Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Kurtulmak

A+A-

En önemli kitlesel eylemler kamuda maaş kesintisi olduğu zaman yaşanır.
Örgütlülüğün gücü bu...

***

Böylesi bir örgütlülüğün “zümresel” bir mücadelenin ötesinde, “eşitlik ve adalet” odaklı toplumsal bir tabana yayılmasını elbette özlerim.
İki binli yıllara uzanır anılarım...

***

Yine de bana sorarsanız ada yarısında en büyük örgütlenme “statüko” altındadır.
Bir “düzen” kuruldu ve çok insan bundan geçiniyor.
Hem bu düzene “tutunmak” hem de “kurtulmak” o nedenle çok zor oluyor.

***

Hükümetin “akla ziyan” hallerine bakalım!
Aslında “statüko”nun kalbine...
Bir bakan emekliliğine bir yıl kala kendi “dünürünü” müdür atıyor.
Başbakan’a soruyorum, öylesine normal karşılıyor ki kendimden şüphe ediyorum.
Alışamadık diye!
Otuz senedir çalışıyorum, bir “müdür”ün tek imzayla sahip olacağı ek gelire, toplamda sahip olamıyorum.

***

Peki bu ilk mi?
Yok!
Çok hem de ne çok...
Emekliliğine günler kala “müdür” yapılmış bir dolu insan var.
İlgisiz, bilgisiz, gereksiz onlarca amirlik...
Münhalsiz, sınavsız, ayrıcalıkla” istihdam edilmiş dünya kadar çalışan var.
Kredisini, hibesini, teşviğini hileyle, hatırla, gönülle almış yüzlerce rol model...

***

Bir “yurt” yitiyor ellerimizden ve bıçağın kemiğe dayandığı nokta “maaş kesintisi”ne denk geliyor genelde...
Hiçbir şeyim yok akıp giden sokaktan başka” dizeleri geliyor aklıma...

***

O kadar inceldi ki devrimcilikle rantçılık, emekle sömürü, menfaatçilikle halkçılık arasındaki çizgi...
Ne varsa “yalan” geliyor bana buralarda artık...
Ne varsa...
Özel dostluklardan başka...

***

Örgütlü güce sahip çıkalım.
Örgütlü adalete...
Örgütlü eşitliğe...
Örgütlü iyiliğe...

Bu yazı toplam 1886 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar