durum nedir mesela?
Çavuşoğlu Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ilk defa yapmadı buna benzer çağrıları… Hatta TC Cumhurbaşkanı Erdoğan da defalarca “Sizin muhatabınız biz değiliz, KKTC devleti ve hükümetidir” dedi.
Şimdi söylediği de bunun tekrarından başka bir şey değil Çavuşoğlu’nun…
Akıncı yerine Özersay’dan söz etmesi de şaşırtıcı değil. Zira Ankara’daki iktidarla Akıncı’nın arasının bozuk olduğu –hatta öyle bir ‘ara’ dahi kalmadığı- da biliniyor. Ama zaten Çavuşoğlu muhtemeldir ki ‘İki Dışişleri Bakanı olarak görüşsünler’ diye önermiştir Özersay ve Hristodulis’in…
Peki Kıbrıs Rum Liderliği açısından manzara nedir, retorik ve replik bakımından?
Kıbrıslı Rum statükosu –çok uzun yıllardır- ‘muhatap’ olarak Kıbrıslı Türkleri değil, Ankara’yı gördüğünü, zira KKTC’nin ‘yasadışı’ olduğunu söyleyip durmıuyor mu?
“Kıbrıs sorununu Ankara ile çözeceğiz” deyip durmuyorlar mı?
Ve aslında Türkiye ile Kıbrıs Cumhuriyeti gerektiğinde bazen direkt görüşme dahil, ikili temas içinde değiller mi?
İşin özü, TC ile KC ‘rol’ kesmeye devam edip duruyorlar.
Kıbrıslı Türkler ise ‘Sırat Köprüsü’nde beklemeye devam ediyor, günden güne daha da kaybederek…
***
Dolayısıyla Cyprus Mail’in haberinde ‘yenilik’ adına bir malzeme yok.
Peki ne var?
‘Tilkinin dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkanıdır’ gerçeği var!
Ne demek bu?
Şu demek: Kıbrıs sorunu çözümlenmeden ne Türkiye’nin başı rahata erecektir, ama ne de Kıbrıs Cumhuriyeti’nin!..
Gazetenin haberinden yansıyan ‘gizli mesaj’ bu bana göre…
Bir ‘arayış’ var. Bölgedeki petrol, denizlerdeki ve havadaki egemenlik meselesi ‘uzlaşı’ sağlanmadan kimseye yar olmayacak çünkü…
Beğenelim ya da beğenmeyelim, kaymağı yiyecek olan büyük şirket ve devletlerin çıkarları da buradan geçiyor.
“Kıbrıs’ta çözümsüzlük çözüm değildir” cümlesi çok basit ve usandıracak kadar eskidir ama, aslolan gerçek de budur.
En fazla biz Kıbrıslı Türkler için elbette…
Ama sadece biz değil…
Bölgede çıkarı olanlar için de…
Kıbrıslı Rumlar için de…
Türkiye için de…
Herkesin dönüp dolaşıp geleceği yer bellidir: ‘Birleşik Federal Kıbrıs’…