KÜRTAJ ve yasa tartışmaları
“Ceza Yasası”na yönelik değişiklik önerileri çok önemli bir kültürü hepimize yeniden hatırlattı: Tartışmak!
Bunun değerini bilelim...
Farklı seslerden, fikirlerden ürkmeyelim.
* * *
'Kürtaj' tartışması, yaşanan trajedi ve yargı kararı ile çok daha hassaslaştı.
Mesele sadece kadın hakları savunucuları, hekimler, vekiller ya da mağdurların değil.
Olabildiğince herkesi ilgilendiren, toplumsal, insana dair bir konu bu...
* * *
Böylesi tartışmalar sayesinde dünyaya da bakmayı öğreniyor, farklı hassasiyetleri ölçüyor, bilgileniyor, sorguluyoruz.
Aslında, herkes kendi fikrini, argümanını söylese, bilgilendirici ya da düşündürücü katkılar sunabilse çok daha olumlu olacak...
Kimse kimseye "ayar çekmeden" ya da bunu bir "tribün rekabeti”ne çevirmeden sorgulayalım.
* * *
Takıldığım bir nokta var. Tümüyle "kadın bedenini" mi ilgilendiriyor bu?
Tam da katılmıyorum.
Bir "can" gelecek dünyaya ve erkeğin duygusunu, sorumluluğunu, düşüncesini, psikolojisini tümüyle "yok" saymak ne kadar doğru?
* * *
"Kürtaj"a dair gözlemlerimiz de oldu, deneyimlerimiz de... Konuştuk, dertleştik, paylaştık pek çok dostla, kadınla...
Ülkemizde kürtaj yasak değil...
“Süre”ye dair bir tartışma yaşanıyor.
Peki, ne kadar zamanda "hamile" olduğunu öğreniyor bir anne adayı, çift?
Genelde, bu soruya verilen yanıt beş ile sekiz hafta arasında...
Şu anki yasa "10 haftaya kadar" kürtaja olanak tanıyor...
Yani istisnalar dışında, 10 gün gibi bir karar süresi var, kadının kendi bedeni ya da bir çiftin gelecek planları önünde...
Bu süre çok fazla değil, yetersiz...
Dünyada 14 hafta gibi seçenekler var ki, bana makul geliyor...
20 hafta önerisi yapılmış... Hatta kürtajın bir “kadın hakkı” olarak tümüyle annenin iradesine bırakılması da konuşuluyor.
Bu görüşlere daha mesafeliyim...
Bir kadın ya da çift, hamileliği öğrendikten sonra iki hafta içinde bu kararı verebilir diye düşünüyorum...
Böylece "bebeğin gelişimi ilerledikten sonra" kürtaja gerek duyulmaz.
Ama farklı düşünenleri anlamak için de dinliyorum, okuyorum, izliyorum.
* * *
Yineliyorum: Tartışmak, nimettir.
Birbirimizi azarlamadan, itmeden, gerilmeden, uzlaşmayı deneyelim...